Doğayı, çevreyi korumakla görevli kurumun, basında el koyup sergiledikleri doğa katillerinin silahları, İŞİD benzeri bir terör örgütünün, silahları gibiydi.

    Katletme, kan akıtma egolarını tatmin etmek için bizim doğamızı katletmek için gelmişler. Çevre illerden gelmişler. Onlara rehberlik yapan hainler de onları katledecekleri kınalı kekliklerin konakladıkları yerlere götürmüşler.

   Doğayı korumakla görevli HAYDAR Beyin adamları katilleri suçüstü yakalamışlar. Silahlarına el koymuşlar. Para cezaları kesmişler.

   Bütün bu tedbirlere, kovalamacalara rağmen, doğa katilleri katletmeye devam ediyorlar. Hemen her gün sosyal medyada, doğa katillerinin katlettikleri övünerek teşhir ettikleri görkemli boynuzlu dağ keçileri yer almaktadır. O kadar insanlıktan çıkıp canavarlaşmışlar ki, katlettikleriyle poz veriyorlar. Silahlarını katlettikleri doğa güzeli dağ keçilerinin üzerine koyup kahramanlık pozları veriyorlar.

    Doğa katilleri yılbaşı sofralarında katletmek istedikleri av hayvanlarını meze yapmak isteyeceklerdir. Avlayacakları dağ keçileriyle kışlık kavurma ihtiyaçlarını karşılamak isteyeceklerdir.

   Geçmiş yıllarda, Elâzığ, pavyonlarında DERSİM Doğasında avlanan kınalı keklikler, ünlü bir meze olarak sunulurdu.

   Mersin’de yaşayan, DERSİM’DE, dağ keçilerinin yaşadıkları mekânları bilen DERSİM kimlikli doğa katilleri, Yılbaşı öncesi gelip eş dost akraba ziyareti bahanesi ile gelip katlettikleri dağ keçilerini MERSİN’E götürüp kışlık kavurma yaparlardı. Belki yine gelmişlerdir. Tanıdığım o yüzlere henüz rastlamadım. Onlar da benim bu konudaki duyarlılığımı bildikleri için benden kaçarlar.

84a3f4f7-34d0-4ad2-8ca8-3d92f623dc49.jpg

    Doğayı korumakla görevli Haydar Beyi, aradım. O da doğa katillerinin acımasızlığını, hala ne kadar çok canavar olduklarını anlattı. Ekipleriyle sürekli doğayı korumak için çabaladıklarını, yine de yetersiz olduğunu, söyleyen Haydar Bey, “vatandaşın duyarlılık gösterip, yardımcı olmalarını, katilleri gördüklerinde, bizi, jandarmayı, sizi, en yakın muhtarlığı, aramalarını, haberdar etmelerini istiyoruz. Ancak o zaman onlarla olan mücadelemiz başarıya ulaşabilecektir” diyordu.

   Bu çağrıya, doğayı, üstünde yaşayan canlıları, seven her vatandaş, her doğasever,  kulak vermeli, üstüne düşeni yapmalıdır. Ancak o zaman görevimizi yapmış sayılırız. Doğayı korumuş oluruz.

   Her canlının yaşama hakkı vardır. Doğayı zenginleştiren, süsleyen canlılar, doğanın sahipleridir. Onları yerlerinde, yurtlarında, katletmek, canavarlıktır. İlk çağlardaki insanlar ekmedikleri, üretmedikleri, mağaralarda yaşadıkları için ilkel silahlarla avlanmak zorundaydılar. Günümüz insanı mağaralarda yaşamıyor. Ünlü marketlerin olduğu kentlerde yerleşim alanlarında yaşıyorlar. Beslenmek için aradıkları her şey ayaklarının altında. Doğada aramaları avlanmaları, doğayı katletmektir.

    Sosyal Medyada yaptıkları katliamı eleştirenleri tehdit eden Doğa canavarına daha büyük bir tepkiyle haddi bildirilmeli, hakkında her türlü soruşturma yapılmalı, şiddetle cezalandırılmalıdır.

    Pazar günü köye, bağa gitmiştik. Burmageçit Köyü sınırları içindeki alanda arka arkaya silahlar patladı. Atış talimi yapmıyorlardı. Mutlak bir canlıyı katletmek için ateşlemişlerdi. Haydar Beye ilettim. Köy muhtarını aramasını, uyarmasını istedim.

   Hafta sonu piknik keyfimiz kaçmıştı.

c85ab38e-3595-499d-914e-c1018b13318f.jpg

dersim-kutsallari-vurmaya-devam-ediyorlar-(1)-horz.jpg