İşkence, canlıya,(hayvana, insana) ağır acı, ıstırap çektirmektir. İşkenceyi yapanlar, işkenceyi yaptıkları canlı, ne kadar acı ıstırap çekerse o kadar keyif alan, hatta mutlu olan canavarlardır.
İşkence yapanlarda, insanı insan yapan değerlerin hiç biri yoktur. Merhamet, acıma duygusundan yoksun, sadistlerdir.
İşkence, hayvanlara yapıldığı gibi, daha çok insanlara yapılmaktadır. İşkence, işkence yapılan insanın, İstedikleri bilgiyi vermesi, itiraflarda, açıklamalarda bulunması, yapanların tanımı ile konuşturulması için yapılmaktadır.
İşkence daha çok hukuk devleti olmayan, kanunsuzluklara göz yuman, yapanlar hakkında gerekli işlemleri yapmayan devletlerin güvenlik güçleri tarafından sorgulamalarda yapılmaktadır. En büyük evrensel insan hakları ihlalidir.
Ülkemizin de katıldığı Dünya devletleri, bu en büyük insan hakları ihlalini önlemek için, İSVİÇRE’NİN CENEVRE Kentinde bir araya gelerek 3-4 CENEVRE KONVANSİYONUNU imzalamışlardır.
Bizim de aralarında olduğumuz devletler, bu antlaşmayla, işkence yapamayacaklarını beyan etmişler. Hiç kimseyi cezalandırmak, itiraf veya bilgi almak amacı ile acı ve ıstırap çektirmeyecekleri sözünü vermişlerdir.
Bu imzalara bu söze rağmen, işkencenin önüne geçilememiştir. Özellikle de askeri yönetimlerle, diktatörlüklerle yönetilen ülkelerde, en büyük evrensel insan hakları ihlali, ayıbı olan işkencenin önüne geçilememiştir. Geçmişte ülkemiz de, bunun ayıbını çok yaşamıştır.
İşkence, hukuk devleti olmayan devletlerde, güvenlik güçleri, mafya adamları, sadistler, tarafından yapıldığı gibi, herkesin, hatta bütün dünyanın gözü önünde BOKS MAÇLARI adı altında yapılan gösterilerde, maçlarda da yapılmaktadır. Para için, şöhret için, yapılan acı çektiren gösteri de resmen işkencedir. Birinin suratını kırmak, dağıtmak, kan içinde bırakmak, işkence değil de Nedir! Artık, yaşadığımız yüz yılda insanlık bu utandırıcı işkenceye de artık dur demelidir. Bu kanlı gösterilerden de vazgeçmelidir.
İnsanlığı utandırması gereken bir başka işkence, hayvanlara yapılan işkencedir. MEKSİKA ve İSPANYA’DA yapılan boğa güreşlerindeki işkencelerdir. Boğaya, ağır, ağır işkence yapılarak, acılar içinde öldürülmesidir. Bu aynı zamanda bir vahşettir. İnsanlık bundan utanmalıdır. Eski çağlardan kalan bu ilkel işkenceyi, hala gösteri adı altında çağımızda sürdürmek, çağımız insanı için yüz karasıdır.
Bu kanlı gösteriyi izleyenlerde işkenceye katılanlardır.
Bu herkesin bildiği klasik işkencelerin yanında, zevk için sokakta kenarda köşede, yine sadist insanlar tarafından hayvanlara yapılan işkenceler de vardır. Kediye, köpeğe tekme atmak, zevk için öldürmek de, insanlığı utandıran birer işkence türleridir. Hayvanları aç bırakmak da birer işkencedir.
Avcılar da işkencecidir. Av da işkencedir.
Kafeste, en kötü işkence aletidir. Hayvanları doğal ortamından alıp kafeste tutmak, hapsetmek de, bir başka işkence türüdür.
En büyük işkencede, dünyanın yoksul ülkelerinde, aç bebelerin, çocukların, anaların, insanların, çektikleri acılarıdır. Ölümleridir. Açlıktan bir deri bir kemik kalmış görüntüleridir. İnsanlığı, insanlığından utandıran yapılmış en büyük işkencelerdir.
Geçmiş tarihte yapılmış işkencelerin, en büyüğü, en acımasızı, en iğrenci, YEŞİL denilen canavar tarafından, gözleri çıkarılan, kolları, bacakları kırılan, masum AYTEN ÖZTÜRK’E, yapılmış işkencedir.
İşkence, tarihte, KERBELADA, insanların susuzluktan acı çekerek öldürülmesidir.
İnsan, olmak, karşıt düşüncelide olsa, farklı inançtan, farklı kimlikten Farklı renkten de olsa, işkence yapılmasına karşı çıkmaktır.
İnsan olmak. İşkencenin, her türüne, karşı olmaktır.
Hayır demektir.
Seyirci kalmamaktır.