Ankara başkenttir. Devletin konakladığı, ülkeyi yönettiği, halkın iradesinin temsil edildiği, TBMM’nin olduğu şehirdir. Tatil kenti değildir. Hemen herkes oraya devlet katında işlerini takip etmek, iradesini temsil eden vekilleriyle buluşmak için giderler.
Ben, MUHABBET Hanım, özlediğimiz ilk aşkımız kızımız TÜLAY’I, onun ilk aşkı DİLANI, babası İHSAN’I görmek için başkentin yollarına düştük. Eskiden olduğu gibi saatler, süren otobüs yolculuğu ile değil, lüks olmaktan çıkmış uçak yolculuğu ile aynı gün özlemini duyduklarımızla yorgunluk çekmeden buluştuk.
Başkentin çevresindeki gecekonduların kentsel dönüşüm çerçevesinde yıkılıp yerlerine TOKİ’NİN yaptığı, mantar benzeri renk, renk konutların arasından başkentin yoğun trafiğinden aşarak özlediklerimizle buluştuk. İlk gün kısa bir kar yağışının ardından açık havaya rağmen, hava kirliliği soğuk havada iyice kendini hissettiriyordu.
Yaklaşan yılbaşı, sokaktaydı. Her yanı her köşe başını talih kuşları sarmıştı. Eski yıllara göre azalmış yılbaşı hazırlıkları, az da olsa yeni yıl için hala KIZILAY çevresinde geziniyordu.
Sayın Hasan GÜYÜLDARLA, halkın, ulusun, iradesini temsil eden TBMM’nin yolunu tuttuk. Giriş kontrol noktasında Sayın GÜYÜLDAR’IN milletvekili kimliği ile bekletilmeden geçtik. Genel kurul toplantıları olmadığından koca meclis sakindi.
Sayın GÜYÜLDARLA, merak ettiğim meclisin 15 Temmuz’da bombalanmış yerlerini gezdik. Halkın iradesi bombalanmıştı. Yok edilmek istenmişti. Bıraktığı izler hala korkutucuydu.
Gezerken tanıdık bir yüzle, Sezgin TANRIKULU ile karşılaştık. Hızlı, hızlı gidiyordu. “Darbe komisyon toplantısına yetişmek için gidiyorum” dedi. “Kolay gelsin” dedik.
Girişinde yazılı üyelere yani milletvekillerine mahsus ünlü meclis lokantası kurul toplantısı olmadığı ziyaretçilerin azlığından sakindi. Menüde yemeklerin fiyatları yazılı değildi. Soruma, Sayın GÜYÜLDAR, “basın yemeklerin ucuzluğunu yayınlayınca, Meclis Başkanlığı menüden kaldırttı. İki et yemeği, iki çorba, beş yıldızlı salata, iki aşureye 25 lira ödeyen GÜYÜLDAR Bey, “bu kadar” dedi. Kalktık.
GÜYÜLDAR Beyin damadı hukukçu ERSAN Beyin bürosunda, Mazgirtli hemşehrim, müteahhit Ali BOZKURT Beyle tanıştık. Üniversitede okuyan DERSİMLİ 10 öğrenciye burs veriyormuş. Kendisine bu duyarlılığından DERSİMLİ iş adamlarına, zenginlerine örnek olacağından teşekkür ettim.
DERSİMDE İKLİM Gazetesinin sahibi başyazarı YOLDAŞIM diye hitap ettiğim Ergüder ÖNERLE, KIZILAY’DA, üstten ısıtılan yazlık çay evinde çaylarımızı yudumlarken hasret giderdik. Uzun zaman gelmediği DERSİMİ, sordukça anlattık.
Başkentin kalbi ünlü KIZILAY’DA, eski yıllarda yaşanan coşku, canlılık yılbaşı hazırlıkları yoktu. Talih kuşlarının önünde kuyruklar vardı. Üzüldüm.
Ufaktan yağan kar, başkenti beyaz örtüyle örtmek üzereydi. Dilan büyük babasını bekliyordu.