Şehrin en eski merkez mahallesidir. İlk mahalle adını, 1938 DERSİM Katliamını yöneten Askeri Valinin, ALPDOĞAN soyadını, almıştı. Sonraları değiştirilen mahallenin adı, DERSİMLİ eski Adalet Bakanı Mehmet MOĞULTAY’IN soyadını aldı.
  
Son yapılan mahalli seçimlerde mahalleye genç dinamik bir muhtar seçildi. Eşiyle birlikte eski belediye iş hanında kahve ocağı çalıştıran VELİ DEMİR, büyük bir oy çoğunluğu ile seçildi.
 
Seçilir seçilmez, kahveyi eşine bırakan yeni muhtar, mahallenin sorunlarını çözmek için kollarını sıvadı. Yollara düştü. Sorunları çözecek yetkililerin kapılarını tek tek çalmaya başladı.
 
Önce kendilerini kabul eden tanışan, dinleyen, devletin ildeki en üst makamı Vali Bey’in kapısını çaldı. Oradan da, Valilik makamının yönlendirdiği yetkililerin kapısını çalan Muhtar VELİ, Belediyenin her gün ziyaretçisi oldu.
  
Seçimler öncesi, seçim çalışmaları yaparken, mahalle sakinlerinden, mahallenin sorunlarının neler olduğunu, sormuş, araştırmış. Bilgi sahibi olmuş.
 
Günümüz şehir yaşamında, yeşil alanlar, park ve bahçeler, öncelikli vaz geçilmezlerdir. Çocukların doğayla, toprakla, yeşille tanıştıkları alanlardır. Şehirde yaşamın akciğerleridir.
 
Onun için Muhtar VELİ, öncelikle bu sorunun çözümü için ilgili makamların kapısını çalmış.
 
Mahallesinde, boşaltılmış, terk edilmiş, şimdilerde madde bağımlısı çocukların mekânı olmuş askeri lojmanların bulunduğu alanın yeşil alan, park yapılması için ilgililerin kapısını çalmış. Valilik makamına, belediye Başkanlığına resmi dilekçe ile başvurmuş.
  
Parka dönüştürülmesi, yeşil alan olması halinde, park, yeşil alan, yoksulu, şehrin en eski, merkez mahallesi, çocukların dünyasına, şehir yaşamına renklilik, zenginlik katacaktır.
  
İnsan yaşamı için öncelikli, olan tedavi sağlık kuruluşları, en büyük ihtiyaçtır. Eskiye oranla, yeni modern sağlık cihazlarıyla donatılmış, sağlık kurumları, ihtiyacı karşılayacak kadar çoğalmış, yaygınlaşmıştır. Devletin, üniversitelerin, yönetimindeki hastanelerin, sağlık kuruluşlarının yanında, özel sağlık kurumları, hastaneleri de o ölçüde artmıştır.
 
MOĞULTAY Mahallesi’ndeki şehrin tek hastanesi, mahalleden uzağa, Atatürk Mahallesine gidince, MOĞULTAY Mahallesi sakinleri, kendilerini adeta boşlukta buldular.
   
İlimiz dışında bütün illerde, birden fazla hastaneler, özel hastaneler hizmet verirken, giderek büyüyen, yayılan şehrimizde, tek devlet hastanesi yeterli olmamaktadır.
   
Merkez MOĞULTAY Mahallesi’ndeki bu eksikliği gören yeni mahallenin muhtarı, acil vakalarda, hafta sonlarında, hastaların, uzaklıktaki devlet hastanesine gitmeden mahallede açılacak bir sağlık biriminde tedavilerinin yapılmasının önemli bir ihtiyaç olduğunu kendi el yazısı ile hazırladığı dilekçe ile Valilik makamına arz etmiş.
  
Şehrin ortasında,5000 metrekarelik alanı işgal etmiş, şehri daraltmış, askeri gazinonun da şehir dışındaki askeri alanlara taşınması için gerekli girişimlerde bulunacağını, gerekirse Ankara’ya gidip Milli Savunma Bakanlığına, Başbakana, başvurabileceğini arz edeceğini söylemektedir.
  
Mahallenin ortak sorunları için çalamayacağı kapının olmayacağını, çözümü içinde bıkmadan usanmadan kapıları çalmaya devam edeceğini söyleyen muhtar VELİ, “bana güvenen, beni seçen mahalle halkını mahcup, pişman, ettirmeyeceğim. Görevimin hakkını vereceğim. En büyük desteğim, sizler, biz muhtarları önemseyen değer veren, Vali Bey olacaktır” derken kendinden emin bir bakışı vardı.
  
Bizim gazete dağıtım yerinin çaycısı olan muhtar Veli, nezaketi kadar yaptığı Türk kahvesi ile de çevrede ünlüdür. Onun kahvesini içmek için gelen çokça müşterisi vardır. Üniversitemizin Sayın Rektörü de onlardan biridir.
  
El yazısı ile kaleme aldığı dilekçelerin kopyasını dosyalayan Muhtar Velinin dosyası bu gidişle giderek kabaracaktır.
   Muhtar gibi muhtara, mahallemizin muhtarına başarılar diliyorum.


  Fikri TAŞ