Önceki yazılarımda bahsettiğim gibi. “Bir gram tecrübe bin gram teoriden üstündür.” sözümün gereği profesyonel yöneticilik yaşantımda gözlediğim ve sonraları patron yöneticilerimizin dizlerine vuracakları yaptığı hataları sıralamaya çalışacağım.

PATRON, YÖNETİCİ, LİDER, CEO….

– Etraflarındaki şakşakcıları ayırt etmeli ve yanlarından uzaklaştırmalı.

– Çevresinde kümelenen kardeş kuruluş dedikleri, yan kuruluş sülüklerden mutlaka yollarını ayırmalı.

– Her ne kadar özellikle yönetici eğitimlere altlarında bulunan elemanlarını gönderseler de kendilerinin bu tip eğitimlere daha fazla ihtiyaçları olduğunu unutmamalı.

– Senelerce beraber çalıştıkları, sözde güvendikleri elemanlarıyla periyodik sürelerde yerlerine yenilerini getirmek şartıyla yollarını ayırmalı.

– Geleceğin üst düzey elemanlarını şimdiden hazırlamalı. Alt kademelerim yükseldikçe yerimden olurum kaygısı yaşamamalı. Unutmasın altı, ekibi güçlü olan liderlerin başarı şansları yüksektir.

– Şirketleri büyüdükçe gururlanıp, dağları ben yarattım dememeli.

Bilmelidirler, salyangozda büyür, büyür bir noktadan sonra bir gramda olsa büyüdüğünde kabuğu çatlar, yok olur.

– Bir işletmeyi meydana getiren

PARA, İNSAN VE MAKİNA’dan, insana değer vermedikçe, insanın kıymetini bilmedikçe, paranın, makinanın bir müddet sonra işe yaramaz olduğunu unutmamalı.

Rahmetli Sabancı’nın bir sözünü hatırladım.

” Ucuz eleman çalıştırmak, zararı kabul etmektir.”

– İstediği kadar güvendiği sistemleri getirseler, istediği kadar bilgisayarın bir klavyesinde her şey kontrolüm altında deseler; işletmelerini bire bir görmeden, çalışanlarıyla tokalaşacak seviyede sıcak temas kurmadan yönettiğini zannettiğini, yönetemediğini daha sonra anlayacaklardır.

– En güzel fikirlerin bizzat işin içinde olan çalışanlarından çıkacağın bilerek en alt kademede olsa fikirlerini alsınlar. Seneler önce Amerika’da uçak kanat kırılma probleminden dolayı kapanmakta olan bir uçak fabrikasını, tuvalet temizleyicisinin önerisiyle çözüldüğü yönetim literatüre geçmiştir.

– DESPOT, UYSAL, İDEAL yönetim biçimlerinden, ideal dediğimiz sevgi ve saygıya dayanan mütevazi yönetim şeklinin kendilerine artı getireceğini bilsinler. Bağırıp çağırarak, seslerini yükselterek, ortalığı kasıp kavurarak, DESPOT yönetim şekliyle anında kaybedeceklerini akıllarından çıkarmasınlar.

– Şirketlerinin en az on senelik stratejisini belirleyip, kağıda kaleme döküp, uygulamaları takip etsinler.

– Bir kurşun kalemin bile içinde yer aldığı BÜTÇE yaparak, aylık, üç aylık, altı aylık ve yıllık kontrollerle denetlesinler. Nerelerde hatalar yaptıklarını gözlesinler.

Yine yakın bir zamanda ülkemizin önde gelen holdinglerin den birinde; genel müdürleri, yüzde beş bütçeden tasarruf yaptı diye işinden olduğunu unutmasınlar.

Gerekçesi, hatalı bütçe öngörüsü.

– İşletmelerinde mümkün olduğu kadar eş, dost, akraba hatta siyasi, dini gruplardan gelenleri yönetim içine almasınlar.

İş vereceklerse yönetim kurulunda görevlendirsinler. Mutlak ve mutlak bu benim varisim, gelecekte şirketimin başına geçecek dediği birileri olursa,

en alt kademeden diğer çalışanlarıyla hiç ayrım yapmadan tolerans göstermeden yetiştirsinler.

Şu an ülkemizin en önde gelen holdinglerin başındaki kişinin ilk görevinin ambar memurluğundan geldiğini unutmasınlar.