Gazete yerine hızla giren okurum, "Hocam Allah için söyle, kurban bayramında bu yapılır mı? Bu bayram küslerin barıştığı, kırgınlıkların giderildiği, hatta kan davalarına son verildiği bir mübarek bayramdır. Böyle bir bayramda böyle bir günde, böyle ağır bir ceza, binlerce insana verilebilir mi? Kaldı ki bu insanlar, başarılı çalışmaları ile üst üste 3 yıl, Türkiye birincisi oldular. Bunlar terörist işlerle uğraşsalardı. Bu başarıyı getirebilirler miydi? Hayır, getiremezlerdi" dedi. Olumsuz anlamında başını salladı. "Gel otur" dedim. "Nasıl oturayım. Yüreğim sızlıyor. Bu çocuklar, bu aileler ne olacak. 38'de, buna benzer acılar, sürgünler yaşandı. Hala bitmedi mi?" Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Duramadı. Kendini dışarı attı.
Benzer tepkiyi annesi babası, açığa alınmış,5 yaşın içindeki ARYA DA, yaşadım. Ellerimi tutarak, "Bak büyük baba, şimdi annem babam para alamazsa, bize kim oyuncak alacak. Bize kim elbise alacak. ROŞFER okula nasıl gidecek?" dedi. "Yüzünü okşayarak sen bunları düşünme, baban annen, para alacaklar" dedim. Yüzüme bakarak, "alırlar mı?" dedi. "alırlar" dedim. Yüzünde güller açtı.
Şeker Bayramı çocuklarla fakirleri sevindirirken, kurban bayramı da aynı anlamda fakirleri sevindiren kurban etini tattıran, insanların bir birlerini içtenlikle bir araya gelmelerini, kucaklaşmalarını sağlayan, ortak dileklerin paylaşıldığı, küslerin, barıştığı, kırgınlıkların giderildiği, barışın sağlandığı, çok kutsal, anlamlı bir BARIŞ bayramıdır.
Müslüman feodal toplumlarda, yaşanan kan davalarına, bile ancak bu kutsal dini kurban bayramında son verilmektedir.
Çünkü KURBAN BAYRAMI, kavgaların, küskünlüklerin, kırgınlıkların giderildiği barışın sağlandığı hediyelerin verildiği kutsal bir bayramdır.
Ne yazı ki bu kutsal bayram, DERSİM'DE, hatta bütün ülkede, anlamında kutlanamadı. Acılar, gözyaşları, dinmediği gibi daha da aktı.
Sendikalar, hukuk devletlerinin olmazsa olmazlarıdır. Yönetime muhalif sendikalar olsalar da, hukuk devletinin vazgeçilmez temel değerleridir. Muhalif sendikalar da olsa onlara, üye olmak, onların aldığı kararlara katılmak hiçbir hukuk devletinde suç olmadığı gibi, Sayın Başbakanımızın, ısrarla vurguladığı hukuk devletimizde de suç değildir. Olmamalıdır.
Tunceli’yi 3 yıl üst üste ülke çapında birinciliğe taşıyan, bu başarıda payı olan eğitimcileri cezalandırmak, onlara, verilmiş en acı ödül olacağı gibi, küçük bir memur, öğretmen kenti olan Tunceli halkını da bir bütün olarak cezalandırmak olacaktır.
Sürekli barıştan, birlik ve beraberlikten yana olan, 2 yılı aşkın süre Tunceli Halkı ile aynı havayı soluyan, eğitimdeki büyük başarıda payı olan, çocuğu okullu olup bu başarıdan pay alan, bir veli olarak, ön yargısız devlet adamlığı kimliğini taşıyan, Sayın Valimizin, ilk kez valilik makamına atandığı Tunceli’de, çok büyük acıların yaşanmasına, izin vermeyeceğine, arkada, güzel anılar bırakacağına inanıyoruz.
DEVLETE DE ONA DA BU YAKIŞIR.
Çok sevindiren bir bayram hediyesi olur.