Oruç, bir nefsin ıslahı, kalbin temizliğidir. Yüce Kuran'da da oruç hakkında birçok ayet vardır. Ayrıca bütün semavi dinlerde de oruç vardır. Fakat Muharrem orucu bunların hiçbirine benzemez. Diğer oruçlar ilahidir. Bunların oluşumunu din belirler. İnsanların buna hiçbir katkısı yoktur. İnsanlar sadece onu yerine getirmekle mükelleftirler. Fakat Muharrem Orucu öyle değildir. Muharrem Orucu başta İmam Ali, İmam Hasan ve Kerbela mazlumu İmam Hüseyin'in, Hazreti Muhammed'in getirdiği adet, töre ve de din geleneğinin yıkılmaması, bu uğurda başlarını vererek verdikleri mücadelenin doğruluğuna inanmalarından dolayı onlara yani On İki İmamlara olan bir şükran, bir minnet borcudur. Bir sadakatin tescilidir. Bir sevginin, bir bağlılığın nişanesidir. Bundan dolayıdır ki aşık buyurmuş:
BEYİT
Muharrem Ayında matem gününde
Cümle müminlere rahmet yazılır
Matemi tutmak bin türlü sevaptır
Hakkın divanında sevap yazılır
Muharrem tutanlardır gürühu naci
Yerde insan gökte melekler duacı
Muharremi fam edip tutarsa bir bacı
Cenneti Ala da huri sayılır
Muharremi tutanlara etmezler eza
Sorulmaz mahşerde sorgu ile hesap
Kuran'da yazılı münküre kezap
Müminler sadıktır saf saf dururlar
İşte Muharrem Orucu, münkirler elinde Ehlibeyt neslinin çektiği zulmün bir nişanesi olarak onlara bağlılığın bir remzi bir nişanesidir. Ehlibeyt nesli öyle bir büyük bir nesildir ki kaynağını Hazreti Resulullahın ilham evinden almış arı duru bir çeşmeden içerek hak yolunun birer sarhoşu olmuş. Hazreti Ali'den itibaren bir kervan dizmişler. Bu kervan On iki İmamın sonuncusu olan Mhammed Mehdiye'ye kadar sürülmüş Mehdi'de noktalandıktan sonra onları sevenler onlara bağlı olanlar oruçla, matemle, yasla bu davaya bağlılıklarını göstermişlerdir. Şehit olan On iki imamların hepsi zalimler elinden çeşitli eziyet ve işkencelere duçar olduktan sonra şehadet şerbetini için bu dünyadan göçmüşlerdir.
Onları seven, onlara bağlı olan halk da yasla, matemle, oruçla bu ana gelmişlerdir. Yeri geldiğinde haklarından fedakarlık yaparak yeri geldiğinde can baş feda ederek inançsal bayraklarını yere atmamışlar. Halkın huzuruna ulu divanda yapılacak sorgulamadan kendilerine şefaat edecek evladı resul Muhammed Mustafa'nın evlatlarına şartsız şurtsuz teslim olup medet mürvet deyip onların kapusunun eşiğine baş koymuşlardır. Ve bunun adına da Alevilik demişler. Alevilik işte budur. Alevilik Allah'ı bilmektir. Alevilik Muhammed'e bağlılıktır.
Alevilik On İki İmam'a ikrar vermektir. Aleviliğin ikrarı beşikten mezara kadardır. Alevilik Ardır, namusdur, hayadır. Alevilik doğruluktur, dürüstlüktür. Alevilik eline, beline, diline sahip olmaktır. Alevilik yalanı, riyayı, iki yüzlülüğü kabul etmez. Aleviler sebepsiz yere kadın boşamaz. Aleviler adam öldürmez. Aleviler kendi hakkına razı olur. Kimsenin hakkına el sürmez. Alevilik kıldan ince kılıçtan keskin bir yoldur. Alevilik hakka hak demenin yoludur. Alevilik insana sevgidir. Barıştır. Aleviyim demekle Alevi olmaz. Alevilik yaşanmakla olur.
Allah seni yaratmış seni sana teslim etmiş. İradeyikülliye onun elinde iradeyi cüzüyeyi sana vermiş. Sen sana sahip ol demiş. Dönüşün banadır. O gün seni suale çekerim demiş.
Gelin ey sevgili canlar hakka dönelim. Bu dünya yedi milyar insana yeter. Neyini paylaşamıyoruz. Her şeyi burada bırakıp gideceğiz. Senlik, benlik ile bu kusa ömrü birbirimize zehir etmeyelim. Şundan ders alalım. Güneş doğuyor, ay doğuyor, batıyorlar fakat belli bir müddet sonra tekrardan doğuyorlar. Fakat giden insanların hiçbiri geri gelmedi. Bu aziz günlerde yüce mevlamıza yalvaralım. Muhammet aşkına, Ali aşkına, On İki İmamlar aşkına bir olalım, birlik olalım. Tutulan bu oruçların, yapılan bu hayır hesenatın aşkına birlik olalım. Seyit Nesimi Hazretleri ne güzel söylemiş.
BEYİT
Derdim ondur
Dokuzunu diyem, ya da ben
Sekizinde meylim kaldı
Yedisinde avare ben
Çün altısı bende ise
Beşte çekemem alem
Dört Hüdam lütfeylerse
Üçte bulurum çare ben
Der Nesimi ikilikte
Bu gönül kani değil
O sebepten gece gündüz
Yalvarırım bire ben
Nesimi Hazretleri bu beyitinde bizlere şunu söylüyor. On Muharrem'de derdim çoktur. Fakat bunu anlamayana diyemem. Sekiz cennette meylim kaldı yedi cehennemi nideyim. Altı imanın şartı bende var ise, beş İslam'ın şartında pek zahmet çekmem. Dört kapuda hüdam izin verirse Allah, Muhammed, Ali de buyurur bir çare.
Nesimi diyor ki ikilikle gönlüm hiç rahat olmadı. Onun için gece gündüz yalvarırım bire yani Allah'a ben.
İşte bizi var eden o biri iyi bilelim. onun isminin anıldığı yerde hayır olur, bereket olur. Şer olmaz, pislik olmaz.Kıyal hiç olmaz. Düşünün rehberimiz Kuran yüz on dört suredir. Bunların yüz on üçü Bismillah ile başlıyor. Fakat bir süre Bismillahsız başlıyor. Sebebi nedir çünkü o surede kıyal vardır. İşte bugün Allah-u Ekber deyip adam öldürenlerin yaptıklarına aklım ermiyor ve son olarak özümü mevlama çevirerek sizleri şunu diyorum.
Duazde
Gönül göç eyledi yüklendi göçün
Bağışla günahlarımızı affeyle suçum
Pirim izin ver ki Sırata geçem
Bağışla günahları af eyle suçum.
Türlü günahımla darına durdum
Fatmatı Zehra'nın nurunu gördüm
Kanber ile bile mürvete geldim
Bağışla günahları af eyle suçum
Seksen bin erenler dirildi geldi
Doksan bin pirler hephazır oldu
Yüz bin evliyalar defteri oldu
Bağışla günahımı af eyle suçum.
Defterler okununca divan kurulur
Hayrımız, şerrimiz, emelimiz orda sorulur
Günahımıza göre kaftan verilir
Bağışla günahımı af eyle suçum
Cebrail Muhammed'e hu dedi
Ali cümlemize bir dua geldi verdi
Kul Fakirem orda mürvete erdi
Bağışla günahımı af eyle suçum.
Halla halla...