Okurlarımdandı. Geldi. Anlattı: “Hocam, sürekli yazılarınızı okuyan bir okurunuzum. Dersim’in sorunlarını köşenizde dile getirdiğinizden size geldim. Anlatacağım konu, Dersim Halkını yakından ilgilendiren hayati bir sorundur” diye başladığı konuşmasında anlattıklarını, yetkililerin halkın bilgisine sunmak için köşeme taşıdım.
Anlattı. “Şehirlerarası, aynı zamanda uluslararası iletişim ana elektrik hattı. Hastanenin yanı başından geçmektedir. Bilim adamlarının tespitlerine göre ana elektrik hattı, geçtiği hatta 250 metrelik genişlikteki bir alanı, kanseri tetikleyen radyoaktif dalgalar yayarak etkilemekteymiş.
Son yıllarda çokça kanser vakasının yaşandığı, tehlikeli boyutlara geldiği Dersim’de, bu ölümcül hastalığı tetikleyen sebeplerden biri de bu elektrik hattı olmalıdır.
En tehlikelisi de bu kanseri tetikleyen hattın, Devlet Hastanesinin yaklaşık, 20-25 metre yakınından geçmesidir. Hastaların tedavi gördüğü, sağlık cihazlarının, ilaçların, bulunduğu bir kurumun yanı başından geçmesidir.
Edindiğimize göre Ankara’daki yetkililer, bunun tehlikesini görmüş olacaklar ki gerekli uyarıyı yapmışlar. Buna rağmen, herhangi bir çalışma yapılmamış. Yapılmamaktadır. Bu insan sağlığını hiçe saymaktır. Dersim Halkının sağlığını tehlikeye atmaktadır.
Hocam sizden ricam, bu önemli sorunu dile getirmeniz. Dersim Halkının bilgisine sunmaktır” diyerek bu konuda bildiklerini anlattı.
Okurumun anlattıkları beni çok korkuttu. Üstelik ana elektrik hattı sık, sık gittiğimiz hastanenin 20-25 metre yakınından geçmekteymiş. Geçtiği yerde 250 metre genişlikteki alanı radyo aktif dalgaları ile etki altına almaktaymış.
Yaşamımızı, sağlığımızı, bu kadar yakından tehdit eden bu tehlikeden ne yazık ki bu güne kadar haberimiz olmamış.
Hastaneye giderek gözlemlerde bulundum. Hastanenin kuzey üst tarafında, hastaneye yakın iki elektrik hattı geçmekteydi. Üçer telli hatlar muhtemelen şehirlerarası ana hat değillerdi.
Bulduğum bir hastane yetkilisine sordum. O hatların ana elektrik hattı olmadığını, daha önce hastanenin bahçe kenarından geçen ana hattın söküldüğünü, tehlikenin geçtiğini düşünürken, aynı güzergâhta altı kalın tellerden oluşan, yeni bir ana hattın kurulması için çalışmaların yapıldığını anlatarak çalışmanın yapıldığı, direğin kurulacağı yeri gösterdi. Hastane bahçesini köşesiydi. Hastaneyi bir bütün olarak etkilememesi mümkün değildi.
Hastane yönetimi olarak herhangi bir girişimde bulunup bulunmadıklarını sordum. Gerekli yazışmalarda, uyarılarda bulunduklarını söyledi.
FEDAŞ Müdürü VEDAT Beyi aradım. “Biz, Tunceli özgülünde dağıtım yapan şirketiz. Şehirlerarası ana iletişim hattından sorumlu değiliz. Hastane bize yazdı. Biz kendilerine sorumlu olmadığımızı, yetkimiz dâhilinde olmadığından herhangi bir işlem, çalışma yapamayacağımızı bildirdik. Şehirler, uluslararası, ana iletişim hatlarından CEAŞ’IN sorumlu olduğunu oraya başvurmaları gerektiğini bildirdik” diyerek sorumlu olmadıklarını açıklamasını yaptı.
Şehirlerarası, hatta uluslararası 6. kalın telli ana elektrik iletişim hattı. Sağlığımızın korunduğu, tedavi gördüğümüz hastanemizin yanı başından geçecekmiş. Geçtiği hatta ölümcül kanser hastalığını tetikleyen bu hattın hastanenin yanı başından geçmesine yetkililer izin vermemelidirler. Yapılması gereken ne varsa bir an önce yapmalıdırlar.
Hastane bu. İnsan sağlığı için gerekli cihazların, ilaçların, bulunduğu bir kurumdur. Onu, tek hastanemizi, kanseri tetikleyen etkilerden, tehlikelerden uzak tutmalıyız.
Zaman kaybetmeden
Yetkililerin bilgisine…
Fikri TAŞ