DERSİMDEKİ Sivil Toplum Örgütleri, bazı siyasi partiler, DERSİMİN kutsalı MUNZUR Çayı üzerinde yapılmak istenen barajlara, HES’lere, maden işletmelerine, HAYIR demek için TTSO(Tunceli Ticaret Sanayi Odası) konferans salonunda bir araya gelmişler.
Benim katılamadığım, TTSO Başkanı Yusuf CENGİZİN, yönettiği toplantıya, milletvekili Alican ÜNLÜ, CHP İl Başkanı eski milletvekili Bekir GÜNDOĞAN, Ovacık Komünist Belediye Başkanı, Mehmet Maço, Nazimiye, Pülümür belediye başkanları, Esnaf Sanatkârlar Odası, Ziraat Odası Başkanı, Baro Başkanı, İl Genel Meclis Başkanı, ilde mevcut derneklerin başkanları katılmış.
Toplantı, DERSİM Halkının toplum olarak doğayı sulara boğan, doğa katili barajlara, HES’lere, doğayı zehirleyen tahrip eden maden işletmelerine, DERSİM Halkının kutsalı MUNZUR Çayının esir alınmasına olan tepkisini dile getiren önemli bir toplantı olmuş.
Toplantıya katılan, söz alan bütün temsilciler, konuşmacılar, barajların, HES’lerin madenlerin, doğa üzerindeki tahribatlarını, yıkımlarını, ayrıntılı bir şekilde dile getirirken DERSİM Doğasının ENDEMİK(başka yerde bulunmayan) özelliğini, barındırdığı endemik türleri, zenginliğini dile getirmişler.
Bu zenginliğin yok edilmesine, DERSİM Halkının kutsalı Munzur Çayının esir alınmasına, sevdiklerinden ayrılmasına seyirci kalamayacaklarını, engellemek için her türlü yasal mücadeleyi sürdüreceklerini dile getirerek.
Bir bütün halinde ortaklaşa,
BARAJLARA, HESLERE, MADENLERE, MUNZUR ÇAYININ ESİR ALINMASINA, ÖZGÜRLÜĞÜNÜN YOK EDİLMESİNE
HAYIR demişler.
Ben de HAYIR Diyorum.
Toplantıyı düzenleyenleri, katılanları, HAYIR diyenleri, alkışlıyorum.
+ + +
OVACIK KAYAK TESİSLERİ YETERSİZ.
Bebekliğinde yazılarımın ilham kaynağı olan, okurlarımın o zamanlar merak ettikleri RONYA İlkokul 4. sınıfta. Kaymayı örgenmiş. Kaymayı çok seven RONYA, kaymak için, hafta sonu babası ile birlikte OVACIK’A, gitmiş.
Dönüşte heyecanla büyük babasına geldi. Kayak merkezini, Ovacık’ı anlattı. Kar kalınlığının 2 metreyi aştığını, yol kenarlarında karın duvar gibi yolu sardığını, her tarafın beyaz bir örtüyle örtülmüş göründüğünü, heyecanla anlattı.
Kaymak için gittikleri kayak tesislerinde kayak tesislerinin yeterli olmadığını, çok insanın kayak yapmak için geldiklerini, istedikleri gibi kayamadıklarını anlattı.
Kayak takımlarının yeterli olmadığını, sıraya girerek, bekleyerek ancak alabildiklerini, kayma yerine teleferikle gitmek için sıraya girip uzun süre beklediklerini, bütün gün boyunca ancak bir kaç defa kendilerine sıra geldiğini, kayabildiklerini anlattı.
Gözlerini kocaman, kocaman açarak, kızgınlıkla, “Büyük Baba, oranın sahipleri neden yeterli kayak takımlarını almıyorlar. Neden bir tek teleferikle pist var. Niye birkaç tane teleferik, birkaç pist yapmıyorlar. İnsanlar kışta soğukta ta oralara kadar gidiyorlar. İstedikleri kadar kayamıyorlar. Bu haksızlıktır” dedi.
Gülerek, “Söz. Yarın o tesislerin sahibini arayacağım. Senin bu anlattıklarını ona anlatacağım” dedim.
İkinci gün sözümde durdum. Kayak tesislerinin sahibi İl Gençlik Spor Müdürünü aradım.
Bütün bu eksiklikleri tespit ettiklerini ilimize gelen Gençlik Spor Bakanına aktardıklarını, Bakanlığın gönderecekleri ödeneği beklediklerini, çok sınırlı bütçelerinin olduğunu, bu yetersiz bütçe ile kayak tesislerinin eksikliklerini gideremediklerini, otuz bin liralık bütçeleri ile kayak yarışlarına katılacak kayakçıları göndermekte bile zorlandıklarını anlattı. Ülke çapında yapılan kayak yarışmalarında kayakçılarının bürük başarı gösterdiklerini, ilk dört derecelerde başarılı ödüller aldıklarını anlattı.
Kayak tesislerinin önemli eksiği kayak takımları ile teleferik, pist sayısını artırmak için bakanlığın dışında herkesten, belediyelerden, Valilik Makamından, yardım beklediklerini ifade ettiler.
Sayın İl Gençlik Spor Müdürü, RONYA Gibi bu eksikliklere çok üzül düğünü, kayak tesislerimizin, ilimizin tanıtımı için çok önemli bir tesis olduğunu, Ovacık ilçemize sosyal ekonomik yönden çok büyük katkı sağladığını tesisin daha büyük bir kapasiteye çıkarılması için ellerinden geleni yapacaklarını ifade ettiler.
Gençlik Müdürünün yardım çağrısına bende katılıyorum. Gidip tesiste kayak kayan, gerekli incelemelerde bulunan, Sayın Valimizden, ilin, bütün sorunlarında gösterdiği duyarlılığı bu tesis içinde göstermesini, bu ünlü, övündüğümüz tesisteki eksikliklerinin giderilmesi için de gerekli yardımı yapmasını bekliyoruz.
+ + +
ÇALIŞMA BAKANLIĞININ TEMSİLCİLERİ DERSİMDEYDİ
Türkiye, İş Kurumu, Genel Müdürü Mehmet Ali Özkan iki daire başkanı ve beraberindeki heyet,’ÇALIŞMA HAYATINDA SEFERBERLİK.’programı kapsamında Tunceli’yi ziyaret ettiler.
Program kapsamında düzenlenen, Sanayi Ticaret Odası Başkanın, Esnaf Sanatkârlar Başkanın, Ziraat Odası Başkanın, Engelsiz yaşam Deneği Başkanın, sendikaların, işverenlerin çağrılı olup katıldıkları toplantıya çağrılı olduğum halde özel bir nedenle katılamadım.
Çok merak ettiğim toplantıyı, üç yıla yakın bir zamandır ilimizde İş Kur Müdürlüğünü yapan, basınla halkla sıcak iletişim diyalog kuran, işsizlik, istihdam sorununda büyük çaba sarf eden, yüzünde gülümsemesi eksilmeyen İş Kur Müdüründen sordum.
Misafirlerinden, toplantıdan, çok memnun kalmıştı. ”Çok güzel oldu” dedi. Misafirlerimiz, İlimizi, ilimizdeki güzelliği, gördükleri gibi, toplantıya katılan temsilciler tarafında dile getirilen sorunları dinlediler. Gerekli bilgileri notları aldılar. Tunceli insanının nezaketine, kültürüne, yakından tanık oldular. Çok güzel, yararlı bir ziyaret oldu. Umarım çok yakın bir zamanda bunun ilimize yararını görürüz” dedi.
Sayın İş Kur Müdürümüz, ziyaretten çok memnun kalmıştı. Tunceli’nin önemli sorunları, Devlet katında dile getirilmişti. Paylaşılmıştı.
Yakışmayan, toplantının, devletin en büyük kurumu olan SGK Sosyal Güvenlik Kurumunun, kuruma yakışmayan MİNYATÖR hizmet binasında yapılması olmuştur.