Geçen yıl kurak bir yıldı. Susuzluk, sıcaklık, kasıp kavurmuş, bütün dünyayı, insanlığı korkutmuştu.
   Yaşadığımız bu günlerde 40 derecenin üzerine çıkan sıcaklık, doğayı yaktı. Soldurdu. Yeşil ağırlıklı halı soldu. Sarıya boyandı. Yer yer çıkan yangınlar, halıyla birlikte halıyı zenginleştiren süsleyen, renkli canlıları, yaktı. Yok etti.
   Doksanlı yıllar benzeri, başlayan çatışmalı ortamda, savaş helikopterlerinin attığı bombalarla, top atışları ile yangınlar, bütün DERSİM Doğasına, hatta bütün ülke doğasına yayıldı. Güvenlik nedeni ile havadan söndürme yapılmadığından, yangınlar, kaderlerine terk edildi. Binlerce hektarlık orman alanları 90’larda olduğu gibi yok oldu. Ormanlarla birlikte doğayı zenginleştiren orman ailesinin bütün fertleri yangında yanarak can verdiler.
   Sayın Valimizle, bizlerin, barış sürecinin devam etmesini isteyen duaları kabul edilmedi. Tanrıya işi bırakmayanlar, bu sürecin sürmesine izin vermediler. Kişisel çıkarları, beklentileri, ülkenin çıkarlarının önüne geçti. Bir kaç yıldır, süren barış görüşmelerini yapılmamış gibi bir çırpıda yok sayarak, savaşı yeniden başlattılar.
   Nasılsa barışa, savaşa, karar verenlerin savaşta ölecek kaybedecek çocukları yoktu. Ölecekler, her savaşta olduğu gibi fakir fukaranın, askerden kaçamayan, çocuklarıydı. Onların cenaze törenlerinde, kahramanlık nutukları atılacaktı.  
  Her şey onların yazdıkları senaryolara göre oynanacaktı. Halkın iradesine göre oynanmayacaktı. Halk, ortaya koyduğu iradesi ile bütün farklılıkların bir araya gelerek, ülkenin birlik ve beraberliğini birlikte sağlamalarını, ülkeye barış getirerek, birlikte yönetmelerini istemişti.
   Tek kişinin yönetiminde, ülkenin giderek demokrasinin temel, kurallarından, kurumlarından, uzaklaşacağı endişesi, çoğulcu bir yönetimin kurulmasını, ülkeyi yönetmesini, istemişti.
   Buna saygı duyulmadı. Ülkeye, huzur güven getirecek, ekonomik kalkınmayla birlikte, birlik ve bütünlüğü sağlayacak bir yönetimin kurulması istenmedi. Barış süreci iptal edildi.
  Yaşanan can kayıplarının yanında, şehirlerarası ana yollar, kesildi. Araçlar yakıldı. Çokça insan mağdur edildi. Kalkınmış, ülke ekonomisi büyük kayıplara uğradı. Ülkenin kalkınmasında, tanınmasında büyük payı olan turizmde büyük kayıplar yaşandı. Ülkemiz terörle anılan bir ülke oldu.
  Doğu, Güneydoğu illeri, korkulu iller oldu. Her yaz mevsiminde olduğu gibi bu yazda DERSİM, sevenlerinin ilgi odağı olmuştu. Yurdun dört köşesinden, yurt dışından çokça DERSİM sevdalıları, doğa sevdalıları, akın akın gelmeye başlamışlardı. Beklenmeyen çatışmalı ortamın başlaması ile bu akın kesildi. Telefonla arayanlar, “Neler oluyor DERSİMDE, gelmek istiyoruz. Haberler bizi korkutuyor” diyorlardı.
    Yoğunluklu çatışmaların yaşandığı Güneydoğudaki illerde birkaç bölge, güvenlik bölgesi ilan edilirken, DERSİMDE, 14 bölgenin güvenlik bölge ilan edilmesi, girişlerin yasaklanması, adeta, bütün DERSİMİN, yasaklı bölge ilan edilmesi algısını yaratmıştı.
   Güvenli, yasak bölge ilan edilen yerlerde, köy boşaltma, hayvan besicilerinin, yaylaları, arıcıların, bulundukları yerleri terk etmeleri istendiği haberleri, Doksanlı yılları çağrıştıran korkutan haberler olmuştu.
  Tarım, hayvancılık, arıcılıktan, başka üretim alanları olmayan DERSİMDE, uygulanmak istenen yasaklar, bu üretim alanlarında da, büyük kayıplara tahribatlara yol açacaktı.
   Başta Devlet adına, barışta ısrar eden Sayın Valimiz, olmak üzere, bütün partiler, sivil toplum örgütleri, zaman kaybetmeden bir araya gelmeli, ortak bir çaba ile korkutan gelişmelerin önüne geçmelidirler.
   Yazımı bitirmek üzere iken Gazeteci Ercan TOPAÇ’TAN, sevindirici haber geldi. Günlerdir kapalı olan ERZİNCAN Karayolu, gazeteci arkadaşların da katıldığı karayolları ekipleri tarafından, herhangi üzücü bir olaya yol açmadan açılmıştı.
   Sayın Valimizin beklentisi buydu. Ankara’nın ısrarına rağmen, şehirlerarası karayolunun, üzücü bir olaya yol açmadan açılmasını istiyordu. Yolun, üzücü bir olaya yol açmadan açılması, barış için atılmış bir adım olacaktı. Alınan yasaklar kaldırılacaktı. Bu adım gerçekleşti. Köylüye, hayvan besleyicilerine, dolayısı ile DERSİMİN bütün ekonomisine özgürlüklerine, büyük zarar veren, bu yasakların, kaldırılması, DERSİMDE, bölgede, barış için atılmış, örnek büyük bir adım olacaktır.
 Bunu, barıştan, huzur ve güvenden yana, devlet adamlığı kimliğini taşıyan Sayın Valimizden bekliyoruz.
   İletişim kanalları açık tutulmalı, barışta ısrar edilmelidir.
   Savaş, kandır. Ölümdür. Gözyaşıdır. Yıkımdır.
   Kan, kanla yıkanmaz.Barışla yıkanır.
   Buna izin vermeyelim.