LAGAŞ ŞEHRİNİN VERGİYLE İMTİHANI

 

Tarih tekerrürden ibarettir derler. Ancak insanoğlu maalesef bundan bir türlü ders çıkartmaz. Bir şeyleri anlasalar bile görmezden gelmek adet olmuştur nedense… İşte size bu konuda bir örnek anlatacağım; Mezopotamya da yaşamış çok eski bir medeniyet olan Sümerlilere ait Lagaş şehri ve civarında yaşanan sıkıntılardan bahsedelim size*; Lagaşlılar birçok savaş yapmışlar, sınırlarını çok genişletmişler… Ona karşılık yapılan bu savaşların masrafları halkın üzerine vergi olarak yüklenmiş. Gittikçe vergi almakta azıtan vergi memurlarını bir Sümer tarihçisi şöyle anlatmış;

            Gemileri denetleyenler, gemileri çekip alıyor, sığırları denetleyenler sığırları, balıkları denetleyenler balıklar çekip alıyorlardı. O zamanlar ölüler bile vergiye giriyordu. Bir ölü gömülmek için mezarlığa götürüldüğünde memurlar üşüşüyor ve hemen aileden hurma, ekmek, şarap gibi şeyleri vergi istiyorlardı. Sümer tarihçisi üzülerek, ülkeyi baştanbaşa vergi memurlarının sardığını söylüyor. Bunlar Sümerlilerin gözünü o kadar korkutmuş ki “Bir beyiniz, bir kralınız olabilir, fakat insan ancak vergi memurundan korkar” şeklinde atasözü yapmışlar. Halk bu ağır vergilerden büyük sıkıntıya düşmüş, üzüntü ile çırpınırken başlarına kral Urukagina gelmiş; memurlarını hizaya sokmuş adaletsiz ve gereksiz vergileri kaldırmış. Evet onlar bu dertten kral Urukagina tarafından kurtulmuştur. Ancak bu dert bitmiş mi!.. Hayır devam etmiş. Ülkeler kurulmuş yıkılmış ama bu dertler bitmemiş.

 

Sümerli tarihçinin anlattıklarından vergi vermekten korkmadıklarını anlıyoruz. Onların korktukları adaletsiz ve haksız olarak konan vergilerin yaşamlarını çekilmez bir hale getirmesi. Tarihin tekrar ettiği noktaya geliyoruz. Zaten her yıl mevcut vergilerin olağan artışlarına alıştık, yılbaşında devlet a’ dan z’ ye bütün vergilere enflasyon oranında bir artış yapıyor. Bu bizim için olağan bir şey oldu artık. Bunun haricinde dolaylı vergiler üzerinden sırtımızdan adaletsiz bir şekilde alınanlar da artık sıradan oldu. Petrolün varil fiyatı yerinde sayarken bile bizde her nasılsa benzin fiyatları artıyor. Günlük yaşamın bir parçası olan konular bile halen halk için lüks sayılarak kendi değeri kadar dolaylı vergi ödemek zorunda kalıyoruz. Buna da alıştık!..

 

Ama yine bir korku sardı içimi. Bir süre önce Maliye Bakanımız tarafından yapılan bir açıklama beni dehşete düşürdü. “Bütçe, ocak-ağustos döneminde 8 milyar 520 milyon lira açık verdi. Gelir arttırıcı önlemler yolda.” Bunun neticesi belli; Gelir artırıcı önlemlerde içki ve sigaraya ÖTV zammı, otomobillerde ise 1600 cc altında motorlara sahip araçlara da zam sinyalleri gelmekte. Şükür ki şu an için ölülerimizden vergi alınmıyor ama bu gidişle bir şeye sahip olmak isterken değerinin 2 katına yakın vergi ödeyeceğiz. Bizim Lagaşlılardan ne farkımız var. Tarih sizce de tekrar etmiyor mu? Bizi de Kral Urukagina kadar adaletli ve mantıklı bir yönetici gelip bu duruma dur diyecek mi göreceğiz. Bir süre sonra ağırlaşan vergi yükü karşısında ticari hayat iyice yer altına çekilecek ya da durgunlaşacak. Bakalım o zaman nelere vergi gelecek. En iyisi şu an nefes almaya vergi gelmeden, dilediğimiz kadar nefes alıp hayatın keyfini çıkaralım!...

 

Yine bir süre önce Maliye Bakanımız çok harcayana çok vergi şeklinde bir beyanda bulundu gazetelerde. Lüks yaşayan, tatilini yurtdışında geçiren, ev, otomobil alan, kredi kartı harcaması yüksek olanlar bu harcamalarından daha düşük gelir beyan edemeyecekler. “Bu sayede vergi ödemeye başlayanlar harcamalarını kısarak tasarruf etme başlayacaklardır” şeklinde bir beyan veren bakanımız ilginç görüşler sergilemekte. Öncelikli olarak hiç kimse elde etmiş olduğu yaşam standardını böyle bir düşünce ile değiştirerek tasarrufa gitmez, kısaca hiç kimse attan inip eşeğe binmez. (atasözlerimiz çok şey anlatır aslında) Birde  bu yıllar önce ortaya çıkmış olan ve Zekeriya Temizel tarafından ifade edildiğinde ortalığın yıkıldığı “Nerden buldun?” yasasının bir benzeri değil mi? Bunun bir farkı geçmişe yönelik bir yürüme olmayacaktır. Bunu da umut ediyoruz çünkü durumdan kendilerine görev çıkaran bürokratlarımız bakarsınız bunu da kafalarına göre uygularlar. Her yazımda belirttiğim gibi artık iyi bir mali müşavir bulmanız gerekmekte, kurum olarak değil, kişi olarak da buna ihtiyacınız var artık. Maliye geçen yaz aldığınız otomobil ve yapmış olduğunuz kredi kartı harcamalarının hesabını sormadan önce işinizi sağlama almanız ve şirketinizde olduğu gibi kişisel harcamalarınızı ve servetinizi de bir disipline sokmanız gerekecektir.

 

Bu arada devlet memurlarının mali müşavirlere ihtiyacı en üst seviyelere ulaşmış durumda. Bir ay önce maliye bakanlığının mali müşavirleri hiç ilgilendirmeyen bilgilerin güncellenmesi için bilgi formlarını hazırlamak zorunda bıraktığını gördük. Bunu gören sosyal güvenlik kurumu mükelleflerin iş kollarını güncellemek için internet üzerinden nace kodlarını (iş kollarını gösteren kodlar) güncellenmesini istemiştir. İşin ilginci bu kodları güncellemek için kontrol edildiğinde birçok mükellefin alakasız kodlara kaydedilmiş olduğunu görüyoruz. Bu kodlar şirketlerin kuruldukları zamanlarda yapılan başvurular sırasında SGK’ nın kendi memurları tarafından verilmiş kodlardır. Kendilerine verilmiş olan tüm şirket evrakı ve bilgilerine rağmen sisteme yanlış girilmiş olan kodlar!... Bu yanlışlıkların düzetilmesi için yine angarya işlerin bir numaralı adamları olan mali müşavirler seçilmiştir. Ne mutlu bize ki devlet bizi kendi iç kontrol mekanizmaları olarak görmekte. Hayırlısı ile bu işi de tamamladıktan sonra ileride maaşlarını hepimizin ödediği devlet memurlarının yapmaya yetişemediği  yeni görevleri heyecanla bekliyoruz!.... 

 

                                                                                             

                                                                                               YÜKSEL GÜLEÇ

                                                                                                          S.M.M. M.

 

 

* Muazzez İlmiye Çığ, Uygarlığın Kökeni Sümerliler-2 Sümerlilerde Günlük yaşam s.41