TBMM’de, Faili Meçhulleri Araştırma Komisyonu önünde ağlayarak, kızının nasıl katledildiğini anlatan, komisyon üyelerini, televizyondan izleyenleri de, ağlatan beyaz saçlı Hıdır ÖZTÜRK’ÜN, kızıdır AYTEN.
  
AYTEN ÖZTÜRK, Tunceli, Mazgirt İlçesi, AKPAZAR, TUNGAŞ Gıda Fabrikasında işçi olarak çalışıyordu. Tanıdığım biriydi. Uzaktan yakından siyasetle ilgisi yoktu. Siyasi tarafı yoktu. Ürkek, kendi halinde, halkın deyimi ile zavallının biriydi.
  
1992 yılında çalıştığı iş yerineden çıkışta kaybolmuştu. Aradan birkaç gün geçip te bulunamayınca kaçırıldığı anlaşılmıştı.
  
O tarihlerde, DERSİM’İ, mesken tutmuş, derin devletin kiralık katili, YEŞİL, tarafından kaçırıldığı, gazeteci-yazar, SONER YALÇIN tarafından ileri sürülmüştü. Hiç bir siyasi yanı; tarafı olmayan zavallı bu kızın ünlü YEŞİL tarafından kaçırıldığına kimse inanmamıştı.
  
Yaklaşık bir hafta sonra, Elazığ mezarlığında köpekler tarafından açığa çıkarılmış. Gözleri oyulmuş parçalara bölünmüş, bir genç kızın cesedi bulunmuştu.
  
Kısa sürede cesedin, kaybolmuş AYTEN ÖZTÜRK’E ait olduğu tespit edilmişti.
 
AYTEN gibi yüzlerce insanı kaçırıp vahşice katletmiş YEŞİL’İN, işi olduğu anlaşılmıştı.
  
SÜLEYMAN DEMİREL’İN, TANSU ÇİLLER’İN, MEHMET AĞAR’IN, devlet adına tuttukları kiralık katil, Elazığ’dan kaçırdığı bir avukatla bir doktoru da, aynı şekilde katletmiş, cesetlerini getirip DERSİM’DE, Dinar Deresi’ne atmıştı.
  
Kaçırıldıktan bir müddet sonra, kaçırılanlardan avukatın eşi Cumhurbaşkanı, DEMİREL’İN huzuruna çıkmış, ağlayarak kocasını kurtarması için ayaklarına kapanmıştı. O da, “bakarız” demişti. Bakamamıştı. Devlet adına tuttukları kiralık katilin elinden kadının kocasını alamamıştı.
 
Devlet memuru olan, yüzünde, gülümsemesi eksik olmayan AYTEN’İN babası, HIDIR ÖZTÜRK’ÜN, yüzü o tarihten sonra bir daha gülmemişti.
 
Kızının katili YEŞİL’İN, bulunması, yakalanması için çalmadığı kapı kalmamıştı.
 
TBMM Faili Meçhulleri Araştırma Komisyonunun önünde döktüğü gözyaşları, izleyen, herkesi ağlatmıştı.
 
Geldi bana da ağladı. “Hocam” dedi. “YEŞİL katilinin, sağ olduğundan yalnız ben değil herkes emin olduğu halde, koca devlet bulup yakalamıyor. Açıkçası korunuyor. Bu da bizi çok üzüyor. Bu kadar cinayet işlemiş bir katil nasıl korunabiliyor. Devlet istese, en kısa zamanda yakalayabilir. Ama yakalamak istemiyor. Çünkü o katilin işlediği vahşi cinayetlere, o günün derin devleti, izin vermişti. Göz yummuştu. İzin verenler, ortakları, hala hayattalar. Hiç bir suç, işlememişler gibi özgürler. Kimse onlardan hesap soramıyor. Onun için hala kimsenin gücü ona, YEŞİL’E, yetmiyor” diye ağlayarak anlattı.
   
HIDIR ÖZTÜRK, her yıl olduğu gibi bu yıl da 13 EYLÜL’DE, TAPTİK Mezrası’ndaki mezarlıkta yatan kızını, ziyaret edecek. Bir kez daha gözyaşı sel olup akacak. Bir kez daha “Aytenim, benim nazlım, sana nasıl kıydılar” diyecek.
  
Mezar ziyaretine katılanlar da hep bir ağızdan,
   “KAHROLSUN YEŞİLLER” diyecekler.

 

Fikri TAŞ