7 Haziran Pazartesi akşamı Eğitim-Sen salonunda, Nazım Hikmet’i anma gecesi düzenlendi. Geceye Denizli’de faaliyet gösteren demokratik kitle örgütleri ve üyeleri katıldı. Bu tür anma toplantıları Eğitim-Sen tarafından her yıl yapılıyor. Nazım Hikmet’i ve diğer büyük şairleri anma toplantıları her fırsatta yapılmalıdır. Bunlar demokratik hayatın gelişmesinde son derece önemli etkinlikler olarak düşünülmelidir.

                 Gecenin hazırlanmasında , slayt gösterisinde ve teknik işlerde gençlerin katkıları unutulamaz. Nazım’ın yaşamı ve yapıtları ile ilgili slayt gösterisi toplantıya katılanların ilgisini arttırdı. Nazım’ın kendi sesinden şiirlerini okuması dikkatlerin bir noktaya yönelmesini sağladı.

                Slayt gösterisinin ardından, Eğitim-Sen Eğitim sekreteri Serdar Bozkurt açılış konuşmasını, Nazım’ın savaşımcı kişiliğini anlatarak başlattı. Gür ve tok sesiyle Nazım’ın emek mücadelesindeki yerini gözler önüne serdi. Kısa ve özlü anlatımı programı izleyenlerin dikkatini uyanık tuttu.

               Daha sonra emekli öğretmenlerden Yusuf Bey Nazım’dan bir şiir okuyarak geceye renk kattı. Bize Nazım’ın çalışanlar, emekçiler için tükenmez ve hiç bitmeyecek bir bilgi kaynağı olduğunu hatırlattı. Şiirler okunurken  "Nazım aramızda" diye düşündük.

              Programın sunuculuğunu yapan Sevgi Hanım o güzel sesiyle, izleyenlerin ilgisini hep uyanık tutmayı başardı. Herkes pür dikkat söylenenlerin bir sözcüğünü bile kaçırmamak için dikkat kesildi. Sevgi Hanım’ın anlatımı ve sunumu sanki büyük ozan aramızda dolaşıyormuş izlenimini uyandırdı.

              Mehmet Pekdüz , Nazım’ın yanında Orhan Kemal ve Ahmed Arif’i de anlatarak konuşmasını sürdürdü. Orhan Kemal ve Ahmed Arif de haziran ayında ölmüştü. Orhan Kemal ve Ahmed Arif işçi sınıfının ve geniş emekçi yığınların sesi olarak mücadele bayrağını hep yüksekte tutmuşlardı. Emekçiler ve ilerici insanlar onların yazılarını ve şiirlerini okuyarak emek hareketindeki yerlerini almışlardır. Biz hep onların şiirlerinden ve yazılarından esinlenerek günümüze kadar geldik.

               Emekçilerin mücadelelerini sanatlarına konu edinen sanatçıların anılması, bilinmesi, okunması , tanınması geleceğe daha bir güvenle bakmamızı sağlayacaktır. Emek mücadelesinde bayrak olmuş bu sanatçıların bilinmesi bizi daha canlı yapacak ve kendimizi daha iyi tanımamızı sağlayacaktır. Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve sömürüsüz bir yaşam için mücadele edenler Nazım ve Nazım gibi sanatçıları unutmazlar.

                "Ellerimiz ve Yalana Dair" adlı şiir okununca orada bulunanlar bu günkü toplumu gördüler. Topluma ve insanlara eleştirel bir yaklaşımı şiirden dinleyince çok heyecanlandılar. Çünkü şiir sen, ben, hepimizi anlatıyordu; buradan bir ders çıkarmamız isteniyordu. Şiirdeki toplumsal eleştiri, izleyenleri çok etkiledi denilebilir.

                 Nazım’la ilgili konuşmalar ve şiirler bittikten sonra gençlerin hazırladığı müzik programına geçildi. Gençler Nazım’ın şiirlerinden oluşan türküler ve şarkılar söylediler. İzleyiciler de hep birlikte eşlik etti.

                  Nazım Usta’ya ayrılan bu anma programı güzeldi, bu durum izleyenlerin gözlerinden ve bakışlarından anlaşılıyordu. Programı izleyenlerden biri "Teşekkürler sendikamıza, güzel bir anma oldu, bize birlikte olmanın güzelliğini tattırdı" dedi. Halkımızın bu yiğit ve namuslu evlatları adlarına yaraşır bir şekilde anıldı. Orada bulunanlar güzel bir program izlemenin coşkusuyla birer birer evlerine dağıldı.