EZGİLİ YÜREK

    Türkiye’de müzik denilince akla hemen Ruhi Su gelir. Büyük usta aramızdan ayrılalı tam otuz yıl olmuş. O tok ve gür sesiyle söylediği türküler insanın ta yüreğine işler. Biz onun türkülerini dinleyerek büyüdük. Ruhi Su türkü söylerken yürek telleriniz titrer, tepeden tırnağa insan olur, kendinize gelirsiniz. Onun için ‘’aydınlara türküyü sevdiren adam’’ derler.

       Liseli yıllarımda Ruhi Su adını duyduğumda sazından, sesinden nasıl etkilendiğimi anlatamam. Ruhi Su halkı ve insanlığın bitmeyen kavgasını sazıyla, sözüyle anlatıyordu. Bir gün evde Ruhi Su müziği dinliyordum; babam çok etkilenmiş ‘’ne ses be! ‘’ demişti. Müzik bitene kadar can kulağıyla dinledi. Kim bu adam dediğinde, baba senin yaşında bizden bir adam dedim. Hiç okuma yazma bilmeyen, hiçbir eğitimden geçmeyen babam Ruhi Su’yu çok sevmişti. O, müziğini çalışan, alın teri döken, bütün değerleri yaratan namuslu insanlar için yapıyordu. Bu insanlar da müzik sanatının güzelliklerinden yararlanmalıydı. Sanatın verdiği bilinç, o insanları yarattıkları değerlerden, paylarına düşeni almaları için birlikte olmanın, yan yana durmanın güzelliğini tattırmalıydı.

       Müzik sanatının bu büyük ustası 1912 yılında Van’da doğmuştur. Üç yaşında anasız babasız kalmış, öksüzler yurdunda büyümüştür. Adana Öğretmen Okulu’nda okurken Ankara Müzik Öğretmen Okulu’na girmeyi başardı. 1942 yılında Ankara Devlet Konservatuarı’nın Şan bölümünü bitirdi. Aynı yıllarda Ankara Cebeci İnci Ortaokulu’nda sonra Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nde müzik öğretmenliği yaptı. Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’na seçildi, konservatuarın opera bölümünde de okudu ve daha sonra da Devlet Operası’nda çalıştı. Devlet Operası sanatçısı olarak Madame Butterfly, Tosca, Aşk İksiri, Figaro’nun Düğünü, Maskeli Balo… gibi operalarda rol aldı. Opera sanatının gelişiminde Ruhi Su’nun katkısı büyüktür.

       Ankara Radyosu’nda on beş günde bir yayınlanan türkü programları düzenledi; Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde büyük bir koro oluşturdu. Aldığı klasik batı müziği eğitimi ömrü boyunca kendini adadığı türkülerin yorumlarında ve söylenişinde etkili oldu. Hem Türkiye’deki müzik, hem de batı müziğini iyice özümseyen Ruhi Su buradan sağlam bir damar yaratmıştır. Ruhi Su türkülerini söylerken halk türküleri kaydedip, belgeleme görevini de üstlendi. Bu arada ‘’Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor’’ anonsuyla sunulan bir radyo programı yaptı. Bu programlardan birinde söylediği ‘’Serdari halimiz böyle n’olacak? Kısa çöp uzundan hakkın alacak’’ türküsü nedeniyle radyodaki işine son verildi.

     Ruhi Su bu başına gelenlerden sonra yılmadı, yeniden türküler söyleyip, türküler derleyip yorumlama işine tek başına devam etti. 1975’te Dostlar Korosu’nu kurdu. 1978’den sonra ürettiği kasetlerle halk müziğinin dinlenmesinin yaygınlaşmasına katkılarda bulundu. Aydınlar türkü dinlemeyi, Anadolu halkının dertlerini ezgili bir yürekten öğrendiler.

      1978’de romatizma şikayetiyle gittiği hastanede kemik iliği kanseri başlangıcında olduğunu öğrendi. Almanya’ya tedaviye gitti, tedavi bir sonuç vermedi. Türkiye’ye döndüğünde tedavileri sürdürdü, yine olumlu sonuç alınamadı. 20 Eylül 1985’te hayatını kaybetti. Ruhi Su’nun cenaze törenine binlerce seveni katıldı.

      Birçok müzik insanı Ruhi Su’dan etkilenmiş ve müziklerini yapmıştır. Zülfü Livaneli, Rahmi Saltuk, Sadık Gürbüz, Ahmet Kaya ve Grup Yorum, Grup Kızılırmak gibi müzik grupları aynı çizgide müzik yapmışlar halka türkülerini sevdirmişlerdir. Grevlerde, mitinglerde, kapalı salon toplantılarında Ruhi Su’nun müziklerini duyuyoruz, dinliyoruz. Ayrıca Ruhi Su’yu ve müziğini tanıtmak amacıyla ‘’Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı’’ kurulmuştur.

      Halk şairlerinin şiirlerini Ruhi Su’nun müziğinden dinleriz. Yüzyılların derinliklerinden gelen o alev gibi şiirler, müzik eşliğinde insanların yüreklerini tutuşturur. Pir Sultan’ın, Karacaoğlan’ın, Yunus Emre’nin şiirlerini seslendirdi, alevi değişlerini müziğe uyarladı. Nazım Hikmet’in şiirlerini besteledi. O şiirleri, onun besteleriyle daha çok sevdik. Melih Cevdet’in, Fazıl Hüsnü’nün daha birçok şairin şiirlerini de bestelemiştir. Bunlardan biri de Melih Cevdet’in bir şiiri olan Dursun Bebek’tir. Şiirlerin vurgusunu, şiirlerin dokunaklılığını ondan öğrendik; şairlerimizin şiirlerini daha çok sevdik.

      Birçok müzik tutkunu onun açtığı çığırdan ilerledi, güzel ve etkileyici müzikler yaptı. Onların müziklerini dinliyoruz, daha bir umutla hayata bakıyoruz. Ruhi Su, bize çalışanların, emeğiyle geçinenlerin de sanata, gelişmeye, olgunlaşmaya ihtiyacı olduğunu öğretti. O müzikler bizim yolumuzu, yordamımızı bulmamıza yardım etti. Dinlediğimiz her güzel müzik yaşama daha sağlam tutunmamızı sağlar.

      Ruhi Su’nun albümlerinden bazıları:

          Seferberlik Türküleri ve Kuvayi Milliye Destanı,

          Karacaoğlan,

          Pir Sultan Abdal,

          Şiirler – Türküler,

          Köroğlu,

          El Kapıları (Sümeyra Çakır ile birlikte),

          Sabahın Sahibi Var (Sümeyra Çakır ile birlikte),

          Semahlar,

          Çocuklar, Göçler, Balıklar,

          Zeybekler...