BİNBİR ÇİÇEK: TÜRKÜLER

          Bu sabah Feryal Öney’in ‘’1001 Çiçek’’ adlı programında Adile Yadırgı’yı izledim. Adile Yadırgı’yı duymuştum, ilgi alanımdaydı ama bu programdaki kadar etraflı tanıyamamıştım. ‘’Hemhal’’ adlı albümlerini tanıttılar; bu arada albümden güzel türküleri de seslendirdiler.

          Adile’yi programına davet eden sunucuda, iyi bir türkücü. Kardeş Türküler’de çalıştığını, güzel türkülerin yaygınlaşmasına katkıda bulunduğunu biliyoruz. Müzikten anlayan iki insanın söyleşileri de bir başka güzel oluyor.

          Adile üniversiteyi bitirmiş, iyi bir müzik eğitimi almış sanatçılarımızdan. Kendi anlatımıyla başta Batman olmak üzere yurdun değişik yörelerinde müzik öğretmenliği de yapmış. Belli ki her gittiği yerin kültüründen, folklorundan etkilenmiş, beslenmiş.

          Türküleri dinlerken mutlu oluyorsunuz, o güzel ezgiler yudum yudum içinize doluyor. Kadife gibi yumuşak ve içe işleyen bir ses. Adile Yadırgı ve türkülerini dinlerken tüm sesler kesilsin, sinek bile vızıldamasın istiyorsunuz. Tüm dikkatiniz onun sesi ve müziğinin sözlerine odaklanıyor. Biz genelde türküleri öylesine dinler geçeriz; bu türküler ve ses öyle değil.

          ‘’Hemhal’’ adlı müzik albümünde yurdun her yöresinden derlenmiş türküler var. Bu türküler, Adile Yadırgı’nın sesi ve yorumuyla daha dinlenilir ve duygu dünyamıza seslenebilir niteliğe erişmiştir. Türküleri dinlerken şimdiye kadar olmayan bir şey başımıza geliyor; sözlerinin anlamlarına da dikkat ediyor ve yaşıyoruz. İyi bir ses,  iyi bir yorum, içe işleyen bir müzik dinlediklerimizi bir bütünlük içinde değerlendirmemizi sağlayabiliyor.

          Adile Yadırgı türküleri ülkemizi kültürel bir bütünlük içinde değerlendirmemizi; her yörenin kültürünü, birbirini tamamlayan öğeler olarak görmemizi olanak sağlıyor. Her yörenin kendine özgü güzellikleri ve şiirsel tadı bu türkülerde can buluyor. Bu albümde söylenen türküler bizi birbirimize bağlayan ne varsa ortaya çıkarıyor. Bu genç sanatçıların çalışmaları, üretimleri hayatı daha güzel yaşayabileceğimizi, daha anlamlı kılabileceğimizi düşündüren ipuçları veriyor. Müziği sadece eğlence olarak ele aldığımızda, pek bir şey anlayamayız; kaliteyi kalitesizlikten ayırt edemeyiz. Türküler seslendirilirken, yorumlanırken çok çalışıldığı ve emek verildiği anlaşılıyor. İnsan işini bilerek, isteyerek yaptığı zaman iyi bir çalışma ortaya çıkabiliyor.

          ‘’Ayletme Beni’’ türküsünü dinlediğimde çok etkilenmiş, kim bu sanatçı diye çevremdeki insanlara sormuştum. Kimse bir şey söylememiş,’’ İşin mi yok senin?’’ der gibi ilgisiz kalmıştı. Tabii bu tavırlar beni çok şaşırtmıştı. Sanatsız, müziksiz, şiirsiz kalan günlerimiz yaşanmamış demektir. Sanat, içinde bulunduğumuz çirkinliklere hayır deme olanağı sunabilir, daha güzel bir dünyaya kapı aralayabilir.

          Adile Yadırgı’nın bu güzel çalışması ancak sanatın diğer kollarıyla olan ilişkiyle açıklanabilir. Özellikle müziği besleyen alanlardan biri şiir sanatıdır. İyi eserler ortaya çıkarabilmek için şiirimizi iyi bilmek ve yakın ilişki içinde olmak gerekir. Sanatçıların sadece kendi işiyle değil de diğer sanatçıların uğraşlarından yararlanmaları çalışmalarını daha beğenilir hale getirecektir. Söyleşiden anlaşıldığına göre sanatçının, toplumsal duyarlılığı olan şairlerin şiirlerine ilgisi üst düzeydedir.

         Türkülerimize çağdaş bir yorum getiren Adile Yadırgı, duygu dünyamızı alışılmışın dışında bir zenginlik getirmiş, geniş kesimler için türküleri daha dinlenilir kılmıştır. Bursa’dan, Denizli’den bir türkü programı daha ilgi ile izlenir hale getirdi. Program, Neriman Altındağ Tüfekçi’nin bir uzun havasıyla son buldu.