Seyyid Nesimi'ye göre Alevilik nedir?

Seyyid Nesimi bu deyişinde; 12 İmam’a bağlı olduğunu, 12 İmam’ın başının tacı olduğunu açıkça belirtiyor. Yol’u Yol’suz Etmek İsteyenler ise ; “12 İmam İnancının”  Aleviliğe “zorla Safeviler tarafından sokulduğunu” iddia ederek, Aleviliğin 12 İmam’la ilgisi yok diyorlar.

Av. Cihan SÖYLEMEZ 

Değerli Can,

Edebiyatını bilmeyen bir millet, rüzgarın önünde savrulan kenger gibidir. Yeryüzünün bu kadar kötü olmasında her geçen gün çirkinleşmesinde ve yanlışların/yalanların çoğalmasında toplumların kendi edebiyatlarından kopması önemli bir etkendir.

Değerli Can,

Yeryüzünün en zengin yazılı ve sözlü edebiyatına sahip olan toplum, hiç kuşkusuz ve abartısız Alevi Toplumudur. Çünkü hiçbir Hak Dini veya Ateist Din, Hakka Sevgi Yolu Olan Alevilik kadar Şaire ve Ozana sahip olamamış, Alevi Edebiyatının seviyesine yükselememiştir. Bu nedenledir ki Türkiye’deki Sünniler ve Ateistler, Alevi Edebiyatı ile yarışabilir bir edebi esermek çıkarmak bir yana her zaman Alevi Edebiyatından istifade etmiş veya Alevi Edebiyatını taklit etmeye çalışmışlardır.

Osmanlı Hanedanını anlatan “Muhteşem Yüzyıl” Dizisinin müzikal içeriklerinden tutun, 68 Kuşağını anlatan “Hatırla Sevgili’ye”  ve  “O Ses Türkiye’ye” kadar ekran başında milyonların izlediği popüler tv kanallarında Alevi Edebiyatını ve Müziğini görürsünüz. Ve ne yazık ki, Kapitalist Kültürün “Alevi Edebiyatını ve Müziğini” bir metaya dönüştürdüğüne de şahid olursunuz.

Değerli Okuyucu ve Ali Yolunun Talibi,

Bugün Alevi Toplumu, büyük bir buhran içindedir. Bu buhranı başlatan ise Alevi Toplumunun Kapitalist Popüler Kültüre büyük oranda yenik düşmesi ve kendi edebiyatına olan ilgisizliğidir. Alevi Toplumunun kendi edebiyatına olan ilgisizliği sonucu Alevi Toplumunda neredeyse “ sözlü kültür aktarımı” durmuş vaziyete gelmiş ve herkes birilerinin kendisine “ Aleviliğin ne olup, ne olmadığını “ anlatmasını istemeye başlamıştır. Bunun sonucunda, Alevi Toplumunun yazın hayatına,  Alevi tarihi-teolojisi ve edebiyatıyla hiçbir ilgisi olmayan   “illüzyonlar ve illüzyonistler ” girmeye başlamış ve Alevi Toplumunun genç kuşaklarını  “Sözde Modernlik/Çağdaşlık” uğruna Hak-Muhammed-Ali Yoluna düşman etmeye, atalarının geleneğini ve mirasını küçük görmeye ve reddetmeye yönelik zehirli bir akım filizlenmeye başlamıştır.

Bu zehirli akımın fikir babaları, Alevi Toplumunun kendi edebiyatlarına yüzünü dönmemesi içi her çabayı göstermişler, Hak-Muhammed-Ali Yolunun Şairlerini, Ozanlarını “ kaba bir siyasal figür “ haline getirmeye çalışmışlar ve Alevi Ozanlarının-Şairlerinin ne dediklerini saklamaya çalışmışlardır. İşte, Alevi İnancına ait saldırıların yoğunlaştığı bu dönemde, Yol uğruna kendi canını feda eyleyen Alevi Edebiyatının Ozanı Seyyid Nesimi’ye Seyyid Nesimi Divanından kulak verelim istedim. Belki böylece “ kötünün, çirkinin,yalan-yanlış ve hilenin”  Aleviliğe yönelik saldırısına karşı ,  Seyyid Nesimi ve O’nun eşsiz edebiyatından çeşitli bölümler şifa olur  yaralarımıza düşüncesi ile  bu fukara çalışmayı sizlerle paylaşmak istedim.

“  Nar-ı Musa u asadır Şah Ali

    Afitab-ı kibriyadır Şah Ali

    Ayet-i Hak-nümandır Şah Ali

    İbtida u intihadır Şah Ali “

Seyyid Nesimi bu nefesinde; Ali’siz bir Yol olamayacağını, Şah-ı Merdan Ali’nin İnancın Güneşi olduğunu, Güneş olmadan nasıl ki hayat olmaz ise Şah-ı Merdan Ali olmadan Yol’un olamayacağını,  Şah-ı Merdan Ali’nin Konuşan Kur’an olduğuna atıfta bulunup Şah-ı Merdan Ali’nin Allah Ayetlerinin, Hak Kelamının Delili olduğunu, Şah-ı Merdan Ali’nin Firavunların illüzyonistlerine, zalimliklerine karşı Tanrı’nın Ateşi ve Asası olduğunu, Şah-ı Merdan Ali’nin kendisi için başlangıç ve son olduğunu söyleyerek, Hz.Ali’nın Tanrısal Nurluğuna, Hak’tan gelinip yine Hakka dönüleceğini ve Hz.Ali’siz bir Yol’un kendisi için olamayacağını ifade ediyor.

Yol’u Yolsuz etmek isteyenler ise; Seyyid Nesimi’nin Divanını açıp okuduklarında orada kendilerine “delil” bulamadıklarından, Seyyid Nesimi’nin ismini sadece siyasi konuşmalarında anıyorlar, Seyyid Nesimi’nin Canını Yol Uğruna Feda Eden Duruşunu hayasızca kendi “Ali’siz Alevilik” yaratma çabalarında kullanmaya çalışıyorlar. Kimi müzisyenler ise bir yandan Seyyid Nesimi’nin edebi eserlerini kendi müzikallerinde kullanabiliyor, Seyyid Nesimi’nin edebi eserleri üzerinden para kazanıyor diğer bir yandan Seyyid Nesimi’nin Ozanı olduğu Hak-Muhammed-Ali Yolunu yıkma faaliyetleri içerisinde bulunabilen Kötü-Çirkin ve Yanlış bir tavır gösterebiliyorlar.

“ Kim ki Muhammed’i Ali’den ayırır lahnet ona

   Lahmike Lahmi değil mi ya Ali senden meded “

Seyyid Nesimi bu dizelerinde; Hz. Muhammed’siz bir Yol olamayacağını, Ali ve Muhammed’in aynı Tanrı’sal Nurdan/Işıktan olduklarını, Ne Ali’siz Ne de Muhammed’siz bir inancı kabul etmediğini, Ali’nin Muhammed’in eti-ruhu-canı ve kanı olduğunu anlatarak, Muhammed’in Hakka kavuşması öncesi Ali’nin Rehberliğine ilişkin toplumdan aldığı Gadir-i Hum İkrarına  dikkat çekiyor, Ali’nin Rehberliğini kabul etmeyen Emevi-Abbasi dinini kabul etmediğini ve Emevi-Abbasi Dinini lahnetlediğini vurguluyor.

Yol’u Yolsuz Etmek İsteyenler ise; Hz. Muhammed’i karalayan, Hz. Ali’yi karalayan Emevi Hadisçilerinin-tarihçilerinin yazdıkları eserleri kullanmak suretiyle Hz. Muhammed’i ve Hz. Ali’nin karalanmasına ilişkin her türlü faaliyete dolaylı yada dolaysız destek veriyorlar, Seyyid Nesimi’nin Divanına, eserlerine bakmak yerine Emevi-Abbasi-Selefi-Harici akımlarının dinsel argümanlarını “ İşte Din Bu “ diye dört koldan sarılıyorlar.

Sol ve devrimci düşünce ile ilgisi olmayan ve o değerleri de kendileri için aynı din gibi takkiye yapan bu cenahın; Hz. Ali ve Hz. Muhammed’e bakış açısıyla Avrupa’da ki Aşırı Sağ ve Irkçı Partilerin Hz. Ali ve Hz. Muhammed’e bakışları arasında zerre kadar fark yoktur. Neden mi? Çünkü bu gruplar hiçbir zaman “Cenab-ı Hakka Aşk” duymadılar, Cenab-ı Hakka karşı hep “kin ve nefret” duydular.

Değerli Can’lar,

Cenab-ı Hakka “ Kin ve Nefret” duyanların Irkçı-Faşist partilerle aynı şekilde Ehlibeyt’i sevmemesi ve Ehlibeyt’in soyundan gelen Ocakzadeleri ve Hak-Muhammed-Ali Yolunun taliplerini karalamasına şaşırmamak gerekir. Çünkü Ehlibeyt’i sevmeyen, Ehlibeyt’in evlatlarına ve taliplerine düşman 

olanlardan ne Sol’cu olur, ne Devrimci olur, ne de Ozan olur. Onlar sadece Seyyid Nesimi’nin yukarıda ki dizlerinde belirtmiş olduğum “bedduaya” muhatap olurlar.

“ Kemter kuluyam ben Ali’nin, Şah-ı Keremdir

   Hasan başımın tacı, Hüseyin can-i alemdir

   Zeynel-i Ab-u Din Bakır ile söyle ki demdir

    Ta selli ella seyyedina al-i Muhammed

  Alem yüzüne gelmeye Cafer gibi irfan

  Kazım gibi olmaya bu gün bir daha sultan

  Güneş yüzünü gördü dedi Şah-ı Horasan

  Ta selli ella seyyedina al-i Muhammed

  Şah-ı Taki benim gözlerime nur-i ziyadır

  Hem al-i Naki sayesine zell-i humadır

  Hasan’el Askeri hemu dertlere aynı davadır

  Ta selli ella seyyedina al-i Muhammed

  Çün zahir ola Mehdi daha kalmaya perde

  Yezit olan geçse gerek tiğ-i dü serden

  Nesimi şahın methin okur şam u seherde

  Ta selli ella seyyedina al-i Muhammed “

Seyyid Nesimi bu deyişinde; 12 İmam’a bağlı olduğunu, 12 İmam’ın başının tacı olduğunu açıkça belirtiyor.

Yol’u Yol’suz Etmek İsteyenler ise ; “12 İmam İnancının”  Aleviliğe “zorla Safeviler tarafından sokulduğunu” iddia ederek, Aleviliğin 12 İmam’la ilgisi yok diyorlar. Seyyid Nesimi 12 İmam’a Bağlılığını ifade ettiği bu deyiş, Şah İsmail Hatayi’nin Safevi Devletini kurduğu,  1502 tarihinden en az bir asır önce yazılmıştır. Dolayısıyla “ 12 İmam İnancının” Aleviliğe “ zorla sokulduğuna” dair Ali’siz Aleviliğin bir “ yalanı” daha böylece tarih bilimi karşısında ortaya çıkmış oluyor.

Değerli Canlar,

Seyyid Nesimi,  ne bir devletin şairidir ne de can ve mal telaşı yüzünden inancında takkiye yapacak bir insandır. Seyyid Nesimi tam aksine; ne kadı dinleyen ne fetva dinleyen ne de Emevi-Abbasi Dini dinleyen ve onlara kendini, Ram Etmeyecek kadar İnançlı ve Devrimci bir Duruşun Ozanıdır ve Şairidir.

Seyyid Nesimi’nin 12 İmam’a bağlığının ve sevgisinin yukarıda ki sözleri karşısında çok yakında bu Yol Düşmanlarının ,  “Seyyid Nesimi” yok veya bu deyişler “ Seyyid Nesimi’ye ait değil”  dediklerini ve 

yazdıklarına şahid olursanız şaşırmayın. Zira sadece Osmanlı’da değil,  bu Yol’suzlarda  da oyun çoktur.

“  Hak Te’ala öz nurundan hoş yaratmış şahımı

   Kudret u sırr-ı  Hüda’sın ya Ali senden meded

   Aşk ile yandı vücudum ya Ali senden meded

   Bir fakir-i derd-mendim ya Ali senden meded “

Seyyid Nesimi bu dizelerinde; Cenab-ı Hakk’ın insanın cismini yaratmadan önce insanın ruhunu yarattığını ve Cenab-ı Hak tarafından ilk yaratılan ruh ve ışığın/nurun Hz. Ali olduğunu, bu nedenle de Hz. Ali’nin Tanrısal sırlara vakıf olduğunu, Ali’den Meded beklemek ile Allah’tan Meded beklemenin aynı şey olduğunu çünkü Cenab-ı Hakk’ın Gizli Hazinesine vakıf olanın,  Şah-ı Merdan Ali olduğu üzerinde duruyor ve Seyyid Nesimi Ali Sevgisini, Ali’ye dolayısıyla da Allah’a olan bağlılığını bu şekilde belirtmiş oluyor.

Yol’u Yol’suz Etmek İsteyenler ise; Alevileri,  Hz. Ali’nin ve Hakk’ın ışığından koparıp, Alevi Toplumunu Seyyid Nesimi’nin bağlı olduğu Yol’dan ayırmaya çalışıyor ve Alevi Toplumundan “Ali’siz Ehlibeyt’siz Aşk’sız ve Işık’sız bir toplum” yaratmaya çalışıyorlar.

“Ne bilsin cahil u nadan Muhammed ya Ali kimdir

    Muhammed server-i dindir Ali’dir cümleye rehber

   Ali evvel Ali ahir Ali zahir Ali batin

   Ali şems-i münevverdir Ali’dir nur’den Enver

    Nesimi’nin dil u canı münevverdir Ali nuru

   Ali vala Ali a’ala Ali’dir server-i safder “

Seyyid Nesimi bu dizelerinde ; Cahil ve Bilgisiz insanların Hak-Muhammed-Ali Yolunu bilemeyeceklerini , Muhammed’in dinin başı, Ali’nin ise herkese Yol’da rehber olduğunu, Kur’an ayetlerine atıfta bulunarak Tanırsal Nura sahip olan Ali’nin ve Ali’nin ruhunda/Nurunda olan Cenab-ı Hakk’ın insan var olmadan da var olduğunu , insanın cismi yok olduktan sonra da var olacağını , Cenab-ı Hakk’ın hem görünen hem de görünmeyen bir hazineye sahip olduğunu vurgulayarak , Ali’ye talip olanların Cenab-ı Hakk’ın Gizli /Batini sırlarına vakıf olacağını ve Nesimi , kendisinin Tanrısal Işığın/Ruhun parçası olan Ali’ye candan ve kalpten bağlı olduğunu belirtiyor.

Yol’u Yol’suz Etmek İsteyenler ise; Seyyid Nesimi’nin “ cahil ve nadan”  diye vurguladığı karakterlerin günümüzde ki temsilcisidirler. Esasında bu kişilerin veya grupların Yol’u anlamak gibi bir dertleri yoktur. Tek dertleri vardır o da; Alevi Toplumunu nasıl olurda kendi Ozanlarından, Aşıklarından, Şairlerinden kısacası Edebiyatından- Tarihinden-Teolojisinden koparmaktır.

Değerli Canlar,

Bu grup o kadar “ cahil ve nadan”dır ki ;  Seyyid Nesimi bugün yaşasa “Ali’ye, On İki İmam’a , Muhammed’e ve Kur’an’a olan bağlılığından” dolayı Seyyid Nesimi’yi  “Şii’likle, Yobazlık ve Gericilikle  İtham eder “ ve her türlü  “iftirayı” O’na atarlardı.

“ Muhammed nutk ile der ben ki Mi’raca Uruc ettim

      Ben ol hazret kapısında Ali Şir-i Hüda gördüm “

Seyyid Nesimi bu dizelerinde; Muhammed Mustafa’nın Mirac yolculuğuna değiniyor, Mirac yolculuğu sırasında; Hz. Ali’nin Arslan donunda Hz. Muhammed’in önüne çıkmasını dizelerine taşıyarak , Hak-Muhammed-Ali Yolunda  Mirac algısına atıfta bulunuyor ve Muhammed’in Miraç yolculuğu sırasında Ali’nin sırrına nail olduğuna vurgu yapıyor.

“ Hadim-i fakr oldu Ahmedi ezdi engür şerbetin

       Kırklar nuş etti onu Mustafa’nın aşkına “

Seyyid Nesimi bu dizelerinde; Mirac Dönüşünde, Hz. Muhammed’in Kırklar Meclisine girerken “ Peygamberlik” sıfatını atıp, kendisine “ Fakirlerin Hizmetçisiyim” sıfatını uygun gördüğünü , Selman’ın getirdiği üzüm tanesini ezdiğini , Kırklar’ın Mustafa’nın aşkına şerbeti içtiğini ifade ediyor.

Yol’u Yol’suz Etmek İsteyenler ise ; Kırklar Meclisinin, Hz. Muhammed Mustafa’ya gösterdiği sevgiyi, hürmeti ve aşkı ;  yalan-yanlış Kırklar Meclisi anlatımlarıyla unutturmak istiyor. Bu Yol’suz grup , kendilerini “ Kırklar “ gibi sözde “ Hakk’ın İlmine”  vakıf zannederek , kendilerini “Kırklar’dan görüyor” ve “Alevilik’te Peygamberlik İnancı Yoktur” gibi bir fikri Alevi Ocakzadelerine kabul ettirmek istiyorlar.

Değerli Canlar,

Aleviliğin Kırklar Meclisi ve Miraç mesajlarını , “ Siyasal Ateizme” hizmet ederek tahribat peşinde olanlar , Kırklar Meclisi’nin kapısını kırmaya çalışan Kırk Harami’lerdir. Bu  “Kırk Harami”  vasıflı kişilere karşı,  Seyyid Nesimi  nasıl mücadele ettiyse bugün her Yol’a bağlı Alevi’nin en temel misyonlarından biri de Kırklar Meclisi ve Miraç olayını çarpıtan , Kırk Haramilere karşı Teolojimizi savunmaktır.

“ Muhammed Mehdi çün Hak huccetullah

   Onları sevmeyenlerden beriyim “

Seyyid Nesimi bu dizelerinde ; 12 İmam’ların sonuncusu Muhammed Mehdi’ye değinerek , Ali soyundan gelen rehberlerin,  Allah’ın yer yüzünde ki kanıtı olduğunu , Mehdi İnancını taşıdığını , Hz. Ali soyundan gelenleri sevmeyenlerden, kendisini TEBERRA ETTİĞİNİ belirtiyor.

Yol’u Yol’suz Etmek İsteyenler ise  ; Aleviliğin en temel kurallarından olan Tevella ve Teberra İlkelerine uyulmaması için her yolu denemektedirler. Hak-Muhammed-Ali Yolunda Tevella ; Hz. Ali ve Ailesini ve sevenlerini sevmek ; Teberra ise Hz. Ali ve Ailesini sevmeyenlerden uzak durmak , onlarla iletişim kurmamak anlamına gelir. Ali’siz Alevilik yaratmak isteyenler , Hz. Ali ve Ailesine karşı “ kin,nefret” duygularını beslemekte ve  sosyal medya dahil hayatın her alanında Hz. Ali ve Ailesine karşı “ yaratmak istedikleri yeni din uğruna” her türlü çirkinliği ve kötülüğü sergilemektedirler. Bu davranışlarıyla Seyyid Nesimi ile aynı inancı taşımadıklarını bir kez daha sergilemektedirler.

Değerli Okuyucu ve Ali Yolunun Talibi ,

Seyyid Nesimi’nin Divanından vermiş olduğumuz , bu aşk ayetleri karşısında ;

1 ) Seyyid Nesimi’nin,  kendisini Hak-Muhammed-Ali Yolunda gördüğünü

2 ) Seyyid Nesimi’nin kendisini İslam dışı görmediğini ve Zahiri İslam anlayışından olmadığını

3 ) Seyyid Nesimi’nin 12 İmam Yolunda olduğunu , Batini İslam’ın asra sığmaz büyük bir Ozanı ve Şairi olduğunu

4 ) Seyyid Nesimi’nin kendisini Hz. Ali ve Ailesini sevmeyenlerden ayırdığını , onlardan teberra ettiğini 

5 ) “ Muhammed olmadan Ali , Ali olmadan Muhammed olamayacağı” görüşünde olduğunu ve bu ayrımı yapanlara lahnet ettiğini ,

6 ) Seyyid Nesimi’nin Zahiri ve Batini Ku’an’ı çok iyi bildiğini görürüz.

Seyyid Nesimi’nin bu özelliklerine karşın ;

1 ) “Ali’siz Alevilik ve Alevilik İslam Dışıdır” diyenlerin söz ve hareketlerinin Seyyid Nesimi ile uyuşan hiçbir yanları olmadığını ,

2 ) Seyyid Nesimi’nin de , Pir Sultan Abdal örneğinde olduğu gibi “ kaba bir sloganik figür”  haline Ali’siz Alevilerce getirilmeye çalışıldığını  görürüz.

Değerli Okuyucu;

Hak-Muhammed-Ali Yolunu , Yol için can u baş feda eden ozanlar, şairler,aşıklar ile Evlad-ı Resul Pirler ve Talipleri  bugünlere getirdi. Ve Yol’u bu günlere getirenlerin hiç biri kendisini “ İslam’ın Dışında” görmedi tam aksine “ İslam’ın İçsel ve sırsal yorumu olan ve özü olan Batinilikte “ gördü.

“ Alevilik , İslam Dışı Diyenler “ ise bugün Hak-Muhammed-Ali Yolunu ortadan kaldırmak için Her Yol’suzluğu denediler ve denemeye devam ediyorlar. Bu grubun Batinilikle hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü bu çevre Alevi Edebiyatının aksine İŞİD’in/Emevi’nin Zahiri İslam Yorumunu  Aleviler’e gerçek diye kabul ettirmek isteyen , Batiniliği ortadan kaldırmaya çalışan ve Seyyid Nesimi’nin Lahnetlediği çevrelerdir.

Yol’u Yol’suz Etmek İsteyen Bu Çevreler ; Seyyid Nesimi gibi Ulu Ozanların bil-cümle Alevi Edebiyatının dile getirdiği şu gerçeği kabul etmiyorlar ; Alevilik , İslam’ın Zahiri değil Batini Yönüdür. Batini olan , Öz’de olan , İç’te olan bir Yol olan Alevilik , İslam’ın ne Zahirindedir ne de dışındadır , bilakis İslam’ın özünde ve cevherindedir ve Seyyid Nesimi’nin Yolundadır ; Hak-Muhammed-Ali Yolu’nda.

Ve son söz,  benden aziz hatırası önünde eğildiğim Seyyid Nesimi’ye…

Ey Nesimi , Can Nesimi sen şayet zuhur etseydin bugün

Sana, ne cefalar edeceklerdi, nefeslerini anlamayanlar her gün

Senin, Can u Baş Feda Ettiğin Yol’u şimdi Yol’suz Eylerler

Bu Cihan’da ism-i Nesimi’yi kendilerine tak u takkiye eylerler

Ey Nesimi , Can Nesimi , Cihani ancak senin rahına meyil eyler

Öğrensek bir de senin gibi sırrı huruf, cahil u nadan bize acep neyler .