Dünyayı adeta teslim alan CORONA Canavarından hala korkmayanlar, maske takmayanlar var.
Büyük kalabalık kentlerde, tatil beldelerinde, plajlarda gördüğümüz, korkusuzların, yanında bizim sokaklarımızda da korkusuzları görebiliyoruz. Özelliklede genç yaştakilerde.
Okulların tatilde olmasından, Ankara’dan oturan kızımla, torunum geldiler. İki yılın hasreti vardı. Sarılmak istedik. İzin vermediler. Özellikle tıp öğrencisi olan torunum, ’Hayır. Büyükbaba, sarılmak yok. Bu canavar yok olup gidinceye kadar sarılmayacağız. Mesafeli duracağız. Maskelerimizi çıkarmayacağız. Dedi. Sarılmamıza izin vermediler.
Rahmetli oğlumun, PADİŞAH diye payelendirdiğim oğlu DENİZ, bize yakın bir yerde oturmaktadır. Hemen her gün onu görmenin özlemini duyduğum halde ayda bir ancak görüşebiliyoruz. Oda,’ Büyükbaba CORONA gidinceye kadar, sık sık görüşmeyelim.’ Diyor.
Gazete yerime giderken sokağı gözlemlerim. Karşılaştığım bazı korkusuz, yüzler, görüntüler, beni de endişelendirir. Kendileri genç olabilirler, Hastalığı yeneceklerinden emin olabilirler. Şunu da bilmeliler ki, sokakta, çocuklarda var. Yaşlılarda var. Maskesiz gezen bu korkusuzlar, gençler, her zaman için, taşıyıcı, bulaştırıcı, olabilirler. Başkalarının sağlığını tehlikeye atmalarına hakları yoktur. Olmamalıdır.
Kahvehanelerde, lokantalarda, istenilen mesafeye de çoğunlukla dikkat edilmemektedir. Bu mekânlarda maske kullanılmıyorsa, mesafeye kesinlikle dikkat edilmelidir.
CORONALI günlerde toplu taşıt araçlarına ilgi azaldığından, özel araçlar sokakları tamamen işgal edip doldurdular. Yaya kaldırımları da, bazı esnaflar, bankalar, tarafından işgal edilip, daraltılınca, insanlar yakın mesafeden adeta birbirlerine sürünerek geçebilmektedirler. Belediye zabıtası, gerekli uyarılarda bulunmalı. Sokakları sürekli “denetlemelidirler.
Son günlerde, ulusal kanallarda verilen haberlere göre, CORONA salgını azalmadı, Önlenemedi. Giderek bütün dünya da, bizim ülkemizde, ilimizde, vaka sayıları hızla armaya başladı. Özellikle, Ankara’da, büyük kentlerde, alınan duyumlara göre, hastanelerde yer kalmamış. Hastanelerin hemen hepsi PANDEMİ hasta haneleri olmuş. Normal hasta kabul etmiyorlarmış. Doktorlar, sağlık çalışanları, büyük ölçüde bu salgına yakalanmış. Yakın zamana kadar ilimizde, herhangi bir sağlık çalışanının bu salgına yakalandığı duyulmamıştı. Son günlerde kamuoyunda, çokça dile getirildiğine göre, hastanede görevli, iki doktor, sağlık çalışanı, bu salgına yakalanmış. Yine, yakın zamana kadar, ilimizde sadece birkaç, vakadan bahsedilirken, şimdilerde, vaka sayısının yüzlerce olduğu söylenmektedir.
Tunceli, vakanın en az görüldüğü, illerden biriydi. Alınan tedbirlerin kaldırılması ile il dışından, yurt dışından, akın, akın ziyaretçi akınına uğradı. Hafta sonları çevre illerden gelenler, iki vadiyi, piknik alanlarını doldurdular. Valilik, millî Parklar, Munzur Vadisi, Milli parkta, ateş yakmak, kamp kurmak, yasaklanınca, vadi bir ölçüde koruma altına alınmış oldu.
Havası temiz illerden biri olan Tunceli’de, övündüğümüz doğayı korumak hepimizin görevi olmalıdır.
Bütün bu sonuçlar, bütün dünya için, herkes, hepimiz, için korkutucu olmalıdır. Daha sıkı tedbirler, zaman geçirilmeden alınmalıdır. CORONA savaşında, hemen herkes kendini görevli saymalıdır. Kurallara kesinlikle uymalıdır.
İlimizin Sağlık Müdürlüğü, bu tarihi süreçte üstüne düşeni fazlası ile yapmalı, alacağı tedbirlerin yanında, kamuoyunu zaman zaman, aydınlatacak bilgileri PANDEMİ masası ile kamuoyuna iletmeli, kamuoyunda abartılı doğru olmayan duyumlara fırsat vermemelidir. Buda alınması gerekli tedbirlerden biri sayılır.
Bu yazıyı yazarken, SEVCAN, içeri girdi. Sokakta maske kontrolü yapılmaktadır.’ Dedi.
Çok sevindim.