Gidenin ardından hep konuşulur. İyiliği varsa iyiliği, yoksa kötülüğü konuşulur.
Üç yıldan beri ilimizde, Tunceli’de görev yapan, Emniyet Müdürümüz başka bir ile ORDU’YA atanarak ilimizden ayrıldı.
İlimizde, önemli büyük kurumların başı yöneticiler, ilimiz için önemli yönetim makamlarıdır. Onların yönetimdeki başarıları, başarısızlıkları, ilin toplumsal yaşamında, yönetiminde önemli rol oynar.
Emniyet Müdürlüğü, ilin en büyük kurumlarından biridir. Bin civarında personeli vardır. İlçe merkezleri dâhil ilin güvenliğini huzurunu sağlayan kurumdur. Güvenliğin yanında, günümüz dünyasında önemli yaşamsal bir sorun olan trafik sorunundan da sorumlu bir kurumdur.
Böyle önemli bir kurumun başındaki yöneticinin, yönetim biçimi toplumsal ilişkileri, önyargısı, devlet adamlığı kimliği, göz önünde bulundurulan, önemli değerlerdir.
İlimizde, geçmişte, görev yapan çokça emniyet Müdürlerinin yönetimine tanık oldum. Bazı yönetici müdürler, Tunceli Halkına olan olumsuz önyargılarından dolayı, DERSİM Halkı üzerinde olumlu izler bırakmadılar. Tunceli Halkı onları hep kötü yöneticiler olarak hatırlarlar. Bunların yanında hangi tarihi süreçte, koşulda olursa olsun devlet adamlığı kimliği taşıyan, kanunsuz işlemlere uygulamalara, izin vermeyen, halkla yakın iletişim kuran, hep saygı ile anılan, hatırlanan müdürlerin, yönetimine de tanık oldum.
12 Eylül askeri darbe sonrası, olağan üstü ağır koşullarda, ilimize atanan Emniyet Müdürünü, ona benzer daha birkaç müdürü, Tunceli Halkı hep saygı ile hatırlar.
Gece yarıları evlerin kapılarını kırıp galoşsuz çamurlu ayakkabılarla evlere giren ev halkını tümünü, kadın çocuk ayırmadan yerlere yatıran, silah çeviren, emniyet Müdürünün, söz geçiremediği emir veremediği FETÖCÜ müdürlerin, emniyet yetkililerinin, uygulamalarına da tanık olduk. Yazılarım, uyarılarım, üzerine bu keyfi adeta zorbalık türü uygulamalara bir ölçüde son verildiyse de Tunceli Halkına olan önyargılı FETÖCÜ Müdürlerle bu kanunsuzluklar, keyfilikler, topluca görevlerinden alınıncaya kadar sürdü.
15 Temmuz’da yapılmak istenen darbe sonrası, uygulanan olağanüstü yönetim koşullarında suçu olmayan, adli kayıtları, temiz olan, Bine yakın öğretmen, memur, çalışan, açığa alındılar. Tepkiler üzerine görevlerine iade edilmelerinin arkasından, aynı şekilde hiçbir suç kaydı olmayan İki yüze yakın öğretmen memur, mesleklerinden ihraç edildiler. Tamamına yakını öğretmenlerdi. Bu suçu olmayan öğretmenler, Tunceli’yi eğitimde yıllarca ön sırada tutan başarılı Öğretmenlerdi. Büyük mağduriyetlere yol açan bu kıyımlar, o tarihlerde görev yapan, emniyet yetkililerinin, valilik makamının, bilgisi dâhilinde yapılmıştı.
Kıyımlar sonrası ilimize atanan Tunceli Halkı hakkında olumsuz önyargıları olmayan, devlet adamlığı kimliği taşıyan, vicdanlı Sayın Valimizle, Emniyet Müdürümüz, bu haksızlıklara seyirci kalmadılar. Yaptıkları incelemeler sonucu, ihracı gerektirecek suçlarının olmadığını, görevlerine iade edilmeleri için düzenledikleri raporları, dosyaları, Ankara’ya gönderdiler.
.jpg)
Bu Tunceli Halkını sevindiren, yanan yüreğine su serpen bir güzellikti.
Sayın Emniyet Müdürüne Teşekkür ettiğimde, “Biz üstümüze düşeni yaptık. Suçlu ile suçsuzu ayıkladık. Biri, bir suç işlemişse, suç onun suçudur. Yakınlarının suçu değildir. Biz buna özen gösterdik. Hukukun gereğini yaptık” dedi. Bir kez daha kendilerine teşekkür ettim.
Tayini çıkan emniyet Müdürümüz, Tunceli Halkının sevdiği, güvendiği, bir müdürdü. Yöneticiydi. Kanunsuz, tepki çekecek herhangi bir işleme, uygulamaya, izin vermedi. Halkla yakın iletişim içinde oldu. Aynısını emrindeki, sahada olan güvenlik görevlileri de yaptı.
Tunceli Halkı tarafından, saygı ile anılacak, hatırlanacak, bir müdür oldu.
Sayın Müdürümüzün, veda toplantısında bulunamadım. Veda toplantısında “Tuncelililere hakkımı helal ediyorum. İnşallah Tunceli bundan sonra çok daha huzurlu, gelişmiş, herkesin huzur ve refah içinde yaşadığı bir il olarak daha da gelişir” demiş.
Biz Tunceliler de Sayın Müdürümüze, hakkımızı helal ediyoruz.
Güle güle git. Babayiğit Müdür.
Sizi hep sevgi ile hatırlayacağız.
.jpg)
