Kureyşan Aşiretinin ileri gelenlerindendi. Kasap ABAS olarak tanınırdı. Pek fazla şapkanın giyilmediği kentte o hep şapkalıydı. Kiloluydu. Kasap dükkânı, eşimin hazır giyim dükkânının karşısındaydı. Hemen her gün karşılaşır selamlaşırdık. Liseden arkadaşım, avukat Hasan ÖZCAN’IN, kayın babasıydı. Onu sonsuza dek uğurlamak, yolcu etmek için CEM Evindeydik. Onu, sonsuzluğa uğurlamak için gelen sevenleri, Cem Evine sığmamıştı.
 Hava soğuktu. Cenaze namazını beklerken, bir bardak çay içmek için çay ocağına yöneldim. CEM Evinin Başkanı, Dedesi ile karşılaştık. “Hocam. Siz Tunceli’nin sorunlarını dile getiren, ilgilileri, kamuoyunu, bilgilendiren bir gazetecisiniz. Bizim CEM Evinin de sorunları var. Dile getirirseniz. Sorunlarımızla ilgilenen belki birileri, devlet katında birileri çıkar” dedi. “Hay. Hay. Niye olmasın” dedim.
 Cem Evleri ALEVİ inancının ibadet mekânlarıdır. Alevi inancına sahip insanlar inançlarının gereği orada, Cem Evlerinde ibadet ederler. Tanrıya orada secdeye dururlar. Dua eder. Yakarırlar.
   Aramızdan ayrılıp, sonsuza uğurlananların, cenaze namazları, camilerde kılındığı gibi, Cem Evlerinde de kılınarak uğurlanırlar.
   Tunceli, en çok göç veren illerin başında gelen bir ildir. Sanayisi, iş alanları olmadığından, ekmeğini, işini, hep dış illerde, dış ülkelerde, aramış, onun içinde dünyanın dört tarafına yayılmış insanları olan bir kenttir.
   Tunceli Cem Evi, ölümlü dünyada, sonsuzluğa göç eden DERSİMLİLERİN, son durağıdır. Nerede olurlarsa olsunlar. Hangi ilde, hangi ülkede olurlarla olsunlar. Sonsuzluğa uğurlanan Alevi inançlı DERSİMLİLER, Tunceli Cem Evinde buluşarak, vedalaşarak uğurlanırlar. Bu yoğunluk, son yıllarda çok büyük ölçüde, artmış. DERSİM Halkını, buluşturan, ilgi odağı, kutsal bir mekân olmuştur.
    Hukuk Devletlerinde bütün inançlar, devlet katında saygı görür. Devletin bir zenginliği, olarak kabul edilir. Korunur. Kollanır. Bir Hukuk Devleti olan ülkemizde de farklı inançlar, ülkenin zenginliği olarak, devletinin güvencesi altında olmalıdırlar.
   Hukuk Devletimiz, çoğunluktaki inancı koruyup kolladığı gibi azınlıktaki inançları da koruyup kollamalıdır. Uygar ülkelerde bu hep böyle olmuştur. Bizim ülkemizde de böyle olmalıdır.
 Ülkemizde, çoğunluktaki Sünni inancından sonra, en büyük çoğunluğu Alevi inancı oluşturmaktadır. Devlet, Sünni inancının yerine getirilmesi için ülkenin her köşesine birer cami yaptırırken, Diyanet Başkanlığı bünyesinde camilerde görev yapan binlerce görevliye maaş ödenirken, Diyanet Başkanlığı bütçesinin oluşmasında vergi ödeme payı olan, ülke nüfusunda büyük bir çoğunluğu olan Alevi inancı için, Aleviler için, devlet bütçesinden bir tek Cem Evi yapılmaz. Alevilerin kendi katkıları ile yaptığı Cem Evlerinin giderleri, çalışanarı için bir kuruş ödeme yapılmaz. Hâlbuki onlar da bu ülkenin kadimden vatandaşları, onların da çalışanları vardır. Onların da elektrik, su masrafları vardır. Laik, Hukuk Devleti olarak övündüğümüz devletimiz, büyük bir çoğunluktaki vatandaşının inancına sahip çıkmaz. Eşitlik ilkesini uygulamaz. Çocuklarına eşit düzeyde babalık yapmaz. Bu bir haksızlıktır.
    Devleti İllerde temsil eden Valilerde, devlet babanın temsilcileridir. İllerindeki vatandaşlarının farklı inançlarına saygı duyup değer vermelidirler. Devlet Baba merkezden yapmasa da onlar, mahallinde, illerinde halkı ile bir araya gelmek için devletin büyüklüğünü, kadirşinaslığını göstermek için kendilerine bu işler için tahsis edilmiş olanaklarla inanç yerlerine devletin elini uzatmalıdırlar. Büyük bir nüfusun inanç merkezleri olan Cem Evlerine gerekli desteği vermelidirler. Verilecek bu desteğe kanunlarda engel değil. Bunu yapan hukuk devletinin Valileri, kendilerini de, Devleti de, onurlandırmış. Yüceltmiş olurlar.
    Devlet adamlığı kimliği taşıyan, aynı zamanda valiliğin yanında kentin Belediye Başkanı, olan hukukçu Sayın Valimize, çağrıda bulunuyorum.  Devletin eşit vatandaşları olan Alevilerin, ibadetlerini yaptıkları Cem Evine devletin yardım elini uzatınız. Bunu beklemek onların da hakkıdır. Devlet onlarında devletidir. Bu yardım eli sizi de, devleti de, onurlandırır. Bunun, ülke çapında örneği olursunuz.
  Çağrımı, yalnız Sayın Valimize yapmıyorum. Devletin ildeki bütün kurumlarına, ayırmaksızın bütün iş adamlarına, ülkede, ülke dışındaki bütün DERSİMLİ iş adamlarına, çağrıda bulunuyorum. İnsanlığın son inanç, buluşma, duraklarından biri olan CEM Evlerine, DERSİM Cem Evine, yardım elinizi uzatınız.
   Bu yardım eli sizin insanlığınızı, yüceltir.