Barış masasının devrilmesi ile tekrar başlayan, bütün ülkeye yayılan, tanımlayanları, haklı çıkaracak boyutta, ülkeyi kan gölüne çeviren kardeş kavgası, ülkede, toplumsal barışı, yok ettiği gibi, sosyal yaşamı, ekonomiyi de büyük ölçüde sarstı.
    Çatışmalı ortamın, zorunlu kıldığı,  güvenlik tedbirleri, uygulamaları, hukuk devletlerinde, istenmese de temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına yol açmaktadır. 
   Bir hukuk devleti olan ülkemizde, büyük ölçüde hayata geçirilen güvenlik tedbirleri, uygulamaları, güvenlik görevlilerinin, üst yetkililerin, yasalara, hukuk kurallarına uygun yapılmasını sağlamaları, istenilen güvenliği sağlayacağı gibi, halkın, devlete, güvenlik güçlerine, olan güvenini artıracak, barış ortamının oluşmasına katkı sağlayacaktır.
   Güvenlik güçlerinin, hukuk kurallarını, insan hak ve özgürlüklerini, ihlal eden yaklaşımları, uygulamaları, halkın devlete, güvenlik güçlerine olan güvenini, saygınlığını, gölgeleyeceği gibi, toplumsal barışı da büyük ölçüde etkileyecektir.
   Bürokraside, önemli yetkili bir makama gelmiş, yetkililer, makamlarının büyüklüğüne yakışır ölçüde, kurumun saygınlığına gölge düşürmeden, kuruma, saygınlık, güven, kazandırarak, yasalara uygun yönetmeli, yasaları işleyecek, değişimler, sürekli yaşanacaktır. Geçmişte yapılanları, tarih, yazacağı gibi yaşayanların anılarında bir yerde saklı kalacaktır. İyisi, kötüsü, suçlusu, suçsuzu,
hep değerlendirilecek, yapılanlara, bir değer biçilecektir.
   İlimizde geçmişte de ağır koşullar yaşandı. Yakın geçmişte, yaşanan olaylarda, yöneticiler, uygulamaları, tedbirleri, yasalara uygun, soğukkanlı bir şekilde yöneterek, olayların daha büyük boyutlara çıkmasını engellemişlerdi. Bu uygulamalardan, yönetim, biçiminden, devlette, güvenlik güçleri de, saygınlık kazanmış, yöneticileri, örnek gösterilmiş, saygı ile anılmışlardır.
   Geçmişte, yasalara uymayan önyargılı, keyfi, kasıtlı uygulamalar da yaşandı. Bu yaklaşım tarzı, olayları önleyemediği gibi büyütmüş, İlin, tarihine, kötü bir örnek, kötü bir yönetim anlayışı olarak geçmişti.
   Bu gün daha çok gelişmiş bir dünyada, evrensel insan hak ve özgürlükleri, daha çok ön plana çıkmış, uluslar arası bir değer, uluslar arası, koruma şemsiyesi altına alınmıştır.
     Barışçıl eylemler, gösteriler, demokratik hukuk devletlerinin, olmazsa olmazlarındandır. Şiddet içermeyen, özgürlükleri, özgür düşünceyi, ifade eden bu eylemlere katılanlara, terörist muamelesinin yapılması, eylemlerin, terörist eylem olarak yorumlanması, değerlendirilmesi, hukuk kurallarıyla, bağdaşmaz. Katılanları, topluma, kazandırmak yerine, toplum dışına iter. Basın açıklamasına, feodal değerlerin, inançların gereği, cenaze merasimlerine katılanların, gözaltına alınıp tutuklanmaları, hukuk devletinin, hukuk kurallarıyla, adaleti ile bağdaşmaz. Ağlayan baba, ‘Kızım, geçmişte, Basın açıklamalarına, tanıdık ailelerin, cenazelerine, katılmış. İki yıla yakın bir süreydi. Dizimizin dibindeydi. Şimdi gelip alıp götürdüler. Tutukladılar. Olağan üstü hal günlerini de yaşadık. Bunun gibilerini görmedik. Yalnız kızımızı değil, bizleri de cezalandırmış. Oldular. Ailece, acı ve üzüntü içindeyiz’ deyip içini dökerken, yaşadığı travma, yüzünde okunuyordu.
    Hangi siyasi partiden, düşünceden, olursa olsun. Hangi ağır koşullarda, olursa olsun, Halkın oyu ile seçilmiş, halkın iradesini temsil eden, en büyük yasama organı, TBMM’nin üyesi, dokunulmazlığı olan bir milletvekiline, muhalif milletvekili de olsa, milletvekili olduğu, bilindiği halde, devlet görevlileri tarafından farklı muamele yapılamaz. İktidardaki, bir partinin milletvekillerine yapılamayanlar, muhalif milletvekillerine de yapılamaz. Yapılmamalıdır. Hukuk Devletinde, kanunlar buna izin vermez. 
   Jandarma, vatandaşın, köydeki kapalı evinin kapısını, yanında köy muhtarı, ev sahibi olmadan kırıp içeriye giremez. Konaklayamaz. Temel hak ve özgürlükler kapsamında, konut dokunulmazlığına aykırıdır. 
   Umarız Sayın Alay komutanımız, bu tür yanlışlıklara, kanunsuz, işlemlere, izin vermez. 
    PAH Köprüsündeki lokantaya, bıraktığımız KONT adlı köpeğimizi, zaman, zaman, gidip görüp döndüğümde, birkaç kez, Cem Evi ötesindeki, Jandarma kontrol noktasında, durdurulup, arabamın bagajına bakıldı. Görevlilerin davranışları soğuk değildi. Verilen görevleri, yerine getiriyorlardı.  
  Bugün, ilimizde, güvenlik güçlerini yöneten başta, Sayın Valimiz, Sayın Emniyet Müdürümüz, Sayın Alay komutanımız, bu çatışmalı, ağır süreç, başlamadan önce, ilimizde görevliydiler. Ön yargısız, yasalara uygun, yönetimleriyle, güven ve saygınlık kazanmışlardı.
   Kendilerine süreç öncesi duyulan saygınlığı, bu günde korumaları, sürdürmeleri, onlardan bekleneni olmalıdır. Bu değerlere, gölge düşürülmesine, izin vermemelidirler. Güvenlik güçlerinin, hangi koşulda olursa olsun. Kim olursa olsun, yasalara, insan hak ve özgürlüklerine uygun, davranmalarını sağlamalıdırlar.
   Yol kontrollerinde, kimlik yoklamalarında, insani değerlere, hukuk kurallarına, uygun davranmak, işlem yapmak, saygıyı güveni getirir. Aksi, keyfilikler, yapanları, kurumlarını, gölgeler. Toplumsal tepkiye yol açar.
   Bunun içinde en büyük sorumluluk, ilde, devleti temsil eden, kurumlar arası koordinasyonu düzenleyen, denetleyen, Valilik makamına düşmektedir.
   Ön yargısız, insani değerlere önem veren, yasalara bağlı, devlet adamlığı kimliğini taşıyan Sayın Valimizin, bu tarihi süreçte üstüne düşen, tarihi sorumluluğunu, yerine getireceğine, inanıyoruz.
    Barış, bu ülkeye bir gün mutlaka gelecektir.
    Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.