Gündem

GÜLİSTAN İÇİN YÜRÜDÜLER

Dersim Kadın Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelen kalabalık, Gülistan Doku için yürüyüş yaptı.

Kendisinden 4 yıldır haber alınamayan Gülistan Doku'nun Diyarbakır'da yaşayan annesi Bedriye, babası Halit, ablası Aygül Doku, üniversite arkadaşları, DEM Parti Milletvekili Ayten Kordu ve Dersim Kadın Platformu üyeleri, ellerinde Gülistan Doku'nun fotoğrafları ve pankartlarla Yer Altı Çarşısı üzerinde bir araya gelerek, Seyit Rıza Meydanı'na kadar yürüdü. Yürüyüşte sık sık ‘Gülistan Doku Nerede’ ve ‘Hepimiz birer Gülistan’ız’ sloganı atıldı.

‘KARDEŞİMİ KARANLIKTAN ÇIKARACAĞIM’

Abla Aygül Doku da kardeşinin karanlıkta olduğunu belirterek, “Gülistan buralarda, ablası onu hissediyor. Ablam beni bu karanlıkta bırakmayacak, katillere hesap soracak ve susmayacak" diyorsun biliyorum. Ben seninle o kadar gurur duyuyorum. Sen bana, insan kardeşini sevince ölmeyeceğini öğrettin. Ben kendimde ağlama hakkını bulmuyorum. Ne zaman ağlamak istesem aklıma sen geliyorsun. ‘Gülistan benim üzülmemi istemezdi’ diyorum. 4 yıl geçti kardeşim karanlıkta, ben onu bu karanlıktan çıkaracağım, kendime söz verdim” dedi.

‘GÜLİSTAN KAYBEDİLDİ’

DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu, Gülistan’ın kaybedildiğinin altını çizerek, “Kaybedildi diyoruz çünkü aradan 4 yıl geçmesine rağmen Gülistan Doku ile ilgili tek bir etkin soruşturma yürütülmedi. Özel güvenlik diye girişlere koyduğunuz barikatlar, aranmadan geçmeyen araçlar, her gün insanları MOBESE’lerden tespit edip gözaltına aldığınız kameralar, Munzur Üniversite’sinde hak talebinde bulunan öğrencilere ilişkin ailelerini arayarak baskı uyguladığınız, üniversite öğrencilerine ajanlık teklif ettiğiniz politikalarınız, öğrencileri eğitimden ettiğiniz politikalarınızla, bir kentte bir kadın kayboluyor ve siz 4 Ocak’ta çalışan kameralara 5 Ocak’ta çalışmıyor diyorsunuz. Avukatlar tespit isterken DNA incelemesinde bulunmuyorsunuz. Araç başka bir araziden yol alıyor, aracın güzergahını ortaya çıkarmıyorsunuz. Buradan soruyoruz; bu ülkenin, bu kentin hakimlerine, savcılarına soruyoruz; Sizde vicdan var mı? Olmayacak biliyoruz. Eğer bu çocuk sermayedarların çocuğu olsaydı, soruşturmayla 2-3 günde açığa çıkarmıştınız ama halkın yoksul kadınlarına, yoksul çocuklarına uygulamanız bu; kaybetmek, yok etmek, kentte kadınlara ve insanlara ilişkin umutsuzluk ve korku yaymaktır. Politikalarınız bunun üzerine kuruludur. Yoksa 4 yıldır bu kentte Gülistan Doku’ya ilişkin etkin bir soruşturma sürdürürdünüz. Bununla yetinmediniz. Bu hak arama mücadelesinde aileye idari para cezaları uyguladınız. Kentlerde ‘Gülistan Doku nerede’ diyen kadınlara gözaltı yaptınız, soruşturma uyguladınız. Burdan soruyoruz. Neyi saklıyorsunuz, neyi örtbas ediyorsunuz, neyi kamufle etmek istiyorsunuz? Çok açık ki kamuoyunun da bizim de kafamızda pek çok soru var. Kamuoyunu aydınlatmak zorundasınız” şeklinde konuştu.

PLATFORM AÇIKLAMA YAPTI

Dersim Kadın Platformu adına açıklamayı Eylül Yantemur okudu. Yantemur, şu şekilde konuştu:

“Munzur Üniversitesi çocuk gelişimi bölümü öğrencisi, kızkardeşimiz Gülistan Doku 5 Ocak 2020 tarihinden beridir, yani tam 4 yıldır kayıp. Gülistan Doku’nun ailesi 4 yıldır kızımız belki bir yerlerden çıkıp gelir diye bekliyor. Hatırlıyoruz; Kızkardeşimiz Gülistan Doku'dan, 2020 yılında kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra haber alınamadı. Diyarbakır'da yaşayan ailesi, Gülistan'ın kaybolduğu gün Dersim’e gelerek, güvenlik güçlerine ihbarda bulundu. Ailenin ihbarı üzerine arama çalışmaları başlatıldı. Yapılan araştırmalar sonunda, Gülistan Doku'nun kaybolmadan kısa bir süre önce eski erkek arkadaşı Zainal Abakarov ile bir kafenin önünde tartıştığı, cep telefonunun, en son Uzunçayır Baraj Gölü üzerindeki Sarısaltuk Viyadüğü'nde sinyal verdiği belirlendi. Ve sonrasında dönemin valisi tarafından kesin bir dille Gülistan’ın intihar ettiği ve bedeninin bulunarak ailesine  teslim edileceğine dair söz verildi. Uzunçayır baraj gölünde aylarca su altı arama çalışması yapıldı. Bu esnada Gülistan’ın ailesi cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere dönemin bakanlarının da içerisinde olduğu çok sayıda görüşme yaptı ve Gülistan’ın akıbetinin bulunması için sözler aldılar. Ancak gelinen noktada, 4 yılın sonunda soruşturma dosyasında hiçbir ilerleme yok. Soruşturma sonucunda Gülistan’ın bulunabileceğine veya akıbetinin öğrenilebileceğine dair umutlar da tükenme noktasına geldi. Tüm bu süreçte, soruşturmanın baş şüphelisi olarak görülen Zainal Abakarov ve polis memuru olan üvey babası Engin Yüceer hakkındaki şaibeler de aydınlatılmamıştır. Hatta öyle ki Engin Yücer’in şikayeti üzerine abla Aygül Doku yargılanmış ve ceza almıştır. Bu süreç bize bölge illerinde taciz, tecavüz, istismar gibi suçların arkasında hiçte azımsanmayacak oranda güvenlik güçlerinin çıkmasını anımsatıyor. İşlenen bu suçlar cezasızlık politikasıyla ya üzeri örtülüyor yada dokunulamıyor.Zaynal'a dokunulmamasının nedenlerinden en önemlisinin bu olduğunu biliyoruz.  Bölge illerinde alınan yoğun güvenlik önlemleri biz kadınları korumuyor.. Güvenlikçi politikalar suçları örtmenin aracı olarak kullanılıyor. Dört bir tarafı güvenlik kameralarıyla çevrili, içinde yaşayanlara adeta bir açık cezaevi duygusu yaşatan Dersim’de Gülistan Doku’nun akıbetine ışık tutacak tek bir kamera görüntüsü ise bulunamadı. Böylece Türkiye’de kaybolduktan sonra akıbeti karanlıkta kalan kadınların sembolü oldu Gülistan. Bu süreçte iktidar, kadınlar için hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı çekti. Yeni yasama dönemi başladığından beridir ise meclisin en öncelikli gündemlerinden birisi kadınların medeni haklarını yönelik saldırılar. Türkiye gündüz gözüyle kadınların kaybedildiği, kıyılarına kadın cesedi vuran ve kadınların barbarca cinayetlere kurban gittiği bir ülke durumuna gelmişken TBMM’de üç eşli biri milletvekili olarak koltuk işgal ediyor. Gülistan Doku’nun kaybolmasının üzerinden 4 yıl geçmişken bizler yine bu şehrin meydanlarındayız. Soruşturmada ilerleme olmasa da biz Gülistan’a ne oldu sorusunun cevabının yetkililer tarafından verilmesi talebimizi söylemekte ısrar ediyoruz. Bu ülkede kadınların sistemli olarak şiddete uğramasını, erkek şiddetine kurban gitmesini, kaybedilmesi kabul etmiyoruz. 4 yılın sonunda tekrar söylüyoruz, Gülistan Doku nerede diye sormaktan vazgeçmeyeceğiz. Gülistan’ın akıbetini sormaktan vazgeçmeyeceğiz. Kazanılmış haklarımızın elimizden alınmasına müsaade etmeyeceğiz.”

Konuşmaların ardından kalabalık, karanlıkta olduğunu belirttikleri Gülistan için el feneri ve cep telefonlarının flaşlarını yaktı.