Depreme Dayanıklı Evi Nasıl Tanırız?

Merhaba sevgili hemşerilerim. 

Bildiğiniz gibi “Önlem aldık, Korkmuyoruz!” yazı dizisi ile ilgili temel amacım siz sevgili okurlarımın deprem endişesini biraz dindirmek. İşte bu hafta da yine birlikteyiz ve kaldığımız yerden devam ediyoruz. Ev alırken ne gibi noktaları sorgulamanız gerektiğini hususunda biraz da olsa bilgi sahibi olursanız deprem endişeleriniz azalacaktır umuduyla sizlere bu köşeden her hafta yazmaya devam ediyorum. Çünkü bizler biliyoruz ki, deprem değil binalar öldürüyor.  

Evet, gelelim bu haftaki konumuza…Şimdi sizlere  ev alırken aldığınız evin projelendirilmesi ile ilgili dikkat etmeniz gereken çok temel kriterleri anlatacağım. 

Hadi o zaman hazırsanız başlayalım dostlarım. 

Mimari ve Statik Tasarımın Uyumlu Dansı

Depreme dayanıklı bir yapı tasarımında, mimarlık ve inşaat mühendisliğinin, kusursuz bir uyum içinde çalışması gereklidir. Bu ikili, bir yapının hem estetik hem de dayanıklılık açısından başarılı olmasını sağlar. Ancak bu süreç, zannedildiği kadar basit değildir ve teknik ekibimizin kılıfına uydurmalara, baskılara ve daha çok para kazanma hırsına karşı dik duruşunu gerektirir. 

Şimdi o teknik ekibin bildiği ama sizin bilmediğiniz kısımlara gelelim. İnşaatın bir mühendislik disiplini olduğundan haberi olmayan yap-satçı müteahhitler sizde dinleyin ve öğrenin. 

Estetik ve İşlev Arasında Gizlenen Tehlike: Asma Kat

Modern mimarinin "pratik çözüm" gibi görünen unsurlarından biri de asma katlar. Özellikle ticari yapılar ve geniş iç mekânlar için yer kazandırıcı ve estetik bir çözüm sunuyor gibi görünebilir. Ancak işin detaylarına inildiğinde, asma katların bina güvenliği, konforu ve estetiği üzerinde çeşitli olumsuz etkiler yaratabileceği son depremlerde iyice ortaya çıkıyor.Özellikle Türkiye gibi deprem riski yüksek bölgelerde, asma katlar düzensiz kütle dağılımına yol açabilir. Bu, deprem sırasında binanın titreşim frekansını olumsuz etkileyerek ciddi hasar riskini artırır.

Aslında kitabına uygun yapılan asma katlarda da sorun çıkmaz sevgili dostlar, asıl sorun asma kat yapılırken çoğu zaman gerekli statik hesaplamaların atlanmasıdır. Bu, binanın yük dağılımını bozarak deprem anında sorunlar yaratır.

Yumuşak Kat mı o da ne?

Depremler sırasında birçok bina, "yumuşak kat" sorunundan dolayı hasar görür. Yumuşak kat, diğer katlara göre daha az kararlı olan kattır.  Ve daha çok zemin katlarda dükkanlarneedeniyle oluşur.  Eee dükkanlı binadan ev almayalım mı? Tabi ki alın ama almadan şu soruları sorun dostlarım.

Dükkan dediğimiz bu ticari katlarda  diğer katlara göre daha yüksek dayanımlı kolonlar kullanıldı mı?

Ek perde duvar/kolonlar ile bu katlar güçlendirildi mi?

Asma kattan kaçınıldı mı? Ya da bunun için ek önlem alındı mı?

Binadaki kat yükseklikleri her katta aynı mı, hatta bitişik nizamsa yandaki bina ile kat yükseklikleri aynı mı, pencereleri aynı seviyede mi, yani bina binaya denk mi?

Bitişik nizam ise yan bina ile arasında 30 cm de olsa bir boşluk yani dilatasyon var mı? 

Neyse ki 6 Şubat depremleri sonrası bu hususların deprem davranışındaki önemi anlaşıldı ve ilgili yönetmelikte yapılan değişiklikler kapsamında; konut binalarının zeminindeki iş yerlerinin zemin kat yüksekliği 4,5 metreyi geçmemesi sınırlaması getirildi. Bu yapılarda; depreme dayanıklı perde duvarlı sistem zorunlu oldu ve kısa kolon oluşturulması yasaklandı. Asma kat yapımı kaldırıldı. 

Aslında bunlar yıllardır bilinen gerçeklerdi ancak neden düzenleme yapılması için bu kadar geç kalındı o da ayrı bir tartışma konusu…

Nihayetinde sevgili dostlarım, siz gözünüzü dört açın. Ev alırken çok iyi araştırın.

Son Söz

Sevgili hemşehrilerim, haftaya buradan devam edeceğiz yazı dizimize. Yukarıdaki Twitter ve e-posta adreslerimden bana ulaşarak sorularınızı iletebilieceğinizi biliyorsunuz. Memnuniyetle cevaplayacağımı bilmenizi isterim. Haftaya kadar sağlıklı ve güvende kalın!