Dini bayramlar, ağırlıklı olarak ahrete gidenlerin anıldığı, hatırlandığı, yattıkları kabirlerin, ziyaret edildiği, dualar okunduğu, bayramlardır.
   Bu bayram ülkemizde diğer bayramlara oranla, acıların en çok yaşandığı, bayramın bayram gibi kutlanmadığı, bir bayram oldu.
   Toprağa yeni düşmüş canların, taze acılarının, yaşandığı bir bayram oldu.
   Ülkenin her köşesinde yaşanan bu acılar, bayramı bayram gibi kutlamayı büyük ölçüde engelledi.
  Ocaklarına düşen ateşle, kavrulan, yanan aileler, anneler, bu bayramda mezarların başında bir kez daha yandılar, kavruldular.
  Dua edemediler, kendilerine, ülkeye bu acıları yaşatanlara, LANET ettiler. Tanrıdan onların cezalandırmalarını istediler. Aynı ateşin onların ocaklarına da, düşmesini, onları da yakmasını dilediler.
  Beni izleyen bir misafirim. Acı bir tebessümle, “Hocam inan ki Tanrının da o acımasızlara, katillere, gücü yetmiyor” dedi. Başımı sallayarak bende ona katıldım.
  Üç yıl önce sonsuza dek kaybettiğimiz, sevgisine doyamadığımızın, yine sonsuza dek yattığı yerdeydik. Bayram ziyaretine gitmiştik. Ana yüreği bir kez daha acıyla yandı. Kavruldu. “Nerdesin, hala niye gelmedin” diye feryat etti. Onu sonsuza dek kaybettiğini hala kabullenmemişti. Kabullenmeyecekti de.
  Ya yeni toprağa düşmüşlerin, katledilmiş taze canların, annelerinin feryatları, herkes, tarafından, ta uzaklardan duyulurken, LANETLENMİŞLER, KATİLLER, yine duymayacaklardır.
  Kardeş kavgası ile ülkemi, yakıp yıktıran, insanıma, büyük acılar yaşatan, çektiren, katillere,
  Bende LANET ediyorum.
   LANET OLSUN SİZE.