Gündem

Demiştik ve oldu: Kişiye özel kadro verildi

Munzur Üniversitesi’nde kadrolaşma skandalları bitmek bilmiyor. Haftalar önce gazetemizin “Üniversitenin vazgeçilmezi: Adrese teslim kadro” başlığıyla gündeme getirdiği iddialar bir kez daha doğrulandı. Üniversite yönetimi, önceden belirlenmiş bir ismi kadroya almak için yine adrese teslim ilan açmıştı. Beklenildiği gibi, kazanan kişi ilan çıkmadan önce belli olan ve bizim de haberini yaptığımız M.B. oldu.

M.B., yıllardır üniversitede tekniker olarak çalışıyordu. Prof. Dr. Kenan Peker üniversiteye rektör olarak atandıktan sonra M.B.’yi  önce rektör danışmanı sonra da fakülte sekreteri yaptı. Şimdi de öğretim görevlisi oldu. Üniversite yönetimi, sırf onu öğretim görevlisi yapmak için ilana öyle şartlar koydu ki başka kimsenin kazanması mümkün değildi. Üniversiteye bağlı Pertek Sakine Genç Meslek Yüksekokulu'nda Su Altı Teknolojisi bölümünde açılan kadro ilanında, uzmanlık şartı aranmak yerine "Yükseköğretim kurumlarında en az 10 yıl teknik personel olma kaydı" arandı. Açılan ilanın, M.B.’nin mevcut özgeçmişine tam uyacak şekilde düzenlenmesi gözlerden kaçmadı. Kişiye özel kadro ilanı haberlere ve tepkilere konu oldu, milletvekilleri tarafından meclis gündemine de taşındı. Rektör, tepkilerin ardından taktik yaparak, dikkat çekmemek için başvuru şartları tutmayan bir başka adayı da M.B. ile birlikte ön incelemeden geçirerek sınava aldı. Rektörün bu taktiği, başka adayında başvuru şartlarını yerine getirmemesiyle deşifre oldu. Sınavın kazananı da  önceden belirlenen M.B. oldu.

‘BU TÜR ATAMALAR ÖĞRENCİLERİDE ETKİLİYOR’

Öğretim görevlisi ilanı ile ilgili gazetemize konuşan üniversite personeli, “Bir düşünün, su altı teknolojisi gibi son derece teknik bir alana, o konuda hiçbir tecrübesi olmayan bir elektrik teknikerini alıyorsunuz! Bu, sadece akademik etiğe aykırı değil, öğrencilerin eğitim hakkına da açıkça bir saldırı. Yarın bu programdan mezun olacak öğrenciler, sektörde nasıl ciddiye alınacak? Munzur Üniversitesi’ndeki bu kadrolaşma skandalı öyle bir noktaya geldi ki, iktidara yakın Eğitim Bir-Sen bile duruma tepki gösterdi. Üniversitenin yeni rektörü, göreve geldiği günden beri liyakat ilkesini hiçe sayarak kişiye özel atamalar yapıyor. Akademik başarı ve uzmanlık artık Munzur Üniversitesi’nde işe alım kriteri değil; önemli olan “doğru yerde olmak” ve “yeterince uzun süre beklemek”! Bu düzensizliğe ve torpil düzenine tepki gösteren akademisyenler ise dışlanıyor, hak ettikleri kadroları alamıyor. Üniversitede yıllarca emek veren, alanında uzman birçok akademisyen varken, bir teknikerin özel olarak kadroya alınması akademik camianın itibarına da büyük bir darbe vuruyor. Bu tür atamalar sadece üniversitenin değil, öğrencilerin de geleceğini tehlikeye atıyor. Türkiye’de üniversiteler bilim üretmek yerine, yöneticilerin kişisel kadrolaşma alanlarına dönüştükçe eğitim kalitesi hızla düşüyor. Su Altı Teknolojisi gibi uzmanlık gerektiren bir programda bile bu kadar fütursuzca bir atama yapılabiliyorsa, artık hiçbir bölüme güven kalmamıştır. Munzur Üniversitesi yönetimi, bu atamayla bir kez daha liyakatin ve akademik etiğin nasıl ayaklar altına alındığını kanıtladı. Eğitimde liyakatsizlik düzenine karşı çıkmazsak, yarın üniversitelerde hocaların değil, “doğru bağlantıları olanların” ders verdiği bir sistemle karşı karşıya kalacağız” dedi.