Kapısından içeri girdiğimiz yeni yılın yurdumuza, memleketimize ve bütün insanlık alemine hayırlar getirmesini ulu yaradandan niyaz ediyorum.
Değerli kardeşlerim, acısıyla, tatlısıyla 2018 yılını geride bıraktık. Hepimiz, her kişi yüce yaradanın kendisine reva gördüğünü yaşayıp ömründen bir sayfa daha sildi.
Giden geri gelmediğine göre geçen için yapacağımız bir şey olmadığına göre yapabileceğimiz tek şey geçmişten ders çıkararak geleceğimizi yönlendirmektir. Böyle bir hizmet aklın, zekanın hem vazifesi hem borcudur.
Bizlere verilen akıl, fikir, zeka bizlerin sermayesidir. Servetidir. Bu sermayeyi kullanmak, hakkını yalnız ve yalnız sana vermiş. Bu senin iradenin en geçer akçesidir. Bunu iyi idare edersen mükafatını, kötü idare edersen zararını görürsün. Çünkü yüce kuvvet bu yetkiyi sana vermiştir.
Ha bu arada son hududun nereye kadar onun sınırı yüce yaradanın sana bahşettiği yere kadardır.
Değerli kardeşlerim, dünyada tekil denilen bir şey yoktur. Her şey çifttir. Misal gece gündüz, alçak yüksek, soğuk sıcak, açlık tokluk, dünya ahiret, say sayabildiğin kadar.
Bir tane tek vardır. o da eşi ve benzeri olmayan cenabı Zül Celal Hazretleridir. (Yani Allah’tır.) işte yukarıda saydığım bu iki zıt halin içinde yaşayan biz insanoğlu birçok şeyi görüyoruz. Birçok şeyin yalnız bir yüzünü görürüz öbür görmediğimiz yüz için başlarız bizi aşan yorumlarla yorumlamaya. İşte tam tam kaybettiğimiz yer de bura oluyor. Mesela başlarsın ben ancak gördüğüme inanırım görmediğimin neyine inanayım. Buna benzer yanlış hareketlerde bulunarak o güzel gönül haneni viran edersin. O güzel haneye misafir gelmez o güzel gülistana bülbül uğramaz. Bu işin bir yüzü işin ikinci yüzü vardır ki ben, yalnız ben bilirim. Benimki doğrudur. Şu şöyledir bu böyledir kendi egosunun içinde tarumar olup perişan olmak.
Buradan okuyan bütün kardeşlerime sesleniyorum. Dini, dili, ırkı, mezhebi ne olursa olsun gelin kucaklaşalım gelen barışalım. Gelin yardımlaşalım. Gelin birbirimizi sevelim. Hepimizin bildiği bir gerçek vardır (ölüm) hepimiz bu ölüm şerbetini tadacağız. Şu üç günlük dünyayı biri birimize zehir etmeyelim.
Efendim neyim var. üç arşın bezi beraber götürürüm. Yok kardeşim yok bırak üç arşın beni ömrün boyunca seni sen yapmış o etin, kemiğin, derin de dahil o üç arşın bezle beraber mezar denilen o çukurda kalır. Aklını başına topla.
O madalyonun görünmeyen yüzü. Bir de görünen yüzüne bakalım. Kardeşçe çalışmak hakça bölüşmek. Bir kazanç hakça bölüşülmemişse yani biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar derler. Hakça adilane işlerin olmadığı yerlerde sevgi olmaz, barış olmaz, kardeşlik olmaz. Gelin, şu arz edeceğim sorunlara el atın. En yakınındakinden tutun da sayın reisi cumhura kadar, kaymakam, vali, bakanlar, reisi cumhura arz ediyorum.
Bugünlerde 2019 yılı bütçesi yapıldı. Memleketime hayırlı olsun. cenabı Allah iyi hizmetlerde kullanmayı nasip etsin.
Bu bütçenin içinden Diyanet İşleri Başkanlığına yüklü bir pay ayrıldı. Hayırlı olsun fakat bu yüklü bütçenin içinde Alevi inancından olan vatandaşlar kaç kişi maaş alıyor veya Alevilerin ibadethaneleri olan cem evlerine kaç lira veriliyor?
Bu vatanda yaşayan, her türlü vatandaşlık görevini yerine getiren, vergisini ödeyen, askerliğini yapan bu vatandaşların bu bütçede hakkı yok mu? Efendim Diyanet diyor ki Müslümanların ibadet yeri camidir. Cem evleri değildir. El insaf. Hazreti Resulullah namazını yani ibadetlerini ilkin evlerde ve de gizli uzun bir zaman yaptı. Ancak insanlar çoğalıp evlere sığmayınca ibadethaneler yapıldı. Peki, Hazreti Resulullahın o evlerde yaptığı veya yaptırdığı ibadetler kabul olmadı mı? Allah-u Teala Kuran-ı azmi şanda buyurmuş. Şarkı da garbı da Allah’ın mülküdür. Nereye yönelirseniz orası kıbledir.
Kardeşim, ben bu vatanın vatandaşıyım ve benim ibadet yerim cem evidir. Benim dinim, mezhebim, inancım beni ilgilendirir. Kimse benim ile o güzel yaradanımın arasına girmesin. Hatamı, kusurumu, yanlışım var ise mutlaka vardır çünkü biz onun adına, ramına, keremine sığınırız. Yalnız dünyalık olan bu haklı talebimizi bilhassa Diyanet İşleri sayın başkanından istiyoruz. Bu bizim hakkımızdır.
Cenab-ı Haktan niyazım yeni yıldan hiçbir kimseye acı, ağrı, gam, keder vermeye. Başta memleketim olmak üzere bütün dünyaya rahatlık, huzur vere. Hiç kimseyi ama hiç kimseyi darda, zorda bırakmaya. Amin, amin, amin diyor ve elimi açıp yüce mevladan niyazda bulunuyorum.
Duazdayi İmam
Kati günahlıyız ey kerem kani
Çekilen cefaya bağışla bizi
Senin hükmündendir arş ile zemin
Dini Mustafa’ya bağışla bizi
Düldülün ayası ayayı kanber
Beytul mukaddistir menzili Haydar
Hasan ile Hüseyin şehperü şüper
Hüseyin’i garibe bağışla bizi
İmam Zeynel’in metlubu mende
Ne ola Ram eyle Şol derdu mende
Muhammed Bakır’a uymuşum mende
Caferi Sadık’a bağışla bizi.
Mende erenlerin nutkuna ulaştım
Çar enasır şeş cihete kavuştum
Kazım Musai Rıza ile behaştım
Razıyi garibe bağışla bizi.
Taki ile Naki mihri münürüm
Hasan Ül Askeri Mehdi amirim
(Kul Himmet) üstadım bendei pirim.
Çardei masuma bağışla bizi.
Yeni yılda sözümü dinleyene (vasiyetim şudur) yalan söyleme, haram yeme, Allah’ın işine karışma. Gıybet etme. Sana zor geleni kimseye reva görme. Yalancı ile yoldaş l, kin kibir tutma. Hayatın pahasına olursa dahi doğruluktan ayrılma. Yapıcı ol yıkıcı olma ki (Cenab-ı Allah sana yardım etsin.)
Tekrar tekrar. Hayırlı düşüncesi hayırlı fikri olan, hayırlı muradı olan herkesi aşkı niyaz ediyorum. Selamlıyorum.
Şığdelili Berğecan evlatlarından Seyit Hüseyin Erdoğan.