Yangınlar, yalnızca ormanları değil, yaşam alanlarımızı, ekonomimizi ve en önemlisi can güvenliğimizi tehdit eden ciddi afetler. Yaz aylarında orman yangınları, kış aylarında ise bina yangınları büyük kayıplara yol açıyor. Orman yangınlarında yok olan kuşlar, yaban hayvanları ve doğayı bir kenara koyarsak sadece son birkaç yılda insan canının yok olduğu pek çok olay yaşadık.
Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Oteli'nde meydana gelen trajik yangın, bu gerçeği bir kez daha acı bir şekilde hatırlattı. Bu elim olayda 78 kişi hayatını kaybetti, 51 kişi ise yaralandı. Yangın, otelin dördüncü katındaki restoran bölümünde başlayarak hızla üst katlara yayıldı. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, yangın alarm sistemleri çalışmadı, misafirler yoğun duman altında panik içinde kaçmaya çalıştı. Otelin ahşap dış cephe kaplaması, alevlerin hızla yayılmasına neden oldu. Yangın algılama ve söndürme sistemlerindeki eksiklikler, yangın merdivenlerinin yetersizliği ve acil çıkış işaretlerinin bulunmaması, can kayıplarının artmasına yol açtı.Bazıları ölürken, diğerleri kaymaya devam etti.
Yine yarım kalan hayatlar, geride bıraktıkları tarifsiz acılar...O kadar mı, hadi geriye doğru gidelim.
2 Nisan 2024 Beşiktaş Yangını, İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde, 16 katlı bir binanın bodrum katında tadilat halindeki bir işyerinde çıkan yangında 29 kişi hayatını kaybetti, 1 kişi ağır yaralandı.
2016 Adana Öğrenci Yurdu Yangını, Adana'nın Aladağ ilçesinde Süleymancılar cemaatine ait bir kız öğrenci yurdunda çıkan yangında 12 öğrenci yanarak öldü.
2 Temmuz 1993, Madımak Oteli, Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında toplanan aydınlar ve sanatçıların konakladığı otel kuşatılarak yangın çıkartıldı. Ne yangın anında, ne de öncesinde hiçbir yangın söndürme önleminin alınmadığıotelde 37 can yanarak ve dumandan boğularak hayatını kaybetti.
Ölümlerin çoğunluğu ihmalden kaynaklandı. Oysa basit önlemlerle bu felaketlerin önüne geçilebilirdi.
Bu saatten sonra ise benzer acıların bir daha yaşanmaması için yapılması gereken şeyler var. Yönetmeliklerde pek bir açık yok doğrusunu isterseniz, özellikle 2024 Aralık ayında yayımlanan "Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik Kılavuzu", oldukça detaylı haırlanmış dünya standartlarında bir klavuz. Ancak eski binalar ve uygulama eksiklikleri büyük bir soru işareti olarak karşımıza çıkıyor. Tüm binaların yangın güvenliği açısından yeniden denetlenmesi, eksikleri giderilene kadar kullanımının durdurulması ve düzenli kontrollerin yapılması şart.
Peki, birey olarak bizler ne yapabiliriz? Konakladığımız yerlerin yangın güvenliğini kontrol etmek ve gerekli önlemlerin alınmasını talep etmeyi öğreneceğiz.
Bundan sonra sizde konakladığınız yerlere daha yakından bakın.
Yangın Algılama Sistemleri Var mı, duman ve ısı dedektörleri bulunuyor mu, dedektörlerin çalıştığını gösteren ışık yanıyor mu?
Yangın Söndürme Ekipmanları Mevcut mu, Katlarda yangın tüpleri ve yangın dolapları (hortum ve su kaynağı) var mı, Yangın söndürme tüpleri erişilebilir ve kullanım tarihleri güncel mi?
Acil Çıkış Yolları ve Yangın Merdiveni, Acil çıkış kapıları kolayca açılabiliyor mu, Yangın merdiveni kullanılabilir durumda mı, Acil çıkış yönlendirme levhaları (ışıklı tabelalar) net bir şekilde görünüyor mu?
Elektrik ve Isıtma Sistemleri Güvenli mi, Prizler ve elektrik kabloları eski, gevşek veya hasarlı mı?
Binada yangın tahliye planı var mı?
Resepsiyon veya bina yöneticisine acil durum prosedürlerini sorarak bilgi alın.
Biz vatandaşlara da bunları bilip talep etmek düşüyor. Gittiğiniz oteli, çocuğunuzun kaldığı yurdu, satın alacağınız dairenin içinde bulunduğu sitenin yangın sistemini, çalıştığınız binayı kontrol edin, yoksa talep edin, varsa çalışıp çalışmadığını sorgulayın. Korkmayın, çekinmeyin, sorun ve öğrenin. Farkında olarak ve farkındalık yaratarak ancak kendimizi ve sevdiklerimizi koruyabiliriz.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, güvenle kalın!