Bu günlerde, ülkemizde, bütün dünyada, öne çıkan BARIŞ isteği, ülkemizde, daha çok öne çıkmış. Daha çok anlam kazanmıştır.
   Savaş çığlıkları, ülkenin ufkunda yankılanırken, barışa her zamankinden daha çok büyük ihtiyaç duyulmuştur.
   Ülkede yaklaşık 40 yıldır akan kanı durdurmak için canlarını ortaya koyduklarını söyleyenler, bugün savaş naraları atmakta, savaş istemektedirler.
   Savaş, insanlık için, yaşam için, doğa için, bir ülke için ölümdür. Yıkımdır. Tahribattır. Acıdır. Gözyaşıdır.
   Savaştan beslenenler, silah tüccarlarıdır. İnsanlığın, yaşamın, doğanın, düşmanlarıdır.
   İşte bu savaş çığlılıkların atıldığı bu günlerde, TOPLUMSAL BARIŞ İÇİN GENÇLİK GİRİŞİMİ, barışın toplumsal, ülkesel, olarak önemini, toplumla, paylaşmak için mahallelerde, ayrı, ayrı, düzenlediği toplantılardan birine basın olarak ben de davetli olarak katıldım.
  Toplantıyı düzenleyen barış girişimcileri, oldukça genç üyelerdi. Gençlik heyecanı, konuşmalarında, tavırlarında, toplantıyı daha renkli, daha anlamlı kılıyordu.
  Toplantıya katılan, her kesimden davetliler, barışın acil bir ihtiyaç olarak, öne çıktığı bu günlerde, ilk kez düzenlenmiş, BARIŞ konulu toplantının anlamlı olduğunu, bu toplantıyı düzenleyenlerin, çok önemli, anlamlı, bir etkinliği, düzenledikleri için kutluyorlardı.
   İlla, ısrarla barışı, isteyen, girişimcilerin gençlik üyeleri, yeni seçilen 550 milletvekiline, hükümete çağrıda bulunuyorlardı. “Gelecek yeni nesiller, bizler, savaş istemiyoruz. Kim olursa olsun. Hangi renkten, ırktan olursa olsun, hep birlikte eşit haklarda, kardeşçe yaşamak istiyoruz. Lütfen bunu engellemeyin” diye çağrılarda, bulunuyorlardı.
  Sınırlarımızda, Ortadoğu’daki gelişmeleri, ayrıntılı bir şekilde dile getiren konuşmacılar, savaş isteyenlerin, ülkeyi, bir kaosa sürükleyeceklerini, bundan da ülkeyle birlikte, en çok ezilen emekçi yoksul çevrelerin, zarar göreceğini, savaşı isteyenlerin çocuklarının, bu savaşa, katılmayacaklarını, seyirci olacaklarını, yine ölenlerin ezilen halkların çocukları, olacağını, ağlayan annelerinde, bu halkların anneleri, olacağını, dile getirerek, kadınların, savaşa karşı eylemlerde, ön saflarda olması çağrılarında bulundular.
  Savaş, naralarının atıldığı, bu günlerde barış için atılacak her adım, her çağrı, her etkinlik, ülkemiz için, insanlık için, yaşam için çok anlamlı olacaktı.
   Hep beraber, barış için.
   +  +  +
  MÜSTEŞARIN ZİYARETİ
   Kültür Bakanlığının, Profesör unvanlı, bilim kariyerli, Müsteşarı, İnşası süren DERSİM MÜZESİNİN, çalışmalarını yerinde görmek, incelemelerde bulunmak için DERSİM’DEYDİ.
   Van’da, restore edilen bir başka tarihi yapının, çalışmalarını, yerinde görmekten, incelemelerde bulunmaktan geliyordu. Uzun bir kara yolculuğu, yaparak DERSİM’E, gelmişti.
 Bakanlığın ikinci yetkilisi, bakandan sonra gelen makamıydı.    Yorgun, argın, ayağının tozu ile beraberinde, ilimizin Sayın Valisi, inşaatı üstlenmiş, müteahhidi ile birlikte, geniş bir alana yayılmış inşaat alanının, bütün katlarını, gezerek, yapımcı firma yetkililerinden bilgi aldı.
   Çalışmaların beklenenden daha hızlı gitmesi, kısa sürede büyük mesafe alınması, Sayın MÜŞTEŞARI, memnun etmişti.
   Basın mensuplarına yaptığı açıklamasında, DERSİM KENT MÜZESİ’NİN, ülkenin bir rengi, bir zenginliği olarak kendilerine, heyecan verdiğini, Kültür Bakanlığı olarak Tunceli’nin, kültürel zenginliğinin farkında olduklarını, müzenin tarihi bir bina olması, bugün, kültürel amaçlı kullanılır olmasının kendilerini sevindirdiğini, ifade ederek. “Tunceli, bunu hak etmiştir” dedi.
   Sayın Müsteşarın, incelemelerde bulunmak için gelmesi, müze yapım çalışmalarını, sık, sık yerinde izleyen, incelemelerde bulunan, Sayın Valimizi, sevindirmişti. Bakanlığın ikinci adamı da, Sayın Valimiz gibi bu tarihi eserin, DERSİM, Halkı için önemini, yerinde görmüşlerdi. Gerekeni esirgemeyeceklerini ifade etmişlerdi.
    Geldiği gibi aynı hızla, aynı yorgunlukla, akşam vakti, Elazığ’a giden Müsteşarı, yolcu eden Sayın Valimiz, beraberindekiler, Büyük misafirlerini, uğurlamanın memnuniyeti içindeydiler.