2015-2016 eğitim öğretim yılında, öğrenci sayısına oranla öğretmen fazla olduğundan, sadece maaş karşılığı derse girdim. Hafta sonunda yapılan yetiştirme kurslarına katılmak için dilekçeyle okul yönetimine başvurdum; yetiştirme kursları da çıkmadı. Ücret alabilmek için hafta içi drama çalışmalarına başladım. Ders dışı etkinliğe başlamamın nedeni bu.
Drama aracılığıyla çocuklara şiiri sevdirmeyi düşündüm. Bu serbest etkinlikte şiirin nasıl okunacağı, okurken dikkat edilecek durumlar üzerine odaklanıldı. Çocuklar bu çalışmayı çok sevdiler, evde de hazırlanarak geldiler. İyi şiir okuyabilen, ses tonu ve vurguları güzel olan çocuklar ( ders başlamadan önce, okulun önündeki toplanma yerinde ) hazırlıklarını arkadaşlarına sundular. Bu çalışma ilk önce yadırgandı, sonraları başka öğrenciler de heveslendi. Arkadaşlarının önünde şiir okumak onların cesaretlerini arttırdı, çekingen, ürkek ve utangaç tavırları azaldı. Bu şiir okuma etkinliğini, not kaygısı olmadan, sıkıcı olmaktan kurtararak öğrenciler için keyifli hale getirdik.
Şiir okuyarak derse başlamak minik öğrencilerim için bir değişiklikti. Şimdiye kadar onlar sadece ulusal bayramlarda, önemli gün ve haftalarda şiir okuyorlar, konuşmalarını yapıyorlardı. Beşinci sınıf öğrencilerinin her hafta arkadaşlarının önünde şiir okumaları, diğer öğrencilerin de şiir kitapları okumalarını ve şiir yazılarının ilk örneklerini ortaya çıkardı. Yazdıkları şiirleri okumak isteyen, şiirlerini gösteren çocuklar gelmeye başladı. Çocukların bu istekleri, içlerindeki şiirin ortaya çıkması beni sevindirdi; bu çalışmayla şiir sanatına olan ilgiyi arttırdığımızı düşünüyorum.
Birinci yarıyılda öğrencilerin okudukları, seslendirdikleri şiirleri diğer öğrencilerin de ilgi alanına soktuk. Artık öğrenciler Orhan Veli, Cahit Sıtkı, Melih Cevdet, Cahit Külebi, Ziya Osman, Fazıl Hüsnü, Bedri Rahmi … gibi şairleri ve eserlerini tanıdılar; bazıları internetten bu şairlerin başka güzel şiirlerine ulaştı. Okuldaki bu şiir okuma etkinliği, başka edebi türlerin okunmasını da beraberinde getirdi. Okuma Becerileri dersinde çocukların ellerinde çok güzel şiir kitapları, şiir seçkileri de gördük. Bir öğrenci elindeki “Küçük Prens” adlı kitabı göstererek “öğretmenim bu kitabı, anneme ağlaya ağlaya aldırdım” dedi. Başka tüketim nesnelerinin ağlanarak alındığını biliyordum da kitabın ağlanarak alındığını hiç duymamıştım. Duyunca nasıl mutlu oldum anlatamam.
Yürüttüğümüz çalışmadaki amacımız, çocukların şiirin özelinde sanata olan ilgilerini arttırmaktı. Şiir çocukların duygu dünyalarına seslenen bir sanat dalıdır. Güzel şiirlerle, iyi şairlerle karşılaştıkları zaman bu çocuklar duygu dünyalarının gelişimlerini sağlayacaklardı. Çocuklarımız şiirsiz kalmıştı, şiirsiz kalmak susuz kalmak gibi bir şeydi. Değerli şairlerimize göre ‘’şiir, herkesin söylediği sözün en güzeli’’ydi. Çocuklarımız bu güzelliklerin dışında tutulamazdı, tutulmamalıydı.
Ancak şiir okunarak, şiir kitaplarından tat alınarak öğrenmenin, bilmenin anlam kazanması sağlanabilirdi. Şiirin güzelliğinden, duyarlılığından tat alarak yetişen çocuklar bireysel ve toplumsal gelişimlerini sağlayabilirlerdi. Şiir onların rahat olmalarını, olumlu düşünmelerini, yardımlaşma ve dayanışma duygularının gelişmesine yardım edebilir. Şiir okuyan, şiiri seven, sanata yakın duran çocuklarda, kötülük duygularına yer yoktur.
Çocuklar şiirden, sanattan uzak kaldıkları zaman kaba saba insanlar olup çıkıyorlar. Şiir çocuklara anlayış, ilgi, duyarlılık, sevgi, saygı, incelik verecektir. Şiirin verdiği güzellikten yararlanan çocuklar, hayata daha iyimser bakacaklar; hatta ona anlam da katacaklardır. Şiir okuyan, başka anlatı türlerini okuyan çocukların, toplumda ayrıcalıklı bir yeri olacağını, konuşulduğunda keyif alacağımız olgunlukta insanlar olacaklarını bir düşünelim. Şiirle, sanatla büyüyen bu çocukların toplumla bağları güçlenecek, ruhsal dengeleri daha sağlam olacaktır. Çocukların bu eğilimlerini desteklemek, hepimizin yararına değerli bir çabadır. Olabilirse bu güzel çabaları onlarla birlikte yürütelim; bizim de onlarla beraber öğreneceğimiz çok şeyler var.
Okullarda bir sınav furyası sürüp gitmektedir; çocukların kendilerine ayıracakları zaman kalmıyor. Yoğun sınav ortamı, öğrenme heyecanını da ortadan kaldırıyor. Heyecanı tükenen öğrenci için sınavlar sıradanlaşmaktadır. Sanattan, şiirden uzak bir eğitimin gelişmesi düşünülemez. Çocuk sadece ders çalışarak gelişimini sağlayamaz. Güzel konuşma ve yazma; şiir, öykü, roman … gibi anlatı türlerini okumaya zaman ayırmasından geçer. Şiirden, sanattan nasibini alamayan çocukların hep bir yanları eksik kalacaktır; bu eksikliği ileriki yıllarda hep beraber göreceğiz.
Çocuklarımız hayatı şiir tadında yaşadıkları zaman davranışlarında, derslere olan ilgilerinde, olumlu değişiklikler olduğunu göreceğiz. Bu bilinçle yetişen çocuklar, teknolojik araçlardan da daha doğru yararlanmasını öğrenebilirler. Teknolojik araçları kullanırken, yararlıyı yararsızdan ayırmasını da bilme becerisini kazanacaklardır. Sanatla ilgilenen çocuklar; kendilerini tüketen, gereksiz ‘’ tırı vırı şeyler ‘’ okumaktan da uzak duracaklar, daha seçici olacaklardır. Çocukların sağlıklı gelişmeleri büyüklerin de sanata ilgi duymalarından geçmektedir. Günümüzde çocuklar kitap deyince sadece test kitabı anlamaktadır. Çocukların bu nedenle kültürel ağırlıklı kitaplar okumaya zamanları kalmıyor. Çocukların kültürel beslenmeleri yetersiz; bu olmadan sağlıklı ve dengeli bir insan yetiştirilmesi sağlanamaz. Bilim kültürle bütünleştiği, kaynaştığı zaman bir anlam kazanır.
Şiir, çocukların hayatı anlamlandırmalarını sağlayacak bir türdür. Günümüzde çocuklar için hazırlanmış, her anlatı türünde eserler bulmak hiç de zor değildir. Çocuklar bu türlerle karşılaştıklarında hem kendilerini, hem de içinde bulundukları toplumu daha iyi anlamaları mümkündür. Bilgili, kültürlü, ilgili aileler, çocuklarını bu olanaktan yararlandırmaktadır. Bu düzeyde ailelerin sayısı çok fazla değildir. Çocukların durumundaki kültürel eksiklik de bunun kanıtıdır.
Sadece dinleyen, öğrenen çocuklar değil; soru soran, araştıran, iyiyi kötüyü ayırt eden, haklıyı haksızı bilen çocuklar yetiştirmek hedeflerimiz arasında olmalıdır. Değerli bir sanatçımız ‘’her gün öğretmenine bir soru sorarak başarısını arttırdığını‘’ söylemektedir. Sanatla yetişen çocuklar hayat karşısında edilgen değil, etken bir duruma geçerler.
Şiir başta olmak üzere bütün sanat dalları çocuğun yetişmesinde önemli bir fırsat olarak önümüzde durmaktadır. Şiir okuyan, diğer sanat dallarına ilgisiz kalmayan çocuklar yanlışlıklara da hayır deme yürekliliğini gösterirler. Suskun, pısırık, önünü göremeyen çocuklar yetiştirmek istemiyorsak; onlarla daha çok ilgilenelim, bu yol onların zorluklar karşısında pes etmemelerini sağlar. Şiir anlama çabasıdır, şiir güzelliktir, şiir doğruda durmadır, şiir duygu patlamasıdır.