Üniversitemizin 2015-2016 mezuniyet töreni vardı. Biz gazeteciler de davetliydik.
Ercan, Kadir ve Haydar Toprakçı ile birlikte gittik. Törenin yapılacağı alana yaklaştıkça araç trafik yoğunluğundan, hareket edemez olmuştuk. Tören alanına giden yolun sağı solu, Tunceli plakasını taşımayan, farklı illerin plakalı araçları tarafından doldurulmuş, kapatılmıştı. Anlaşılan çocuklarını, hayatlarının bu anlamlı gününde yalnız bırakmayan, sevinçlerini, onlarla birlikte paylaşmak isteyen farklı illerden gelmiş aileler olmalıydı.
Bir görevlinin yardımı ile aracımızı park edecek bir yer bulmuştuk.
Tören alanını dolduranların başlarında kepleri, üzerlerinde boydan boya, pembe şeritli cüppeleri ile heyecanlı oldukları, yerlerinde duramadıkları her hallerinden belli öğrenciler olmalıydı. Yoğunluk giderek artıyordu. Hareket edilemeyecek kadar alan dolmuştu.
Kenardan, köşeden yürüyerek, törenin sunulacağı, yüksekçe platformun üstüne çıkabildik. Önümüzdeki alan, bin bir renkli çiçeğin filizlendiği, üstlerinde siyah çiçek mantarlarının açtığı bir bahçe gibiydi. İlk kez tanık olduğum manzara beni büyülemişti. O bahçeden yükselen sesler, gürültü yapmıyordu. Bahçede yaşanan sevincin kulağa hoş gelen bir müziğin yansıması gibiydi.
Arkadaşlar, ellerinde kameralarla, töreni izlerken ben de protokolde, boş bulduğum bir yere oturarak izlemeye başlamıştım. Protokol alanı, üzerlerinde öğretim görevlisi, akademisyen olduklarını gösteren cüppeleri ile oturmuş üniversite hocaları ile doluydu.
Üniversitenin Sayın Rektörü yanında, Vali yardımcısı, sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinden, Sanayi Ticaret odası Başkanı, tarım odası başkanı, misafirleri ile öğretim yılı sonunda üniversitenin bahçesinde yaşanan sevinci, başarıyı, bu başarıda payı olan kendisi de yaşıyordu. Aynı tabloyu, defalarca yaşamasına rağmen keplerini, havaya atacaklar kadar, heyecanlı olmalıydı. Haklıydı. Yönettiği üniversitede, 1500 kişi, Üniversiteyi başarı ile bitirmiş. Üniversite, mezunu olmuşlardı.
Siyah keplilere hitaben yaptığı, törenin en anlamlı konuşmasında siyah keplileri, başarılarından dolayı kutlayıp yeni yaşamlarında, temennilerde bulunurken, "Unutmayın. Gittiğiniz yerlerde, bir elçi olun. Dört yılınızı geçirdiğiniz Tunceli’nin, güzelliklerini anlatarak, Tunceli’yi, tanıtınız. Bunu sizden istiyorum" diyordu. Tunceli Üniversitesinin Sayın Rektörü, Tunceli üniversitesi kadar, Tunceli’yi de değerleri arasına katmıştı.
Bölük bölük gelip sahnede hocalarından, başarı belgelerini alan siyah keplilerin, yakınlarının sevinçleri tören alanına düşen, tören alanını süsleyen renkli karelerdi.
Töreni yöneten sunucu, Kayahan Bey, profesyonel bir sunucuydu. Üniversiteyi bitirmiş, 1500 siyah keplinin başarı belgelerini kargaşaya, gecikmeye, yol açmadan almaları törenin düzenli geçmesi, sunucunun töreni, profesyonelce yönetmesiyle, sunmasıyla, gerçekleşmişti.
Heyecanla beklenen siyah keplerin, havada uçuşması, saati gelmişti. Sayın Rektörün, başlattığı, meydanı çınlatan geriye doğru sayma, bittiğinde, tören alanının üstünü, adeta siyah kuşlar kaplamıştı. Uçan kepler, atılan sevinç çığlıkları, yaşanan büyük bir sevincin, ortak paylaşımı olmalıydı.
Tunceli Üniversitesi'nin mezuniyet töreninde sergilenen tablo, TUNCELİ’NİN aynı zamanda, ülkenin, renkli, çağdaş bir yüzüydü.
Bütün renklerin, farklılıkların bir arada olduğu, özlenen, olması gereken bir tabloydu.
KEPLERİN HAVADA UÇUŞTUĞU TÖRENDE
Fikri TAŞ
Yorumlar