Belediye, şehre, şehirlere, kentlere, hizmet götüren önemli büyük bir kurumdur. Şehirde oturanların da en çok beklentisi olan hizmet beklediği önemli bir kurumdur. Halkın gözü, hep üzerinde olan eleştirilen, övülen, bir kurumdur. Hizmetleri, şehir halkı tarafından günlük yaşamda, paylaşılan bir kurumdur.
Yönetimini, şehir halkı oyları ile seçer. Seçilenler, demokrasilerde, halkın iradesini temsil ederler.
Bizim belediyemiz de şehrimize, hizmet eden, hizmet getiren, önemli bir kurumumuzdur. Halkın oyları ile seçilmiş, halkın iradesini temsil eden bir resmi bir kurumdur. Çalışmalarını, hizmetlerini, bütün şehir halkı gibi ben de izlerim, paylaşırım.
Önyargılı eleştiriler, toplumsal yaşamda hep olur. Hep yapılır. Yaşanır. Bizim belediyemiz için de bu yapılacaktır. Olacaktır. Bunun yanında, yaşanan görülen eksiklikleri dile getiren, yapıcı eleştiriler, kurum için yararlı olan eleştirilerdir. Bilgilendirmelerdir. Uyarılardır.
Belediyenin, şehrin sorunlarını çözmek için halkla bir araya gelmesi, mahallerde, düzenlenen halk toplantıları ile mahallelerin eksiklilerini, beklentilerini mahalle Halkı ile birlikte tespit ederek çözmek istemesi, çağımız belediyeciliğin, halkçı belediyeciliğin güzel bir örneğidir.
Bizim Belediyemiz, bu uygulamayı yıllardır yapmaya çalışan, yapan bir belediyedir. Geçmiş yıllarda, bunun istenilen düzeyde yapılamadığı, gerçekleştirilemediği, o günün koşullarından, imkânsızlığından olmalıdır.
Bu günkü belediye yönetiminin, halkla, mahalle halkı ile bir araya gelerek sorunlarını dinlemesi, sorunlarını yerinde, mahallinde tespit etmesi, çağdaş halkçı, belediyeciliğin kimliğidir. Bu buluşma, belediyeyi çalışmalarında başarılı kılacak, daha çok hizmet üretmesini sağlayacaktır.
Belediyemizin, başarılı çalışmalarını giderek her alanda görmek mümkündür. En çok üstünde durulan şehrin temizliği, günlük temizlik yapılabildiği kadar yapılmaktadır. Varsa bir kirlilik, belediyenin eksikliğinden değil, kirletenlerin eksikliğidir. Kültür kirliliğidir.
Şehir içi çevre düzenlemeleri, yeşil alanların korunması, geliştirilmesi, bakımı, yaz temizliği, şehrin görünümüne katkı sağlayan, yapılması gereken öncelikli çalışmalar olmalıdır.
Şehrin içinden boydan boya geçen ana karayolu üzerinde, yapılması gereken bakım temizlik ne yazık ki yeterince yapılmamış. Kurumlar sorumluluklarını birbirlerinin üzerine attıkları için mi olacak yol kenarında, orta refüjde dikilen fidanlar, yeşillikler için gerekli çalışmalar, bakım, yapılmamış. Adeta kurumaya terk edilmiştir.
Şehrin girişindeki büyük köprü çevresindeki yeşil alan üzerinde, yabani otların temizliği yapıldığı halde, güllerin ihtiyacı olan çapalama, toprağı, havalandırma işlemi yıllardır yazdığım, uyardığım halde bu yılda yapılmadı. Hâlbuki orası şehrin girişindeki tek yeşil alan, bakımı temizliği sürekli yapılmış olsa, orası da küçük bir GOLE ÇETU olur.
GOLE ÇETO, Atatürk Mahallesindeki park şehrin akciğerleridir. Önemli mekânlarıdır.
Belediyemizin çok daha büyük bir GOLE ÇETU yapmanın çalışması hazırlığı içinde olduğunu öğrendim. Bu proje benim yıllardır, zaman, zaman bu köşede dile getirdiğim gerçekleşmesini istediğim hayalimdi. Beton köprüden demir köprüye kadar baraj göl sahasında kalan alanda, nehrin her iki yakasının doldurularak gerçekleştirilecek GOLE ÇETO benzeri park, şehrin ortasında, şehrin yeşil cennet bahçesi, parkı, olacaktır. Belediye, bu projeyi bir an önce gerçekleştirmek, alanı doldurmak isterken, kaçak kum alıp boşalmak isteyenlere de göz yumması anlaşılır değil.
Eski hal binasının yerinde yapılacak olan kültür binası, kompleksi, giderek ihtiyaç duyulan bir eksikliği büyük ölçüde giderecektir. Kültür sarayının yapımı yeterli olmayan toplantı, gösteri, salonlarının yetersizliğini giderecektir. Alt katlarında yapılacak oto park, bugünkü yaşanan park yetersizliği, sıkışıklığını gidermese de rahatlamada payı olacaktır.
Gelecekte, turizm kenti olacak, şehrimizde, kültür yerleri, kültüre tahsis edilecek mekânlar, DERSİM’E yakışan, ihtiyaç duyulacak yapılar, mekânlar olacaktır.
Belediyenin,15 dönümlük, bir arazide bostan yetiştirme projesi, bir başka toplumsal projedir. Sadece kadınların çalıştığı, belediyeye ait olmayan köylülere ait olan arazide, yerli tohumla ekilip yetiştirilecek ürünler, o yöredeki insanların ihtiyacına sunulacaktır, Sayın Belediye Eşbaşkanı, Nurhayat ALTUN’UN, ifadesiyle, o yöredeki kadınlarımız toprakla buluşacak. Yerli cins tohumla organik sebze üretilecek, başka bir yerde bulunmayan endemik türler üretilerek tohumları bankada, saklanarak üreticilerin, köylülerin hizmetine sunulacaktır.
Giderek büyüyen, nüfusu artan, şehrin içme suyunu sağlayan kaynakların, gelecekte, hatta yakın süreçte, yeterli olmayacağını gören belediye, Ovacık yakınlarında, MUNZUR’A, akan, ünlü MERCAN Suyunu, şehre getirmek için hazırladıkları proje çalışması, önemli büyük bir yatırım, maliyet isteyen, bir projedir.
Belediye yönetimi, halkın iradesi ile seçilmiş olsa da devletin, resmi bir kurumudur. Şehrin alt yapı hizmetlerini yerine getirmekle görevli önemli bir kurumdur. Resmi devlet kurumları gibi, devletin her kademesindeki devlet yetkilileri, Başta Valilik makamı olmak üzere, belediyenin çalışmalarına destek vermelidirler.
Bu şehirde ikamet eden, havasını soluyan, suyunu içen, herkes buna gönüllü olmalı, özen göstermelidir.
Günümüz şehir yaşamında, belediyeler, en büyük hizmet üreten kurumlardır.
+ + +
ENGELLİLER SEYİT RIZA’YI ZİYARET ETTİLER
Onların haftasıydı. Hafta boyunca kendilerini ziyaret edenler çok olmuştu. Onlar da en anlamlı ziyaretlerini SEYİT RIZA’YA yaptılar.
Renk, renk giysilerin içinde, bizler engelliyiz. Engeliler haftasını kutluyoruz. Pankartlarını taşıyarak, SEYİT RIZA’YA gittiler. Önünde dizilerek, sevgi gösterisinde bulundular. Gidip kucağına oturdular. Boynuna sarılıp hatıra resimleri çektirdiler. Bıyıklarını, sakalını, okşayıp güldüler.
Önünde dizilip hep birlikte sevinç çığlıkları atarak oyun oynadılar. Şarkılar söyleyip, gösteri yaptılar.
Öğretmenleri de sevinçlerine ortak olmuşlardı. Onlarla el ele kol kola oyunlarına katılmışlardı. Onları sevindirmek, mutlu etmek için ellerinden geleni yapıyorlardı.
SEYİT RIZA PARKI’NI, dünyalarını yansıtan, çizdikleri, resimlerle donatmışlar. Süslemişlerdi. Her bir resim, bir ressamın elinden çıkmış tablo gibiydi. İzlemek isterken, bu kadar güzelini, mükemmelini, ummamıştım.
ZAFER GÜNDOĞAN’IN, sulu boya fırçayla, yaptığı resim, tam bir usta ressamın tablosuydu. Bütün dünyası, düşleri, hepsi orada, tablodaydı.
Tesadüfen izlediğim engellilerin, SEYİT RIZA ziyareti, günün önemli, anlamlı, bir etkinliğiydi.
Bir zamanlar varlıklarından bile habersiz olduğumuz engellilerimiz, çocuklarımız, artık yaşamlarında, sahipsiz değillerdi. Anne, baba, yakınlarının, yanında, devlette, toplumda, yanlarındaydı.
Engelliler, DERSİM Halkının önemli bir ismini, SEYİT RIZA’YI ziyaret ederek sevinçlerini, onunla, paylaşmışlardı.
RIZA Dedelerini sevindirmişlerdi.