En büyük canavar, trafik canavarı sokaklara inmiş. Bu, sokaklar için büyük bir tehlike.
Sokağa çıkan her insan artık tehlikededir. Trafik canavarının katlettiği insan sayısı, ölümler, hastalıktan, eceliyle ölenlerin sayısından çoktur.
Hemen her gün, gazeteler, haber kanalları, canavarın saldırı haberleriyle doludur. Sokaklar, canavarın sakatladığı insanlarla doludur.
Sokaklar, kuralları ihlal eden, canavarlaşan, sürücülerle doludur. Araç parkları ile daralan sokaklarda, kaldırımlarda, yayaların yaşamı tehlikeye girmiştir.
Bizim ülkemizden daha önce sokakları otomobillerle dolan otomobil üreten ülkelerde trafik canavarının sokaklara inmesine izin verilmemiştir. Kurallara titizlikle uyan sürücülerle, kuralları denetleyen kurumlar, trafik canavarının sokaklara inmesine izin vermemektedirler.
Bizde bu kurallar, ortak mutabakatla henüz hayata geçmemiştir.
Canavarı yaratan, ihlaller saymakla bitmez. Kurallar, o kadar çok ihlal edilmektedir ki, bunları engellemekle görevli yetkililer, bu kadar çok ihlallerle başa çıkamamaktadırlar.
Sürücülerin hemen hepsi, hareket halinde cep telefonunu kulağından düşürmezler.
Bir bürokrat arkadaşın kullandığı araçla, seyir halindeydik. Cep telefonu çaldı. Açmadı kapattı. “Niye açmadın” diye sordum. “Bu önemli, hayati trafik kuralına, uydum” dedi. “4,5 sene önceydi. Bir gün bir ceza tebliğ namesi geldi. Baktım trafik cezası. Hareket halinde iken cep telefonu kullanmışım. Tespit etmişler. Yazmışlar cezayı. İnanır mısınız, üzülmedim. Severek gittim cezayı yatırdım. O gündür, bu gündür, padişahta arasa, hareket halinde açmam telefonu” dedi.
İlginç bir rastlantı, biz bunları konuşurken, telefonu kulağında, sanki bize inat geçen sürücüler, bizi güldürmüştü.
Trafik canavarını yapan o kadar çok ihlal var ki, saymakla bitmez.
Belli bir hız sınırı koyulmuş, yollarda, hatta hızın her an canavarlaşacağı şehir içinde, hız sınırına aldırış etmeden canavarlaşan sürücüler.
Sollama yapılması, trafik işaretleri ile yasaklanmış yollarda, öndeki aracı sollayarak trafik canavarını yaratmak,
Gece karanlığında, ışık farlarını trafik kurallarına göre kullanması, gerekirken uzun farları sürekli kullanarak, karşıdan gelen sürücüleri kaza yapmaya zorlayan canavar sürücüler.
Ana yolda, sağlı sollu park eden araçlarla iyice daralmış şehir içinde, aracını yolu kapatmadan bir kenara çekmesi gerekirken, istediği yerde yolu kapatırcasına park edip durması, yolcu veya eşya indirmesi, yolun sağında park etmesi gerekirken, solunda park etmesi kuralları çiğnemesi,
Araç kullanırken, cep telefonu gibi canavar yaratan sigarayı ağzından düşürmeyen sürücüler,
Büyük tonajlı araçların park yasağına aldırmadan istedikleri yerlerde park etmeleri, trafiğin canavarlaşmasına yol açmaları,
Canavarın sokağa inmesinde, yayaların payı yok mu? Onlarında var.
Yayaların geçişine izin verilmeyen yerlerden karşıdan karşıya geçmek istemeleri,
Sağına soluna bakmadan sokak kabadayısı gibi ağır, ağır yürümeleri,
Trafik ışıklarına, aldırmayanlar,
Yukarıda saydığım sürücüler, trafik canavarını sokaklara salmışlar.
Herkesin haberi olsun.
BARIŞ İSTEYENLER
Hafta sonu, maç nedeni ile geciken gazeteleri dağıtıyorduk. SEYİT RIZA’DAN, Hergelen, Palavra Meydanına çıkan cadde, kadın erkek, beyaz şapkalılarla dolu, sel gibi akıyordu. Hep bir ağızdan “BARIŞ ŞİMDİ” diyorlardı. O kadar çok özlemiş olacaklar ki, “Hemen şimdi” diyorlardı.
Barış bu günlerde, su hava gibi yaşamın, ülkenin gereksinimi olmuştu. Kısa sürede herkes onu özlemişti. Tekrar geri gelmesini istiyorlardı.
Ülke, yangın yerine dönmüştü. Her gün ocaklara düşen ateş bütün ülkeyi yakmıştı.
Sadece yangını çıkaranları yakmamıştı.
BARIŞ HEMEN ŞİMDİ.