Havalar, serinledi. Hatta soğudu. Göz kamaştıran, yakan, ısıtan ışınlar uzaklaştı. Geceler, soğudu. Yazın yakan sıcaklarında örtünmeyen yorganlar, saklandıkları dolaplarından çıkarılarak örtündü. Kısa kollular, gelecek yaza saklanmak üzere dolaplarına konarken, kışlıklar, kazaklar, dolaplarından çıkarıldı.
Beklenen yağışlar bir türlü gelmedi. Gelmeyince de, doğada kuraklık sinyalleri alınmaya başlandı. Köylünün, çiftçinin, sürüp ektikleri buğday tarlaları, gökten sarkacak yağmurları bekliyorlar. Sonbahar yağmurlarını alıp içmezlerse filizlenemezler. Beklenen ürünü, veremezler. Mazotun tohumun, pahalılıkta zirve yaptığı günün koşullarında, çiftçi, emeğinin karşılığını, ürününü, alamazsa mağdur olur. Bu mağduriyet yalnız çiftçiye değil herkese, hepimize yansır. Yağmurların yağması, doğaya can suyu olur. Kuraklığa engel olur.
Yazın sıcaklarında, gölgeli yerlerde saklanan can dostları, yollarda güneşe karşı serilmiş, ısınıp, uyuyorlardı. Seyit Rızada buluşanlar, gölgelerden uzak Güneş alan banklarda, oturmuş, Seyit Rızanın bakışları altında sohbetlerini sürdürüyorlardı. Yaz aylarının kalabalığı yoktu. Yurt dışından gelenlerin çoğu gitmişlerdi. Sokaklar, tenhalaşmıştı. Seyyar satıcıların çevresi seyrekleşmişti.
Her zaman geçtiğim tarihi DAR SOKAKTA, yazılarımı takip eden bir okurum. Elinde DERSİM HABER, gazetesi ile yolumu kesti. Bak hocam bu haberi okumadınız mı Senin yazılarında Canavar dediğin avcılar. Bak, yine kınalı kekliklere kıymışlar. Dedi. Baktım. Gazetede, Katledilen kınalılar, arabanın üstünde sıralanmış yatıyorlardı. Katillere 30 Bin 524 lira ceza kesilmiş. Çok üzüldüm. Nasıl o doğanın çiçeklerine, güzelliklerine, acımasızca kıyabilmişler. Verilen ceza çok azdı. O canavarları, katledilen kınalılarla beraber teşhir etmek, tanıtmak, daha güzel bir ceza olacaktı.
Doğayı korumakla görevli ekiplerin, görevlerini, denetimlerini, aksatmadan sürdürmeleri, bu canavarların katliamlarını sürdürmelerine izin vermeyecektir.
Yüzüncü yaşına giren, CUMHURİYET, bu güne kadar görülmemiş büyük bir coşku ile bütün yurtta, kutlandı. Cumhuriyet karşıtlarının varlığına, inadına, Cumhuriyetçiler, alanları, meydanları, salonları, doldurarak, büyük bir coşku içinde Cumhuriyeti sahiplenerek, yücelterek, kutladılar. Bu büyük coşku, bu büyük sahiplenme, geçmiş yılların kutlamalarında görülmemişti. Bu büyük sahiplenme coşku Cumhuriyet karşıtlarını tedirgin etmiş olacak ki, Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’e saldırılarını sürdürmüşlerdi.
Sayın Valimizin, 29 Ekim CUMHURİYET Mesajında, Cumhuriyeti, ülkemiz için kazanılmış eşsiz bir zafer olarak tanımlaması, içtenlikle, Cumhuriyeti, sahiplenmesi, yaşanan tarihi süreçte, devlet adamlığına, makamına, yakışır bir örnekti. Mesajdı.