DERSİMİN, kapılarını bütün DERSİMLİLERE, bütün sevenlerine, hatta bütün dünyaya açan MUNZUR DOĞA FESTİVALİ yaklaştı. Haftalar öncesi başlayan akın şehri büyük ölçüde yoğunlaştırdı.
   
Yurt dışından gelen ziyaretçiler misafirler, sokakları, çok kimlikli, çok dilli, renklere boyamışlar. Babasını, “PAPA” diye çağıran kız çocuğu renklerden biri gibiydi.
 
Çağdaş, modern giysilerinin yanında, basit sıradan rahat giysililer bir başka renkler.
  
DERSİME ilk kez gelmiş, Doğu illerinden biridir. Gibi ön yargılara sahip misafirlerin şaşkınlıkları bir başka renkli karelerdir. “Doğu illerinden biri gibidir” dedik. Gelip görünce şaşkınlığımızı yenemedik. Burası tıpkı bizim semte yakın BOSTANCI gibi, hatta o semtten daha özgür bir yer. Avrupa, benzeri bir kent. Adeta, özgür yaşamın kenti. Kimsenin kimseyi rahatsız etmediği, her türlü rengin, inancın, kültürün, bir arada, olduğu, adi diye tanımlanan suçların işlenmediği bir kent” diye DERSİMİ tarif ederken, bir misafir annenin, “Gelirken kızımın giymek için almak istediği yazlık giysilerini ortam uygun olmayabilir” diye tereddüt ederek almadık. Kente indiğimizde gördüklerimiz, özgür yaşam, hoş görü ortamı, çağdaş modern görüntüler, almadıklarımıza bizi pişman etti” diyerek DERSİME övgüler yağdırdı.
  
Giderek büyüyen yoğunlaşan kentte, büyümeyen, çoğalmayan konaklama yerleri, tesisleri, kentin en büyük eksikliğidir. Festivale katılmak için gelip de yer bulamayıp, geri dönenlerin yanında, yer bulamayacağı endişesi ile gelmekten vaz geçenlerde olmaktadır.
  Her yıl Yurtlar kurumunun yaklaşık bin kişilik yurdu, konaklama ihtiyacını büyük ölçüde karşılamaktaydı. Bu yıl üniversitelerin geç kapanması, öğrencilerin, o tarihlerde yurtta kalmış olmaları, bu imkânı büyük ölçüde engelledi.  
Yurt yetkililerinden öğrendiğimize göre üç bölüm halinde düzenlenmiş yurt, o tarihlerde yurtta kalacak örgenciler için fazla, geleceğinden boş kalacak bölümlerin her yıl olduğu gibi bu yılda festival’e geleceklere konaklama yeri olarak tahsis edilebileceği bilgisini Sayın Valimize arz ettik. Festival etkinlikleri için her türlü ihtiyaç duyulan konularda, gerekli desteği esirgemeyen, Belediye Başkanlığı ile iş birliği, diyalog içinde olan Sayın Valimizin, Yurtlar kurumuna ait yurduda, konaklama için tahsis ettireceğini umuyoruz.
  
Sayın Valimizle, Sayın Milli Eğitim Müdürümüzün, festivalde gelecek katılımcıların konaklaması için ildeki okulların, yurtlarını, pansiyonlarını, festival komitesine tahsis etmeleri festivalin en büyük sorunu olan konaklama sorununu büyük ölçüde gidermiştir. Konuştuğum festival düzenleme komitesi üyeleri, Vali Beyle Milli eğitim Müdürünün desteğinin çok büyük olduğunu, övgüyle, memnuniyetle anlatmışlardır.
  
Festival öncesi gelen misafirlerle konuştum. DERSİM için övgünün yanında eksikliklerinde olduğu, DERSİME yakıştıramadıkları da vardı.
   CELAL DOĞAN PARKININ çevresindeki görüntüyü gören misafirler:  
“Bu görüntüyü DERSİM Halkına, DERSİM Belediyesine yakıştırmadıklarını üzülerek ifade etmektedirler. Karayolunun âdete kapatılması, kargaşa görüntüsü, yol üstünde tozun toprağın içinde PATİLACILARIN sıralanması, çevreden yükselen, kömür ızgara dumanlarının doğa harikası Munzur’un üstünde bulut tabakası oluşturması, Festival etkinliklerinin yaklaşmasına rağmen, festival alanlarının, SEYİT RIZA PARKININ, hala özel otolar tarafından işgal altında olması, gezilecek ortak alanların, hemen her yere kurulan stantlar, tarafından işgal edilmiş olması, DERSİM imajını gölgeleyen karelermiş.
  
Piknik alanlarındaki kirlilik, ortalığa saçılan artıklar, boş pet şişelerinin yol kenarına saçılması, Doğasever, kültürlü, okuryazar oranı yüzde 99 olan Dersim Halkına yakışmadığı, dile getirilen eleştirilerdir.
 
Baraj canavarının şehir içine yayılması sonucu, çekildiğinde açık alanlarda bırakılan atıkların su yüzeyinde büyük bir kirlilik tabakası oluşturması, o tabakanın hala su yüzeyinde uzun süredir durması ayrı bir kirlilik, yakışmayan bir görüntüymüş.
  
Bir başka okurum, “akşamları Munzur’un üstünü kaplayan kirlilik dumanlarından korunmak için gideceğim yere dolanarak gidiyorum. Munzur’un kıyısından uzak duruyorum” diyordu. İnanmadım. FLAMINGO Yolundan indiğim Munzur kıyısında, okurumu haklı kılacak dumanlar çevreyi sarmışlardı.
 
Bir başka okurum, parklarda kahvelerde, bu sıcak mevsimde en çok ihtiyaç duyulan suyun pahalı satılmasından dert yandı. “Suyu 25 kuruşa alıp hiçbir masraf etmeden üç katı 1 liraya satmaktadırlar. Bir liranın önemi olmasa da, suyu üreten firma, maliyetinin üstüne karını koyarak 25 kuruşa satarken. Hiç bir maliyete mal olmayan suyu, kapalı açık mekân işletmecilerin 3 kat fazla fiyatla satmaları haksızlıktır. Festivalde suyu 2 liraya satanlarda çıkacaktır. Bu da festival için gelen misafirlerde kötü ön yargılara yol açacaktır. İlgili kuruluşlar, Belediye denetimlerini aralıksız sürdürmelidir. Yetmeyen zabıta görevlilerini geçici ek personelle takviye etmelidirler” diyordu.
   
Okurum, haklıydı. Her yıl bu köşede uyarılarımıza rağmen, eksiklikler, giderilemedi. Yeterli denetim, yeterli personelle,
 
yapılamadı.
  
Son yılların belediye yönetimleri, başarılı çalışmalar yapmışlardı. Kenti belde konumundan şehir konumuna taşımışlardı. Güzel projelere imza atmış, hayata geçirmişlerdi. Yeni yönetiminde, başarılı hizmetler gerçekleştireceklerinden şüphemiz yoktur. Festival yoğunluğundaki eksiklikler, belediyenin başarısızlığı sayılmamalıdır. Okurumun dediği gibi Bu eksiklikler, o eksiklikleri yapanlar oldukça olacaktır. Hep
CENGİZ’E HİZMET ŞEREF BELGESİ
  
TUNCELİ, Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanımız YUSUF CENGİZ, Ülkenin en büyük kuruluşlarından TÜRKİYE ODALAR BORSALAR BİRLİĞİ, tarafından hizmet ve şeref belgesi ile ödüllendirildi. Ödülünü, Devletin en büyük katında, Cumhurbaşkanın elinden aldı.
   
Bu ödül, onun kadar Tunceli halkının da ödülü oldu. Sanayisi olmayan kentin bayrağını, sanayi devlerinin yanı başına dikti.
  
Daha öncede, 81 ilin içinde aynı sanayi devlerinin, katıldığı yarışta önemli bir organı olan KONSEY ÜYELİĞİNE, seçilmişti.
  
Bu yılda, aynı kulvarda yarıştığı, devlerin yarışında, ŞEREF Belgesi ile ödüllendirildi. Bu büyük başarı, Tunceli tarihinde, bir ilkti. Tarihi bir başarıydı.
   Sayın CENGİZ’İ, övgüyle alkışlıyorum. Tebrik ediyorum.

Fikri TAŞ