İlimizin en büyük kurumlarından, en büyük hizmeti veren Milli Eğitim Kurumu, özellikle Dersim’de, Dersim Halkının gözü kulağı üzerinde olan, hemen her aileden insanların o kurumda istihdam edildiği, hemen her aileden insanların, eğitim gördüğü önemli, öncelikli bir kurumdur.
Geçmiş yıllarda, bu kurumu yönetenler, bu kurumda büyük tahribatlara yol açmışlardı. Dersim’e ön yargı ile gelmiş o yöneticiler. Ön yargılı yönetimleriyle, büyük kurumu işlemez hale getirmişlerdi. Bizimkiler, ötekiler, diye ayırımcı bir kurum haline dönüştürmüşlerdi. Hak etmişler, haklarından edilmiş, hak etmeyenler hak edilmedikleri görevlere getirilmişlerdi.
Bunun sonucunda, toplumu, geleceği şekillendirmekle görevli bu önemli kurum, eğitim görevini başarılı bir şekilde sürdürememişti. Eğitim, öğretimde yurt çapında hep ön sıralarda olan Dersim son sıralara düşmüştü.
Onların yanlışlarını, kuruma yaptıkları kötülükleri, bu köşede sık, sık dile getirdiğimden hakkımda davalar, onlar içinde soruşturmalar açılmıştı.
Onlar, kötü bir iz bırakarak gittiler. Devlet atamadaki yanlışlığı düzeltmiş olacak ki, sonrasında atadıkları Milli Eğitim Müdürleri, bu önemli kurumda yapılmış tahribatları gidermenin yoğun çabası içinde olurken, kurumu tekrar eğitim kurumu yaptılar.
Haydar YURDAKUL, Milli Eğitim Müdürü olarak tahribat sonrası geldi. Önyargısız, hizmet aşkıyla, bizimkiler, ötekiler, ayırımı yapmadan, herkesi kucakladı. Eğitimdeki seviyeyi yükseltmek için adeta seferberlik ilan etti. Başarılı çalışmalar yapan eğitim ordusunun neferlerinin yanında oldu. Başarılarını paylaştı. Hak eden hak ettiği yerde görevini endişesiz sürdürdü. Hak edenler, hakkını ödülünü aldılar. Hak etmeyenler, bizimkiler diye hak etmedikleri görevlere getirilmediler.
Haydar bey sürekli gülen yüzüyle, Tunceli Eğitiminin yüzünü de güldürdü. Başarılı hizmetleriyle, gerçekleştirdiği ponjeleri ile Tunceli Halkının saygıyla andığı, unutmadığı bir Milli Eğitim Müdürü oldu.
Üç yıl sonrası isteği ile Ankara’ya alınan YURDAKUL7UN yerine, onun izinden giden eğitimdeki çıtayı daha yükseklere çıkarmayı hedefleyen, Ziya POLATAŞ adlı Milli Eğitim Müdürü atandı.
Benzer güler yüzlü yeni Milli Eğitim Müdürü, Güneydoğuluydu. Bölgenin yabancısı değildi. Oda tıpkı Yurdakul gibi kısa sürede, Milli Eğitim ordusunun, Dersim Halkının güvenini kazanan bir Müdür oldu. Aynı zamanda bir eğitimci olarak yakından izlediğim Yeni Müdür, deyim yerindeyse gecesini gündüzüne kattı.
Bu köşede dile getirdiğim, Dersim Halkı için bir istihdam kapısı olacak ikinci bacasız fabrikanın kurucusu oldu. Halk Eğitim bünyesinde kurduğu fabrikada Dersimliler, hemen her dalda meslek sahibi olma imkânlarına kavuştular.
Yeni projelerle, yeni okullarla eğitim kurumlarını, modern tesislere kavuşturdu.
Özverili çalışmaları ile aynı zaman da ülke eğitiminin bütününe başarılı hizmetler katan, kendini eğitime adamış, bu kaliteli eğitim uzmanı müdür, hak etmediği bir zamanda görevinden alındı.
Beklenmeyen bu alınma, yalnız Müdürü değil, Bütün Dersim Halkın da üzdü. Adeta Dersim Halkını, cezalandırmak oldu. Hayata geçirmek istediği projeleri gerçekleştirmesine izin verilmeden alınması haksız bir tasarruf oldu.
Tunceli Halkının hizmetlerinden, çalışmalarından, memnun kaldığı müdürlerin peş peşe Tunceli’ye atanmasını, Devletin Tunceli’ye hizmet götürecek yetkilileri özenle seçtiği izlenimini vermişti. Beklenmeyen bu mevsimsiz, zamansız, alınma, Milli Eğitimi harabeye çeviren bir önceki Milli Eğitim Bakanının kıyımına benzedi.
Alınmasına, Dersim’den uzaklaşmasına, çok üzülen POLATTAŞ’A, bizler, Dersim Halkı da onun kadar üzüldük.
Dersim Halkı vefakârdır. Kendisini sevenleri sever. Unutmaz.
Güle, güle
Gülen yüzünde güller açan,
Müdür.
Fikri TAŞ