Sanayisi, fabrikası, limanları, hava alanları, demir yolları, olmayan, kaderine terk edilmiş fakir DERSİM, sahip olduğu doğal zenginliği ile dünyaya açılmanın sevincini paylaştı.
 
Tunceli Valiliğinin koordinasyonu altında Emniyet Müdürlüğü, Tarım İl Müdürlüğü Milli Eğitim Müdürlüğünün, ortaklaşa çalışmaları sonucu gerçekleşen TUNCELİNİN ÖTEKİ YÜZÜ sarımsak projesinin tanıtımı Emniyet Müdürlüğü tarafında düzenlenen bir törenle yapıldı.
 
Dersim Halkını, dünyayla buluşturan TUNCELİNİN İLK AVRUPA PROJESİ olan projenin, gerçekleşmesi, Emniyetin başındaki Emniyet Müdürünü, çok sevindirmiş olacak ki, toplantıya katılan misafirlerini karşılarken sevincini her haliyle çevresine yansıtıyordu.
 
Törene katılan DERSİMLİ olsun, olmasın, hemen herkes, Emniyet Müdürü gibi Dersim Halkı adına sevinçliydi. Aynı atmosferde, herkes pay sahibi gibiydi.
 
Hem Türkçe, hem Latince, Dünya literatürüne geçen projeyle, Dersim çiftçisi, Dersim Halkı, bahçesinde, tarlasında, yetiştireceği sarımsakla, gelir elde edeceği, gibi bir ölçüde istihdamın sağlanmasına da katkıda bulunacaktı.
 
Proje kapsamında, projeyi hazırlayanlar tarafından verilecek eğitimle, devlet kurumlarının sağlayacağı destekle, ekimi yaygınlaştırılacak, ihtiyaç fazlası ülkeyle birlikte, bütün dünyaya ihraç edilerek, pazarlanacaktı.
  İlimizden ayrılmadan, bu anlamlı, önemli, törene katılan Sayın Valimizde, DERSİMLİLER kadar sevinçliydi. Bu önemli projede, ilkte, onunda payı vardı. Dersimi, Dersim çiftçisini, Dünyayla buluşturan, DERSİM Çiftçisine üreticisine emanet ettiği, MİLLİ BİRLİK VE KARDEŞLİK Projesi olarak tanımladığı konuşmasında, DERSİMİ, DERSİM Halkını, çok sevdiğini, onlardan, insanlığı, insana, karşı saygıyı, kardeşliği, 
gördüğünü söyleyen Sayın Vali, demokratik değerlere sahip çıktıklarını, savunduklarını, ötekileştirmeye karşı olduklarını, bunun sevdalısı olarak yola çıktıklarını söylüyordu.
 
Gitmeden DERSİM Halkına mesajı olduğunu söyleyen Sayın Vali, DERSİM Halkının, ülkenin, geleceği olan geçmişi yaralı çocuklarına, sahip çıkmalarını, onların kültür seviyelerine yakışmayan, Dersim Halkının da katılmadığı, tasvip etmediği sokak eylemlerinden uzak durmalarını, onların, yapacakları demokratik eylemlere, polis ve askerin son derece toleranslı, demokratik kurallar çerçevesinde, davrandıklarını, 50,60 kişinin, 80 bin kişinin huzurunu kaçırmasına, Dersim Halkının, izin vermemesini isteyerek, “Çocuklarınızın eli kalem tutmalı, zararlı şeyler tutmamalıdır” diyerek Dersim Halkına Allahaısmarladık dedi.
 
30 Bin AVROYA, mal olan, Almanya, STUTGART ayaklı, ortaklı, gerçekleştirilen projeyle, DERSİM Sarımsağı, Dünya markası olurken, DERSİM ve ülkemiz, Dünya’ya, yeni bir yüzle tanıtılacaktı,
  
Binlerce yıldır, hala sırrı çözülemeyen dimdik ayakta duran Mısırdaki dev Firavun piramitlerinin, inşasında çalışan işçilere güçlensinler diye bolca yedirilen sarımsakların, organiği, doğalı, yalnızca bizim DERSİM Doğasında. Varlıklarını koruyarak, Doğamıza zenginlik katmıştır.
 
Başka bir doğada organik olarak bulunmayan besleyici değeri oldukça yüksek bu harika bitki, insan sağlığı için koruyu bir ilaç gibidir. İnsan yapısını oluşturan hücreleri koruyan, tümörü önleyen, yaşlılığı geciktiren, tam bir ANTİOKSİDANdır.
  
DERSİM Doğasına özgü bu harika bitkiyi dağdan indirip ovada, her yerde yetişmesini sağlayan Tarım İl Müdürlüğü, bu proje kapsamında yoğun çalışmasını sürdürmeli, Üreticileri, destekleyerek, teşvik, ederek, bu bitkininin tarım alanlarında, köylüler, çiftçiler tarafından, yurt dışına ihraç edilecek boyutlarda üretilmesini sağlamalıdır.
 
DERSİM’E, Sanayi tesisleri, fabrikalar, kurmayan devlet, üvey evlat muamelesinden vazgeçmeli, Tarım alanlarında, üretimi sağlayan teşvik eden, tedbirleri, almalı, gerekli yatırımları yaparak, Dersim çiftçisinin, halkının, kalkınmasını sağlamalıdır.
  
Dünyaya açılan sarımsağımızın doğum gününü kutlayan tören, klasik bir tören değildi. Yüzlerin güldüğü, gözlerin ışıldadığı, gelecekten yana umutların, paylaşıldığı, yaşandığı, yeşerdiği, organik bir törendi. Kutlamaydı.
  
Payı olan herkese teşekkür ediyoruz.
  
ÇEVRECİLERİN YEMEĞİNDE
    Bütün Dünya tarafından 5 Haziranda kutlanan Dünya Çevre günü,  
ülkemizde, ilimizde de kutlandı. Çevre müdürlüğü, halka, insanlara, çevrenin yaşamsal önemini, anlatan, bilgilendiren etkinliklerle çevre gününü kutladı.
  
Etkinlikler, kutlama çerçevesinde, ŞAROĞLU Otelinde verilen yemeğe biz gazetecilerde çağrılıydık.
 
Salon katılımcılarla dolmuştu. günün önemini anlatan konuşmaların ardından, Sinevizyon gösterisi ile çevrenin önemi, çevresel tehlikeler, çevre konusunda yapılan çalışmalar. Çevreyi korumak için yapılmak istenenler, Çevre duyarlılıkları, renkli görüntülerle davetlilere sunuldu. Günün anlam ve önemi, renkli karelerle gözler önüne serilmişti.
  
Sahnede müzik gurubunun çaldığı şarkılar eşliğinde verilen yemeğin gecikmesi bazı arkadaşların erken ayrılmasına yol açmıştı.
 
Yemeğe katılan bazı konukların, alkollü içki istekleri karşılanmamıştı. Bu arkadaşları üzmüştü. Erken ayrılmalarına yol açmıştı. Anlaşılan bu açıkça devlet kurumlarının verdiği yemeklerde bir yasaklamaydı.
   
Bir kaç yıl öncesine kadar Devlet kurumları tarafından verilen yemeklerde bu yasaklama yok iken, son bir iki yılda bu yasaklama resmen yasallaşmıştı.
 
“Neden alkollü içecekler misafirlere ikram edilmiyor” sorumuza, yetkililer, başını sallayarak, susarak cevap vermediler.
 
Ülkede son yıllarda peş peşe gelen yasaklara alkollü içecekler yasağı da eklenerek ülke, iyice yasaklar ülkesi oldu.
 
Cumhuriyet, hukuk devleti, özgürlüklerin yaşandığı rejimlerdir. Ülkemiz, Anayasasında yazılı bir hukuk devletidir. Buna rağmen adım adım hak ve özgürlükleri yasaklayan bir ülke olma yolundadır.
  
Alkolü, günah, zararlı, bilen içmez, içmek isteyenlerin de özgürlükleri de, hukuk devletlerinde engellenmez. Bu yasaklar totaliter, Orta doğuda ülkelerinde görülen yasaklamalardır.
  
Bütün uygar ülkelerde verilen yemeklerde misafirlere alkollü içecekler ikram edildiği gibi, ülkemizde de Cumhuriyet yönetimi boyunca devlet kurumları dâhil verilen yemeklerde alkollü içecekler misafirlere ikram edildi
 
Özgürlüklerin giderek genişlediği, aydınlık çağımız dünyasında, bireysel özgürlüklerin giderek ülkemizde kısıtlanması, aydınlığın işaretleri değildir.
  Çevre yaşamın yongasıdır. Onu özgürlükler gibi titizlikle 
koruyalım.
 
Fikri TAŞ