Kardeşime,

44 yıl önce bugün dünyaya gelmenle, bana kardeş duygusunu, onun ağır sorumluluğunu, bitmeyen sevgisini, kendinden başkasıyla bir olmayı, bütün olmayı, koruma ve sahip çıkma duygusunu, paylaşmayı, canından çok sevmeyi, bir başkasının kendinden önce gelmesini, anne-babanın sevgisini paylaşmayı, yaşamda yalnız olmamanın sonsuz gücünü ilk sen öğrettin. Sen beni büyüttün abla yaptın.

 Seninleyken korkmamayı, koşulsuz sevgi ve saygıyı, birisine sonsuz güvenmenin huzurunu, içindeki çocuğu yaşatmayı, coşkuyu, heyecanı, masumiyeti, maddiyatın insanları mutlu etmenin aracı olduğunu, nefret etmemeyi, içindeki sevgiyi çoğaltarak dağıtmayı, küçük şeylerle mutlu olmayı, doğal olmanın ilişkilere kattığı samimiyeti, sevdiklerin için fedakar olmayı, hayatına dokunanları unutmamayı, düşenin elinden tutmayı, alçakgönüllülüğü, küsmemeyi, affetmeyi, sevginin içimizi ısıtan sıcaklığını, sevdiğin işi sabırla, bütün ruhunu da katarak keyifle yapmayı, paranın, makam ve mevkinin ilişkilerde farklılık yaratmadığını öğrendim.

 Evet yokluğunla da bana çok şey öğrettin.

 Canından bir parçayı kaybetmeyi,

 Acının fiziksel temelinin oluşunu,

 Özlemenin dayanılmaz kederini,

 Sonsuzluğu,

 Yalan dünyanın ne demek olduğunu,

 Gözyaşının ne kadar çok olduğunu,

 İçindeki çocuğun kaybolabildiğini,

 Dünyanın renklerinin solabildiğini,

 İçinde açılan kocaman boşluğun doldurulamadığını,

 Rüyamda seni görürüm umuduyla, her fırsatta uyumayı,

 Seni hayallerimde yaşamak ve yaşatmak için yalnızlığın büyüsünü,

 Kıyamet gününün ne olduğunu,

 Mutluluğun ve mutsuzluğun aslında ne demek olduğunu,

 Eksilmenin, yarım kalmanın ne demek olduğunu,

 Senin yokluğunu yüzüme haykırdığı için uyanmaktan nefret etmeyi,

 İçimizdeki heyecan ve coşkunun nasıl da fırsatçı olduğunu, bulunmamak üzere ortadan kaybolabildiklerini,

 Dünyanın insanın başına nasıl yıkıldığını,

 Mevsimlerin sensiz nasıl olduğunu,

 Zamanın nasıl da umursamaz aktığını,

 Ve sana dokunamamanın, koklayamamanın, saçını okşayamamanın, sesini duyamamanın, sensizliğin bedenimi, ruhumu yakan kahreden yangınını öğrendim.

 Evet gidişinle beni bir kez daha büyüttün.

 Senin gibi muhteşem bir kardeşe sahip olmanın bitmez tükenmez sevgisini ve gururunu yaşatarak beni dünyanın en mutlu ablası yaptığın için çok teşekkür ederim. Seni çok seviyorum.
   İYİKİ DOĞDUN…

        Ablan TÜLAY

    GÜRAY, SEVGİLİ OĞLUM.
    Seni çok seven ablan, sana yazmış. Doğum gününü kutlamış. Akşam senin için yakacakları mumları söndürürken, “İYİ Kİ DOĞDUN, GÜRAY” diye bağıracaklar. Bunu her doğum gününde daha büyük bir sevgi ve heyecanla yapacaklar. Sen, onların dünyasında, hep büyük bir sevgiyle yaşayacaksın. hiçbir zaman ölmedin. Ölmeyeceksin.
   Bugün, senin için yakılan mumları söndürecek, “Babacığım” dediğin, sevgisine doyamadığın, bize emanet bıraktığın biricik DENİZ DE, yokluğunda “iyi ki doğdun Babacığım” diyecek.
   43 Yıl önce, bu gün, yuvamıza ışık saçmış bizi sevince boğmuştun. İnan oğlum, o ışığın hiç solmadı. doyamadığımız. Sevgin, hiç azalmadı. Azalmayacakta.
   Seni hiçbir ölçü aletinin ölçemeyeceği kadar çok seviyoruz. Sevgili OĞLUM.
   İYİKİ DOĞDUN.
   Seni, yanına alan TANRIYA emanet ediyoruz..

  Fikri TAŞ