İlde, devleti, üst düzeyde, temsil eden, DEVLET BABADIR. Aynı zamanda, Cumhurbaşkanının temsilcisidir. İlin sorunlarını çözmek için görevlendirilir. İlin sorunları, o ilde yaşayan halkın, aynı zamanda, devletin ortak, sorunlarıdır. Sorunların çözümünde Halkın Valisi olmak, çözümün anahtarıdır.
Valilik makamına gelmiş. Vali olarak atanmış. Hemen her vali, halkın valisi, DEVLET BABA, olamaz, Olması için, önyargısız, bütün renkleri kucaklaması, ayırımsız, bölgesel etnik, kimlik, siyasi farklılıkları, hizmette engel olarak görmemesi, ülkenin zenginliği olarak görmesi, o pencereden bakması gerekir.
Bu şekilde bakan vali, halkın valisidir. Bir ilin halkını, ima ederek, hizmette, “Bunlara değmez” diyen Vali, halkın, devletin, valisi olamaz. Ne yazık ki Tunceli, Tunceli Halkı, bu ön yargılı valilerle yönetildiği yılları da yaşadı. Devletin, il için, ilin kalkınması için gönderdiklerini ile ilin halkına, “bunlara değmez” diye vermeyen, ilin halkını, potansiyel suçlu olarak gören valileri de gördü.
Seksen yılında yapılan askeri darbe sonrası, Tunceli’ye, askeri bir vali atanır. Olağanüstü koşullarda, ilin askeri bir vali ile yönetilmesi Tunceli Halkında endişeye yol açar.
Bu endişe uzun sürmez. BORATAŞ Vali, halkın valisi olarak, halka hizmet için geldiğini, kısa sürede ispatlar.
İlde, başta eğitim kurumları olmak üzere, resmi sivil bütün kurumları gezerek sorunların da yanlarında olacağını, endişe etmemelerini, söyleyerek güven verir. Halkın valisi olacağını söyler.
Tunceli’deki öğretmenleri potansiyel suçlu olarak gören, Ankara’daki askeri yönetim, darbenin akabinde, onlarca müfettişi, öğretmenleri ayıklaması, sürgün etmesi, cezalandırmaları için Tunceli’ye gönderir.
Müfettişleri kabul eden Sayın BORATAŞ Vali, müfettişlere, “Ne için geldiğinizi tahmin ediyorum. Benim burada, soruşturulacak öğretmenim, sürgüne gönderilecek öğretmenim yoktur. Suçu olan bir öğretmen olursa, ben gerekeni yaparım. Sürgüne göndereceğiniz illerde, devlet varsa, burada da devlet vardır. Burada da okullar vardır. Burada da öğretmene ihtiyaç vardır” der. Müfettişlerin her hangi işlem yapmalarına izin vermeyerek, Ankara’ya geri gönderir. Hiç bir öğretmen hakkında işlem yapılmaz. Eğitim öğretim aksamadan başarılı bir şekilde sürdürülür.
Tayini başka bir ile çıktığında, Tunceli Halkı, BORATAŞ Valiyi, yaklaşık,3 bin kişilik bir kitleyle, Elazığ il sınırına kadar, giderek uğurlar. Unutulmazlar arasında hep saygı ile anılır.
Sonrasında KENAN GÜVEN adlı bir askeri vali atanır. Ayağının tozu ile ben dâhil 400 öğretmeninin sürgününü çıkarır. İlde bütün okulları, öğretmensiz bırakır. Anavatan il Başkanı HÜSEYİN KILAN’IN, uğraşları sonucu, sürgünler durdurulur. Bu kez 1402 sıkıyönetim yasası ile 80 öğretmenin sürgününü, çıkarır. Alevi köylerine cami yapmanın ötesinde ilin sorunlarına çözüm aramaz. Halkla, tanışmaz. Halkı dinlemez. İli, 1402 silahı ile yönetir. Halkı devletle buluşturmaz. Uzaklaştırır. Tayini çıktığında, halk derin bir nefes alır. Sevinir. Bir tek Tuncelili uğurlar olsun demez. Anıldıkça da, hep devlet adamlığının, Valilerin, kötü bir örneği olarak anılır. Gösterilir.
Ülkenin tarihi olağanüstü koşullarda, yönetildiği süreçte Tunceli’ye, yeni bir vali atanır. Adı TUNCAY SONEL’DİR. Nasıl biri olduğu merak edilir. Biyografisine bakılır. Kadıköy gibi önemli büyük ilçelerde kaymakamlık yapmış.100 ‘e,yakın ödül almış. Başarılı bir yönetici mülkiyeci olduğu görülür.
Yeni Vali, ayağının tozu ile adeta seferberlik başlatır. İlin bütün sorunlarının listesini çıkartır. Masaya yatırır. Başkentle yakın diyalogu sonucu, bakanlar üst düzey yetkililer, Tunceli’yi sık, sık, ziyaret ederler. Tunceli’nin sorunlarını ayrıntılı olarak takdim eder, çözümü için yardımlarını, desteklerini ister. Önemli bir bakana, makamındaki sunumuna, tanık olmuştum. 25 yıllık bir gazeteciyim. Çokça valileri, bakanları üst düzey yetkilileri, izledim. İlimizin sorunlarını bu kadar ayrıntılı, tanıtıcı, içtenlikle anlatan, çözümünü isteyen, önyargısız, içtenlikli, bir Valiyi, bir yetkiliyi, ilk kez görmüştüm.
Olağanüstü yönetimde, eğitim öğretimde kamu kurumlarında yüzlerce öğretmen çalışanlar, görevlerinden ihraç edilmişlerdi. Bu da yetmemiş, kalan 60 öğretmeninde sürgünü çıkarılarak, okullar tamamen öğretmensiz bırakılmak istenmişti. Eğitim öğretimde yıllardır hep ön sırada olan Tunceli’nin, bir önceki yetkilileri tarafından, adeta öğretmensiz kalması istenmişti. Yeni Sayın Vali, bu haksızlığa seyirci kalmamıştı.’Okulların öğretmensiz kalmasına izin vermemişti. Bakanlığı ikna ederek sürgünleri durdurmuş, büyük bir mağduriyeti önlemişti. İhraç edilen öğretmenlerle, kamu kurum ve kuruluşlardan ihraç edilen çalışanların, dosyalarını, tekrar incelemeye alır, varsa bir haksızlık, düzeltmek, gidermek, ister. Yanlışlıkların düzeltilmesi, mağduriyetlerin giderilmesi için çalışma başlatır. “Hukuk Devletinde, yasal olarak kurulmuş, sendika üyesi olmanın suç olmadığını, akrabalarının suçlu olmasının da, kişiyi suçlu kılmayacağını, ifade eder. Mağduriyetlerin önüne geçileceğini ifade eder.
Sayın Vali, ayağının tozu ile İlin önemli, öncelikli bir sorununa, işsizliğe çözüm arar. Biz, yıllarca yazılarımızla, DERSİMLİ İŞ adamlarına çağrı yapmıştık. Giden valinin, potansiyel suçlu gösterdiği DERSİMLİ İş adamlarını, iş kurmaları için Tunceli’ye getirtememiştik. Yeni Valimizin çağrısı ile kısa sürede iş adamları, ilimize akın eder. Sayın Valinin, güvencesiyle, desteği ile kısa sürede, istihdam sağlayacak tesisler kurulur. Kısa sürede de büyük ölçüde istihdam sağlanır. Ülke çapında istihdam sıralamasında en alt sırada olan ilimiz, kısa sürede, en üst sıralara çıkar. Bu başarısından dolayı, Sayın Vali, Cumhurbaşkanı, tarafından, makamında ağırlanarak, ödüllendirilir.
Başka illerde, üniversitelerde, okuyan Tuncelili binin üzerindeki öğrenciye burs sağlar.
İldeki devletin bütün kurumları, ilin sorunları, kalkınması için seferber eder. Tunceli Halkı tarafından yıllarca hayali kurulan, şehre güzellik katacak, şehrin içinden geçen, Munzur Suyunun iki yakasına kurulacak dolgu parkı projesini, gelir gelmez, masaya yatırır. İlgili kurumların, iznini alarak, ildeki resmi kurumların araçlarını seferber ederek projeyi başlatır. Dolgusu, yapımı düzenlemesi yıllarca sürer diye düşünülen 80 bin metrekarelik alanın dolgusu şaşırtıcı bir sürede, birkaç ayda tamamlanır.
Mahalle muhtarlarıyla, yanına eşini de alarak, mahalle, mahalle gezer. Yoksul aileleri evlerinde ziyaret eder. Onlarla, yer sofrasında birlikte oturarak çaylarını içer. Sorunlarını dinler. Yalnız olmadıklarını, devletin yanlarında olduğunu söyler. Dostluklar kurar. Kapısını bütün gün halka açık tutar.
Çokça önemsediği okulları, eğitim kurumlarını, sürekli ziyaret eder. Sorunlarını yerinde görmek, dinlemek ister. Okullarda, öğrencilerle sınıflarında oyun alanlarında bir araya gelir. Onlarla arkadaşlık kurar. Sohbet eder. Onları dinler. Onlarla birlikte güler, kahkaha atar.
Sürekli halkın içinde halkla bir araya gelir.
Okula kayıt için ikametgâh, adresi göstermek zorunda olan, ikametgâh yeri olmayan öğrenciye, valilik konağındaki evini, ikametgâh adresi olarak gösterir.
Eğitimci, öğretmen eşinin, görevinde, imtiyazlı, farklı, konumda görülür. Düşüncelerine, yol açar diye, görev yapmasına izin vermez. Eşini başköşeye, makamlara, atayan, maç izlerken, namaza giderken, sosyal medyada reklamlarını yaptıran Valilere, makam sahiplerine, güzel bir önek olur.
Önyargısız, bütün renklere, sıcak bakar. Kucaklar. Bütün gününü, zamanını, ilin, halkın, sorunlarına, ayırır. Durmadan koşturur. Kısa sürede saymakla bitmeyen güzel projelere, işlere imza atar.
Ülkenin içinde bulunduğu OLAĞANÜSTÜ yönetim ve koşullarda, Devlet adamlığı kimliğini koruyan, hukuktan, halktan yana, halkla devleti, buluşturan, devlete güvenirlik, saygınlık kazandıran, Sayın TUNCAY VALİ, DERSİM Halkı için, BORATAŞ Vali gibi bir şans olacak. Tarihinde, unutulmazlar arasında yerini alacaktır.
Fikri TAŞ