Vedat Türkali, Türk Edebiyatı'nın dev romancılarından biri. Türkali'yi “Bir Gün Tek Başına” adlı romanıyla tanıdım. Bu romanı beni toplumcu gerçekçi edebiyatla karşı karşıya getirdi. Yazar, işçi sınıfının özgürlük ve demokrasi mücadelesini yığınlara tanıtmıştır. Bu eseriyle başta işçi sınıfı olmak üzere çalışan geniş yığınların da bir edebiyatı olabileceğini göstermiştir. Daha sonra arka arkaya birbirinden güzel eserler yazmıştır.

         “Güven” adlı romanı da bunlardan biridir. İki ciltlik, geniş kapsamlı büyük bir başyapıttır. Komünistler ve komünistlerin sömürüsüz bir dünya uğruna verdikleri mücadele anlatılmaktadır. Hataları, yanlışlıkları da gözler önüne serilmektedir. Nasıl zorlu, gözü kara bir mücadelenin içinde oldukları anlaşılmaktadır. Bu eserde komünistler gerçek kimlikleriyle, aşklarıyla, arkadaşlıklarıyla, dostluklarıyla apaçık anlatılmaktadır. Güven de Türkiyeli komünistlerin mücadele tarihleri eğrisiyle, doğrusuyla verilmektedir. Anlatım olarak çok açık ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır. Dilde ve anlatımda tabular yıkılmakta, küfürlerin bile açıkça halk diliyle söylendiği görülmektedir. Şimdiye kadar olan anlatımlarda böyle bir dil kullanılmamıştır. İlk defa kullanılan bu dil, eserin değerini hiç azaltmamakta, tersine arttırmaktadır.

          Son eseri ise “Kayıp Romanlar”dır. Kayıp Romanlar'da da komünistler ön plandadır, onların mücadeleleri vardır. Romanda yurt dışından Türkiye'ye dönen Dr. Nadir Bey'in Esme ile olan aşkı anlatılmaktadır. Dr. Nadir Bey, seksenine merdiven dayamış biridir, Esme ise yirmi sekiz yaşlarında. Arada yarım yüzyıllık yaş farkı var. Esme ile bir arkadaş toplantısında tanışırlar. Esme bir üniversitede okumakta, vaktinin bir kısmını da bir reklam şirketinde çalışarak geçirmektedir. Giderek arkadaşlıkları gönül ilişkisine dönüşür. Bu aşk ilişkisinde gelgitler, gerilimler de yaşanmaktadır. Esme'nin Diyarbakır'da bir işi çıkar. Arkasından Dr. Nadir de Diyarbakır'a gider. Diyarbakır'da bir otelin lokantasında komünist bir doktorla tanışır onunla Diyarbakır'ı gezerler. Böylece hem Diyarbakır'ı tanır, hem de bu bölgede olup bitenler hakkında bilgi sahibi olur. Bu romanda Dr. Nadir, Esme aşkı ekseninde Türkiye'de olup biten her şey hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Roman okunduğunda tabu olarak görülen birçok konunun nasıl yüreklice işlendiğini görüyorsunuz.

             Her ülke kendine özgü dev yazarlar yetiştirmiştir. Sovyetler için Şolohov nasıl bir devse, Türkali de arka arkaya yayınladığı bu eserleriyle Türkiye'nin dev bir yazarı olduğunu göstermiştir.