Sınıfta kalmak deyiminin sözlük anlamı genelde öğrencilere uyarlanmış olsa da bir görev veya misyon yüklenenler beklenen görevi yerine getiremediklerinde veya yüklendikleri misyonu tamamlayamadıklarında, görev ve misyonu yüklenenler,  grup yada ekip ise,  kendilerine söylenen, söz veya deyim şöyledir: “Sınıfta Kaldınız!”  
 Bu görev ve misyonu yüklenen, ve yerine getiremeyen,  bir lider yada görev adamı ise söylenen ise "Sınıfta Kaldın"  söz ve deyimi olur. 
Bu yazıyla size Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile benim bağlı olduğum meslek örgütüm, TÜRMOB yani Türkiye serbest Muhasebeci Mali müşavirler odalar birliğinin nasılda sınıfta kaldıklarını irdelemeye çalışacağım.   
Hatırlarsanız yeni hükümet sistemimiz,  Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, Türkiye'de 16 Nisan 2017 referandumuyla kabul edilen ve 9 Temmuz 2018 tarihi itibarıyla uygulanmaya başlanan başkanlık tipi hükûmet sistemidir. 
Bu sisteme geçişle beraber TBMM'nin yetkileri kısıtlanmış, cumhurbaşkanının yetkileri artırılarak yürütme organının başı olmuştur… 
şu an sistemin başı olan Cumhurbaşkanı, onun partilileri ve ittifak yaptığı ortağı bu sistemin Türkiye’ye ne kadar faydalı olacağını sistemin yürürlüğe girmesiyle, ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasal olarak şaha kalkacağını sistemin tıkır tıkır işleyeceğini, yoksulluğun azalacağını,  gelir dağılımının düzeleceğini, devletin sosyal devlet statüsü ile hareket edeceğini, demokrasimizin birinci sınıf demokrasi Yargının bağımsız, Hukuk’un üstün, olacağını dolayısıyla adaletin eşit dağıtılacağını. 16.Nisan 2017 öncesi Türkiye halkına propaganda ettiler…
Ve bastırdıkları kitapçıklarda,  
 HIZLI VE ETKİLEYİCİ İCRAAT başlığı ile
"Hızlı ve etkili yönetim; ekonomik büyüme, refah ve kalkınmanın garantisi olacak"
GÜÇLÜ YASAMA GÜÇLÜ İCRAAT başlığı ile
"Vesayet sistemi tamamen tasfiye edilecek. Yasama (meclis) ve yürütme (hükümet) güçlenecek."
GÜÇLÜ MECLİS GÜÇLÜ TEMSİL başlığı ile  
"Meclis asli işlevi olan yasa yapmaya odaklanacak ve hükümeti millet adına denetleyecek." 
BİRLİK VE UZLAŞMA başlığı  ile, 
“ Cumhurbaşkanı yüzde 50 in üzerinde bir oy ile doğrudan halk tarafından seçileceği için siyasette birliktelik artacak, kutuplaşma azalacak." 
Sözlerle halka gidildi seçim alınmış oldu. Fakat söylenenlere şöyle bir dönüp baktığımızda, rejim tek adam rejimine dönüşmüş söylenenlerin hiç biri yerine gelmemiş aksine, demokrasi, hukuk, adalet yerlerde, ekonomik istikrarsızlık.  İşsizlik döviz artışı almış başını gitmiş,  vaat edilen ne varsa tam tersi olmuştur.   İki yıllık pandemi sürecinde,  yapılan uygulamalar beceriksiz bir yönetim anlayışının tescili olmuştur. Bunları çoğaltmak mümkündür ama biz bu köşe yazısı ile bu kadarıyla yetinelim…
    Ha bizim TÜRMOB ise meslektaşın feryadına kulağını tıkamış mesleği ve meslektaşı maliyenin uygulamalarının insafına bırakmış.  Hele bir de içişleri bakanının genelge açıklamasındaki vurgusu yok mu?
Bu açıklama ile Meslek ve meslektaşın hedef haline getirilmesi karşısında,  TÜRMOB sus pus olunmuş ve dolayısıyla bu açıklama bizleri ve mesleğimizi prestij kaybına uğratmıştır.
Yine TÜRMOB,  Riskli meslek gurubunda olmamıza rağmen aşı önceliği ve mücbir sebep uygulaması talebini ve duyarlılığını yerine getiremeyerek meslektaşları, yardımcılarını yakınlarını adeta corona’ya teslim etmiştir… 
Anlayacağınız.  Hükümet de, TÜRMOB da Sınıfta Kalmışlardır…