4.BÖLÜM
Ali’siz Alevilik yaratmak için gerek yurt içinde ki gerek yurt dışında çalışan zümrenin, Alevilik içinde kaldırmaya çalıştıkları olgulardan biri de “ 12 İmam Matem ve Orucudur “
Ne ilginçtir ki bugün Suudi Kraliyetinin dini olan Vahabizm’inde türbelerini yıkmaya çalıştığı kişilerde, 12 İmam ve soylarından gelenlerden başkaları değildir. Ki 1800’lü yıllarda Vahabi/Selefi çetelerince de Hz.Ali’nin Irak’ta Necef’te olan türbesine saldırılar yapılmış, bir Vahabi Saldırısı sırasında Hz.Ali’nin türbesi yıkılmıştır.
Bugün Suriye ve Irak’ta ki Vahabi inancına mensup Ebu Süfyan ve Muaviye’nin takipçileri olan İŞİD ve benzeri terör örgütleri tarafından 12 İmam başta olmak üzere 12 İmam soyundan gelenlerin türbeleri yıkılmakta ve yıkılmaya çalışılmaktadır.
Suriye’de Hz. Hüseyin’in kız kardeşi Hz. Zeynep’in türbesine onlarca kez bombalı saldırılarda bulunulmuş, Irak’ta Musa Kazım’ın türbesi dahil bir çok türbeye aynı şekilde saldırılarda bulunulmuş ve yüzlerce insan hayatını kaybetmiştir.
Bu saldırılara karşı ne yazık ki gerek yurt içinde ki gerekse yurt dışında ki Alevi örgütlerinden çok cılız tepkiler gelmiş ve deyim yerindeyse yaprak kımıldamamıştır.
Bunun en büyük nedenlerinden biri Sol Vahabizmin, Alevi kurumlarında her geçen gün palazlanması ve gelişmesidir.
Ali’siz Alevilik yaratmak isteyenlerin en büyük amaçlarından biri, asırlardan beri Anadolu’da Aleviliğe özgü bir oruç olan 12 İmam orucunu ortadan kaldırmaya, 12 İmam Matem Cemlerinin yapılmasına mani olmaya yönelik girişimleridir.
Her 12 İmam Orucu günlerinde özellikle, Ali’siz Yol’suz Sol Vahabi çevrelerce sosyal medya üzerinden 12 İmamlar aleyhinde yayınlar yapılmakta, hakaretler edilmekte ve Suudi Kraliyetinin dininin sol versiyonunu ziyadesiyle yerine getirmektedirler.
Bir Sol Vahabi yazarı şöyle yazmıştı ; “ 12 İmamların hangisi bu orucu tuttu ki ben tutayım”. İşte bu sol Vahabi cehaletine karşı da birkaç kelam yazmak gerekti.
Diğer bir yandan sözüm ona Zazaca ile ilgilenen bir kısım güruhta; Zazaca’nın içinde olan inanç kavramları inkar etme, yok etme azmi içerisinde, deyim yerindeyse delilleri yok etmek için , görünür olmaması için elinden gelen çabayı sarf etmekte ve kendi dünyalarında yarattıkları dini , Aleviliğin yerine ikame etmeye çalışmaktadırlar.
Neden mi?
1 ) Zazaca/Kırmancki/Dımılki de “ 12 İmam Orucunun” orijinal adı “ Roze/Rozane Des u Di İmam” dır. Bu tanımın çevrisi Türkçe’ye “ 12 İmam Orucu “ olarak geçmiştir ve bu orijinal kavrama Zazaca/Kırmancki/Dımılki konuşulan Alevi bölgelerinde rastlanır.
2 ) Zazaca’da “ Muharrem Orucu “ diye bir kavram yoktur , “ Muharrem Orucu “ kavramı daha ziyade Türkçe konuşulan Alevi bölgelerinde “ 12 İmam Orucu “ kavramı yerine daha ziyade kullanılmış ve zamanla yaygınlaşmıştır.
3 ) Tabii ki kavramların bu orijinalliği ayrı bir konu olmakla beraber, zamansal olarak orucun Muharrem ayında başladığını inkar anlamına gelmemektedir.
4 ) Sünnilikte ve Şiilikte , “ 12 İmam Orucu “ adlı bir oruç türü bulunmamaktadır. Bu oruç sadece Andolu’da Zazaca/Kırmancki- Kürtçe- Türkçe konuşulan Alevi bölgelerinde olan ve Alevi toplumunun yüzyıllardan bu yana Muharrem ayının gelmesi ile beraber tuttuğu, özgün bir oruç türüdür.
5 ) Sol Vahabiler ise, bu orucun Şii’lerden geldiğini iddia edip, Şii’leşmek olarak algılamakta ve cehaletlerini her yere bulaştırma derdindedirler. Oysa ki ne Şii’lerde ne Sünni’lerde “12 İmam Orucu” adlı bir oruç türü ve gelenek yoktur.
6 ) Şiiler sadece “ yas “ tutarlar ve bu yas törenlerinde acı çekmek için vücutlarından “ kan” dökerler. Oysaki “ 12 İmam Orucu” tutulan Alevi İnancında “ kan dökmek, can almak, cana kıymak, canı incitmek “ yasaktır. Bu nedenledir ki “ 12 İmam Orucunun” olduğu günlerde şu veya bu amaçla kurban kesilmez, et yenmez. Bunlar Alevi İnancının oruç günlerinde belirlediği ana kurallardır.
7 ) Sol Vahabistler ise ( Ali’siz Alevilik, 12 İmam’sız Alevilik yaratmak isteyenleri kast ediyorum, oruç tutup-tutmamak insanların manevi dünyasına ilişkin bir durumdur ve neden tuttuğu neden tutmadığı sorusunu doğru bulmam, bu iki olguyu ayrı tuttuğumu belirtmek isterim. ) et meselesi, kan meselesi, can meselesi, bu meselelerde ki yasakları doğru bulmazlar ve farkında olmadan Şii’ler gibi kan dökülmesine cevaz verir bu anlayışı yaygınlaştırmaya çalışırlar.
8 ) Sol Vahabistler , “ oruç” sözcüğünün kökeninin İrani olduğunu Zazaca/Kürtçe/Farsça bir sözcük olduğunu bilmezler, tek amaçları vardır bu “orijinal orucu” ortadan kaldırmaktır.
Ruz / Ruc/ Ruzi/ Roz / Roc / Roj sözcüğü Türkçe’ye “ O-Ruç” olarak girmiştir.
9 ) Sol Vahabistler , “ 12 İmam Orucunun “ ne zaman ve nasıl sistemleştiğini bilmezler, onlara göre bu dayatmadır ve Araplaşmadır. Sol Vahabistlerin bu iddialarına cevap verelim;
A ) Adı üzerinde bu orucun, sistemleşmesi için 12.İmam’ın hayatını kaybetmesi veya gaip olması gerekir ki son imam olan Mehdi, 900’lü yılların başlangıcında Abbasi zulmü sonucu “gaip” olmuştur.
B) İlk İmam olan Hz. Ali ile son İmam Mehdi arasında en az 239 yıllık bir zaman dilimi vardır. Çünkü Hz. Ali’nin ölüm tarihi olan M.S 661 ile 12. İmam olan Hz.Mehdi’nin gaip olduğu zamanı M.S 900’ü esas aldığımızda en az 239 yıllık bir zaman farkı ortaya çıkar.
C) Dolayısıyla Sol Vahabistlerin, Hz.Ali “ 12 İmam orucu tuttu mu ?” sorusu cehaletten başka bir şey değildir. Kronolojik olarak bu mümkün değildir ama Sol Vahabistlere şunu da ifade etmek gerekir ki, 12 İmam Orucu’ndan önce yine Muharrem Ayında tutulan bir “oruç” daha vardır ve hatta bu oruç, Ramazan Orucundan daha eski ve köklüdür. Hatta bugün Sünni dünyada çok yaygın olmasa da “ Muharrem” de 12 İmam nedeniyle değil ama “Muharrem” nedeniyle oruç tutulmaktadır. Bu nedenle başlangıçta “ Muharrem Orucu” ve “12 İmam Orucu” kavramları ve farkı üzerinde durmam gerekti.
D ) 12.İmam Mehdi’nin gaip olmasından, gaipliğinden çok değil en fazla 5-10 yıl sonra 930’lu yılların başlangıcında, İran’da Emevilerden beri devam eden Abbasi İşgali sona erdi. Bu Abbasi-Emevi işgalini sona erdiren, Dersimlilerin ataları olan Deylemli Büveyhiler’den başkası değildi.
E ) Büveyhiler köken olarak Deylemli olan, bugün Anadolu’da 4-5 milyon arasında Zazaca/Kırmacki/Dımılki konuşan toplumun ataları olan, bir siyasi oluşum olarak 930’lu yıllarda İran’dan başlamak üzere Irak-Azerbaycan-Suriye’nin Kuzeyi , Türkiye içinde Dicle ve Fırat nehirleri arasında ki bölgeyi hakimiyetleri altında bulundurmuş ilk Alevi Devleti’dir.
F ) Büveyhiler Devleti kurulduktan sonra, Büveyhiler 12.İmam’ın gaip olması sonrası neler yapılabileceğine, inancın nasıl devam edeceğine dair ortada bir boşluk olmaması ve Ali’nin yolunun devam etmesi için iki önemli karar aldılar;
aa) Bunlardan birincisi 12. İmam Doktrinini kabul ettiler, çünkü son İmam da “ gaip” olduğundan ve ondan sonra başka gelecek olmadığından, bu doktrini kabul ederek “ 12 İmam İnancı” nı benimsediler.
bb) 12 İmam İnancının yok olmaması için Hz. Ali’den başlamak üzere Kerbela Şehitleri dahil tüm mazlumluklara dikkat çekmek ve zulme karşı durmak ve Emevi Dinini teşhir için “ 12 İmam Orucunu ve 12 İmam Matemini “ kabul ettiler.
G ) Bugün Zazaca/Kırmancki/Dımılki konuşan toplumun kökeni olan aşiretler, Büveyhiler döneminde 930-1060 yılları arası Yukarı Fırat ve Dicle arasında ki bölgelere büyük olasılıkla yerleşmeye başladılar. Ve bu göç 13.yüzyıla kadar devam etti. Dolayısıyla Dımılice/Zazaca konuşan aşiretler bugün yerleşmiş oldukları Yukarı Fırat ve Dicle arasında ki verimli topraklara Büveyhiler döneminde yerleşmeye başladıklarında, kendi kurdukları devletin dinsel doktrini olan “ 12 İmam İnancını, 12 İmam Orucunu ve Matemini “ birlikte Anadolu’ya taşıdılar. Türkmen aşiretlerin “ 12 İmam İnancı, 12 İmam Orucu ve 12 İmam Matemi “ ni benimsemeleri ise, Dımılice/Zazaca/Kırmancki konuşan topluluklardan en az birkaç asır sonrasına denk gelir.
Ki, bu Türkmenler’in hem İran’a hem Anadolu’ya Zazaca/Dımılice/Kırmancki konuşan aşiretlere göre daha geç dönemde gelmelerinden kaynaklanır. Bu hususu da sadece Türkçe ve Türkçülük üzerinden Aleviliği değerlendirenlere belirtelim.
H ) Sol Vahabistler hangi bakış açısıyla bakarlarsa baksınlar; 12 İmam İnancı,12 İmam Orucu ve Matemi, bir zorlama olarak baskı sonucu değil tam tersine, Büveyhiler döneminde Zazaca/Dımılice/Kırmancki konuşan Aleviler tarafından benimsenmiş, böylece toplumsal kimliğin ana dinamiği olarak asırlar boyu mevcudiyetini korumuştur.
I ) “ Muharrem Orucundan” “ 12 İmam Orucuna “ geçişi başlatanların Arap’lıkla bir ilgileri olmadığı gibi, bu orucu başlatanlar Araplaşmamışlardır. Her hangi bir halka “ırkçı” bir yaklaşımları da olmamıştır. Tam aksine “ 12 İmam inancı, orucu ve matemini” kabul ederek, Sünnilik ve zaman içinde Sünniliğe yaklaşan Şiilikten kendilerini ayırmışlar ve Ebu Süfyan’ın sülalesi tarafından şekillendirilen inanç ve doktrinlere karşı durmuşlardır.
İ ) Kimilerinin dediği gibi “ 12 İmam orucu ve matemi “ , Safeviler döneminde başlamamıştır. Safeviler, Büveyhilerin bıraktıkları miras üzerine temellerini kurmuşlardır. Ki Şah İsmail’in çocukluk döneminin Hazar Denizi kıyılarında Deyleman-Lahican bölgesinde geçtiği düşünülecek olursa, Büveyhi ana vatanında “ 12 İmam İnancını” benimsemesi çok zor olmasa gerek.
10 ) Tarih boyunca “ 12 İmam İnancını “ yaşatan nesil aynı zamanda Zazaca’yı da en güzel şekilde konuşan ve yaşatan nesildir. Her ne hikmetse bugün Zazaca’yı konuşamayan ve sadece klavye Zazacılığı yapan kesim ise “ 12 İmam İnancını “ reddeden, böyle bir şeyin olmadığını ifade eden kesimdir. “ Araplaşırız” diyenlerin haline baksanız onlarda Emevi penceresinden dünyaya bakan ve şeriat kapısında mızmızlanan bir çocuk görürsünüz. Bu Sol Vahabiler; eskiden sınıf ideolojisi adına “ Aleviliği” reddediyorlardı ve yok etmeye çalışıyorlardı, şimdi ise değişik milliyetçi ideolojiler adına bunu yapmaya çalışmaktadırlar. Bu Sol Vahabilikle, devletin Sünnileştirme ve Şiileştirme politikası bombardımanı altında olan Alevilik, her ne kadar zor günler geçirse de kendisine dayatılan gerek “ Sol Vahabi Kıyafetini “ ve gerek “Diyanet Kıyafetini” yırtıp atacaktır.
11 ) Diğer bir yandan bu Sol Vahabiciler, yapay karşıtlık yaratmayı severler. Öyle bir şey yazarlar ki sanırsınız ( Dersim örneği vereceğim ) “ Xızır Orucu tutan, 12 İmam Orucunu tutmuyor ve sanki bu iki oruç birbirleriyle kavgalı sanırsınız “ . Tek amaçları vardır bu kesimin, Emevi Dinine karşı durmak yerine Emevi Dinine tarih boyunca direnmişleri, direnenlerin yarattığı değerleri ve sembolleri “ değersizleştirmek” ve “ değersizleştirerek yok etmektir “. Sol Vahabistlerin taktiği “ böl-parçala- yok et “ taktiğidir. Sol Vahabizm’in Dersim versiyonu, ziyaretler ve ocaklar arasında yapay zıtlıklar yaratmaya çalışmakta ,her Tek Tanrı’lı dinin içinde bulunan doğanın kutsallığına olan inancı kendisine siper etmeye çalışmakta ve yapay çatışma noktaları yaratmaya çalışarak , kafa bulandırmaya çalışmaktadır. Ve bu Sol Vahabizm “ bu böyledir” demek yerine “ bunun böyle olması gerekir “ diye, inanca şekil vermeye, inancı dejenere etmeye çalışır. Sonuç olarak türbeyi yıkmakla ismi yıkmak arasında bir fark yoktur her ikisi de Vahabi ürünüdür, diyor
12 ) Ve Sol Vahabiciliğe karşı duruş , aynı zamanda Asimilasyona karşı Duruştur, diyerek şimdilik bu bölümü bitiriyorum.